Sonbahar denince aklınıza ne geliyor? Ağaçlardan dökülen yapraklar, giderek artan yağmurlu havalar, şehre tamamen dönüş... Aynı zamanda sonbahar hava sıcaklıklarının düşmesi ile soğuk algınlığı oranlarını da etkileyebiliyor. Güneşli havaların yerini yağmurlu havalara bırakıyor oluşu ruh haliniz üzerinde de etkisini gösterebiliyor. Gelin bu sonbaharda üç adım ile hem bakış açınızı, hem de yediklerinizi gözden geçirerek daha sevimli hale getirin.
İlk adım uykunuzu düzene sokmak
Son günlerdeki uyku düzeninizi gözden geçirmeye ne dersiniz? Sonbaharın gelişi, okulların açılışı derken bu durumdan en çok etkilenenlerden biri de uyku saatleri oldu. Frontiers in Psychology’de yayınlanan yeni bir araştırmaya göre kaliteli uyku, egzersiz ve daha fazla çiğ meyve ve sebze tüketimi, iyi bir ruh sağlığı için en önemli rol oynayan üç faktör. Araştırmacılar hem çok az uykunun hem de çok fazla uyumanın depresif belirtilerle doğrudan ilişkili olduğunun altını çiziyor. İyi hissetme ve en az depresif belirtiler gece sekiz saat uyuyanlarda görülmüş.
Bağırsaklar sağlığınızın aynası
Bağırsak mikrobiyotası ve sindirim sisteminden bağışıklığa sağlığınız üzerinde pek çok noktada söz sahibi. Özellikle son yıllarda probiyotiklerin bağışıklık sistemi üzerine olan etkileri konusunda da önemli çalışmalar yapılıyor, probiyotiklerin bağışıklık sistemini güçlenmesine ve enfeksiyonlara karşı korunmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor. Mikrobiyotanızı faydalı bakterilerden yana zenginleştirmeye özen gösterin. Yoğurt, kefir, kombucha gibi bağırsak dostu besinleri beslenme planınızdan eksik etmeyin. Filizlendirilmiş fermente bakliyatlarla hem bitkisel protein alımınıza hem de bağırsak sağlığınıza destek olabilirsiniz. Soğan, sarımsak, kuşkonmaz, elma gibi bazı sebze ve meyveler de prebiyotik etki göstererek bağırsak sağlığınızı destekler.
Ultra işlenmiş gıdalar suçlu olabilir mi?
Şekerli içecekleri, işlenmiş et ürünlerini ve paketlenmiş atıştırmalıkları ne sıklıkla tüketiyorsunuz veya evinizde ne sıklıkla bulunduruyorsunuz? Aman dikkat, yüksek miktarlarda ultra işlenmiş gıda tüketen bireyler daha fazla olumsuz zihinsel sağlık semptomlarına sahip olabilir. İşlenmiş gıdaların düşük maliyetli ve hazırlaması kolay olması sıklıkla tercih edilmesinin ana nedenlerinden. Fakat burada kendi sağlığınızı görmezden gelmeyin. Public Health Nutrition’da yayınlanan çalışmada, araştırmacılar yüksek miktarda ultra işlenmiş gıda tüketen bireylerde depresyon, anksiyete ve zihinsel hastalıklar olmak üzere etkileri değerlendirmiş. Yaklaşık 10 bin yetişkin incelendiğinde sonuçlar ultra işlenmiş gıdaları entüketenlere kıyasla en fazla tüketen bireylerin olumsuz ruh sağlığı semptomlarının arttığını gösteriyor. NOVA sınıflandırmasına göre ilave şeker ve tuz, yağ ilave edilenler işlenmiş gıda olarak sınıflandırılırken bunlara ilave olarak hem raf ömrü, hem lezzet hem de dokuyu korumak için birden fazla işlemden geçen ürünler ise ultra işlenmiş olarak adlandırılıyor. Hep söylediğim gibi etiket okumak, gıda okuryazarlığı burada çok kıymetli. Alışverişte bir ürünü sepetinize atmadan önce lütfen içindekiler kısmına göz atın. Katkı, koruyucu, renklendirici içeren gıdaları tercih ederken bir kez daha düşünün. Eylül ayı hedefleriniz arasında bol mevsim sebze, meyvesi ve rengarenk beslenme yerini alsın.