Ramazan ayında diğer 11 aydan farklı bir beslenme düzenine sahip oluyoruz. Değişen beslenme düzeni bazı sorunları ve soru işaretlerini de beraberinde getirebiliyor. Oysa ki bu ay, beslenmenizde atacağınız bazı önemli adımlar ramazan ayını çok daha rahat geçirmenize yardımcı olabilir. İşte dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar
Bağırsaklarınızı önemseyin
Ramazan ayının gelmesiyle birlikte oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısı değişir. Ramazanda öğün sayısı azaldığı için sebze ve meyve tüketimi genellikle ihmal edilebiliyor. Durum böyle olunca lif alımı azalıyor ve bağırsak hareketlerinde de yavaşlama görülebiliyor. Bunlara bir de hareketsizlik ve gün içinde yetersiz su tüketimi de eklenince kabızlık problemi yaşayanların sayısı gittikçe artıyor. Ramazanda lif içeriği yüksek sebze ve meyve, tam tahıl ve baklagil tüketimini artırmanız bağırsak sağlığınızın korunmasına yardımcı olacak ve kabızlık şikayetinizi hafifletecektir. Ayrıca bağırsak sağlığının destekçisi; kefir, yoğurt gibi besinlere beslenmenizde yer vermeniz sindirim sisteminizi rahatlatacaktır.
Hızlı yemek yemeyin
Oruç sürecinde 16-17 saat açlıktan sonra, iftarda yavaş yemek yemek kolay değil biliyorum. Ama iftar yemeğinde her zamankinden hızlı davranmak, bedeninizin içsel kontrol dengesini olumsuz etkileyebilir. Doygunluk sinyali gelme süresinin yaklaşık olarak 20 dakika sürdüğü düşünülüyor. Eğer çok hızlı yemek yerseniz bu mekanizma henüz daha tam çalışamamışken, doyma sinyalleriniz beyninize ulaşmamışken normalden daha fazla yemiş olursunuz. Hızlı yemek yemek bunun yanı sıra, sindirim problemlerine, reflü, gaz ve şişkinlik gibi sorunlara neden olabilir. O yüzden yemeği ne kadar yavaş yer, vücudunuzda tokluk sinyallerini ne kadar iyi hissederseniz sindirim sisteminiz için o kadar iyi.
Sıvı alımını destekleyin
Gün içinde uzun süre susuz kaldığımız düşünülürse ramazan ayında günlük sıvı ihtiyacımızı alabilmek için iftar ve sahur arasındaki zaman dilimini çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. İftarla sahur arası mutlaka en az 2 litre su içmeye özen gösterin. Bunun yanı sıra oruç tutarken susuzluğa karşı alınacak önlemlerden birisi de su içeriği yüksek sebze ve meyvelerden faydalanmak. Sahurda lif ve su içeriği yüksek besinlerden domates, salatalık, marul gibi sebzelere beslenmenizde yer verebilirsiniz. Ayrıca ramazanda hava sıcaklığının artması ile birlikte bu aylarda en sık karşılaştığımız sorunlardan biri elektrolit dengesizliği. Sindirimi kolaylaştırması ve elektrolit dengesini koruması açısından bir şişe maden suyu tüketmeniz faydalı olabilir.
Uykuyu ihmal etmeyin
Evde kaldığımız bu süreçte uyku saatleri esnese de ramazan ayında birçok kişi akşam uyumadan önce bir şeyler yiyip niyetlenerek sahura kalkmamayı tercih edebiliyor. Bunun sağlıklı olmadığını ve sahur öğününün ne kadar önemli olduğunu defalarca duyduğunuzu biliyorum, ben de daha önceki yazılarımda bahsetmiştim.
Bazı kişiler de sahura kadar uyumayıp, sahur öğününü yaptıktan sonra uyumayı tercih ediyor. Bu durum elbette kişiden kişiye göre değişebiliyor. Eğer kişi sabah erken kalkıp işe gitmek durumundaysa maalesef günü çok az uykuyla geçiriyor. Açlık ve susuzluk kavramlarına bir de uykusuzluk eklenince durum biraz daha zorlaşabiliyor. Gün içinde yetersiz uykunun birçok hastalıkla ilişkisi var. Eğer koşullar izin veriyor ve sahurdan sonra 6-8 saat uyuyabiliyorsanız sahura kadar uyumadan beklemeyi tercih edebilirsiniz. Ama sabah erken kalkmak durumundaysanız mutlaka sahura kadar uyumanızı tavsiye ediyorum. Yetersiz ve kalitesiz uyku, beslenme düzeninizin yanı sıra bağışıklığınızı da etkileyebilir unutmayın.