Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Diyet efsaneleri kafanızı karıştırıyor, kısa vadeli hedefler, kilo al-ver döngüsünde kaybolmanıza yol açıyorsa ilk yapmanız gereken “Ya hep ya hiç” anlayışından uzaklaşmak.

Popüler diyet efsaneleri

İnternet, sosyal medya ve dijital dünya sayesinde her şeye çok daha kolay ulaşıyoruz. Peki, beslenme hakkında doğru bilgiye ulaşmak gerçekten o kadar basit mi? Ne yazık ki sosyal medyanın da etkisiyle her konuda olduğu gibi bu konuda da ciddi bir bilgi kirliliği bulunuyor. Beslenmeye dair doğru ve yanlışları ayırt edebilmek de her gün biraz daha zorlaşıyor. Siz farkında olmasanız bile birçok diyet efsanesi yaşam kalitenizi, diyet motivasyonunuzu, beslenme düzeninizi fazlasıyla etkiliyor.

Haberin Devamı

Meslek hayatına başladığım günden beri diyet efsaneleri hakkında sorular alıyorum. Zaman zaman bilimsel altyapısı olan her bilgiyi sizlerle paylaşmaya özen gösteriyorum. Bu vesileyle yakın zamanda sevgili meslektaşım Uzman Diyetisyen Betül Karakuş’un çıkardığı “Yeni Nesil Diyet” kitabı birçok diyet efsanesini bilimsel yönüyle ortaya koyuyor. Tamamen diyet kültürüne karşı çıkan, doğru ve sürdürülebilir beslenmeyi anlatan yeni nesil bir beslenme rehberi diyebilirim.

“Yeni Nesil Diyet” kitabı “Sürdürülebilir Beslenme Programınızı Oluşturma Rehberi” olarak tanımlanıyor. Kitabın amacı aslında kendi doğru beslenme yolcuğunuzda size eşlik edebilmek.

Nerede hata yapıyoruz?

Diyeti kısa süreli bir yolculuk gibi düşünenlerdensiniz dikkat! Öncelikle bunun yaşam boyu devam edecek bir serüven olduğunu kabul etmeniz gerekiyor. Kısa vadeli hedefler diyette devamlılığı getirmiyor, dolayısıyla kilo al-ver döngüsünün içinde kayboluyorsunuz. Bu konuda ilk yapmanız gereken kesinlikle doğru beslenmeyi öğrenmek.

Elbette beslenme hakkında en temel bilgiye sahip olmak tek başına yeterli olmuyor. Eğer diyete “Ya hep ya hiç” mantığıyla yaklaşıyorsanız, kendinize ulaşılamaz hedefler koyuyorsanız, yasaklar, kısıtlamalar, iyi besinler kötü besinler sürecinizin bir parçası olduysa diyet psikolojisini de hesaba katmak gerekiyor. Yeme bağımlılığından duygusal yemeye kadar diyet psikolojisi de hesaba katılıyor.

Haberin Devamı

Popüler diyet efsaneleri

Soğuk su içmek zayıflatır mı?

“Soğuk su zayıflatır” ifadesiyle daha önce çok kez karşılaşmışsınızdır. Soğuk su normal suya göre bazal metabolizma hızını artırarak daha fazla enerji harcamanıza yardımcı olabilir. Bu durum genellikle soğuk su içtiğinizde vücudun kendi sıcaklığını koruması için daha çok çalışmasına bağlanabiliyor. Buradaki minik enerji harcamaları, kilo verme konusunda umut ışığı olabilir mi veya hayatımda hiçbir şeyi değiştirmeden sadece soğuk su içerek kilo verebilir miyim, derseniz, çok da umutlu konuşamayacağım.

Sıcak su mu, soğuk su mu?

Sıcak su, besinleri soğuk ve ılık suya göre daha kolay parçalayarak sindirime yardımcı olur. Yapılan çalışmalarda düzenli bağırsak hareketi sağlayarak, kabızlığı azaltmada da etkili olduğu da söyleniyor.

Çok düşük kalorili diyetlerde genelde neden bolca bitki çayı verilir, hiç düşündünüz mü? Sabahtan akşama kadar sadece brokoliyle, yeşil elma ve kabakla beslenirsiniz ama sınırsız bitki çayı içebilirsiniz. Bu kadar bitki çayının sebebi açlık hissini bastırmaktan başka bir şey değil. Sıcak su, soğuk suya göre mideyi çok daha yavaş terk eder. Dolayısıyla sıcak bir bitki çayı içtiğinizde bir süreliğine de olsa açlık hissini bastırmış olursunuz. Bu durum da kilo kaybı sürecinde yardımcı olur.

Haberin Devamı

NOT: Yararlarından bahsettiğimiz sıcak su kaynar sıcaklıktaki bir sıcak su değil. Bu suya ait tam bir derece mevcut olmasa da tahmin edebilmek için kaynatılmış ılıtılmış su sıcaklığı örnek verilebilir.

Popüler diyet efsaneleri

Doğru bildiğimiz yanlışlar

Kitabı okuduğunuzda popüler diyetlerin mantığını, sizin için uygun olup olmadıklarını daha iyi anlamaya başlayacaksınız; aynı zamanda çok sık duyduğunuz diyet efsanelerinin doğrularını da öğreneceksiniz.

Popüler diyet efsaneleri

*Bir Pizza yedim kilo aldım: Sizce önceki akşam yediğiniz birkaç dilim pizza verdiğiniz kiloları geri almanıza sebep olabilir mi? Eğer önceki akşam normalden daha fazla karbonhidrat (unlu ürünler, pilav, makarna…) tükettiyseniz, daha tuzlu besinler tercih ettiyseniz, alkolü biraz kaçırdıysanız ödem sorunuyla karşılaşabilirsiniz. Ödem vücutta daha fazla su tutulmasına sebep olduğundan şişkinlik hissini artırabilir, tartıda gördüğünüz rakamları yükseltebilir. Rutin beslenme şeklinize döndüğünüzde ödeminizin azaldığını, tartıdaki sayının düştüğünü göreceksiniz.

Popüler diyet efsaneleri

*Bir kereden bir şey olmaz: Önceki akşam yediğiniz birkaç dilim pizza diyetinizi bozduğunuz anlamına gelmese de görünmeyen kalorilerin de farkında olmak gerekiyor. Eğer diyet sürecinde her güne “minik” ilaveler yaparsanız damlaya damlaya göl olan kalorilerle karşılaşmanız olası. Dolayısıyla yediklerinizin farkında olabilmek de diyetin en önemli parçalarından.

*Yumurtanın beyazı daha fazla protein içerir: Aslında yumurta konusunda bilgiyi değerlendirme şeklimiz bizi yanıltıyor. Yumurtanın sarısını ve beyazını besin değeri anlamında karşılaştırdığımızda 100 gram yumurta beyazının 10-11 gram protein, 100 gram yumurta sarısının 16 gram protein içerdiğini biliyoruz. Bir orta boy yumurtada ise daha yüksek miktarda yumurta beyazı, daha düşük miktarda yumurta sarısı bulunuyor. Dolayısıyla bir yumurta için karşılaştırdığımızda yumurtanın beyazından ve sarısından aldığımız protein miktarının birbirine çok yakın (yaklaşık 3 gram) olduğunu görüyoruz. Takdir edersiniz ki, günümüzde diyet efsaneleri saymakla bitecek gibi görünmüyor, bu konuda “Yeni Nesil Diyet” size ışık olabilecek kaynaklardan biri gibi görünüyor. Okuyacak herkese şifa olması dileklerimle…