Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Denizlerin kirliliği deniz canlılarının yanı sıra insan sağlığını da ciddi anlamda etkiliyor. Deniz ve okyanuslardaki çöplerin yüzde 73’ünden fazlasını da plastikler oluşturuyor. Bu kadarı bile “Plastiksiz Temmuz” kampanyasını desteklemek için yeterli bir neden

Artık hepimiz biliyoruz ki denizler dünyanın oksijen kaynağı. Özellikle nefes almanın, doğanın değerini bir kez daha anladığımız bugünlerde denizlerin de değerini daha iyi kavramamız gerekiyor. Buna rağmen denizlere yeteri kadar değer vermediğimizi üzülerek söyleyebilirim. Akdeniz’i en çok kirleten ülke Türkiye! Özellikle son günlerde denizlerde çok fazla maske ve eldiven atığı olduğu biliniyor. Bilinçli olarak denize maske ve eldiven atmasanız bile, çöpe değil yerlere attığınızda veya doğru bir şekilde çöplerinizi ayrıştırmadığınızda, maske ve eldivenler havayla, rüzgârla denize taşınabiliyor. Bu konuda çok daha hassas olmamız gerektiğini düşünüyorum. Biliyorsunuz 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’ydı. “Sıfır Atık Sıfır Açlık” projesinde birlikte çalıştığım meslektaşım Şahika Ercümen, bu özel günde denizlerin kirliliğine dikkat çekmek için Boğaz’da dalış yaptı.

Haberin Devamı

TURMEPA’nın ürküten verileri

Denizlerin kirliliği deniz canlılarının yanı sıra insan sağlığını da ciddi anlamda etkiliyor. Bu konuda birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum Deniz Temiz Derneği’nin (TURMEPA) çarpıcı verilerini sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Plastikler 1950’lerden itibaren hayatımızın her alanında yer alır hale geldi. Hafif, ucuz ve dayanıklı olması nedeniyle ambalaj malzemesi olarak tercih edilen plastiklerin yüzde 40’ından fazlası sadece bir kez kullanılıp atılıyor. 2015 yılı verilerine göre, saniyeler içerisinde kullanım ömrü dolan plastiklerin yaklaşık yüzde 9’u geri dönüştürüldü, yüzde 12’si yakıldı ve yüzde 79’u çöp sahalarında veya çevrede birikti. Çevredeki plastikler ise karadan nehirler vasıtasıyla akıntı, rüzgâr ve yağışların etkisiyle denizlere ve okyanuslara taşınıyor. Böylece her yıl deniz ve okyanuslara 8 milyon tondan fazla plastik ulaşıyor. Bilimsel çalışmalar, plastiklerin deniz ortamında ortalama 450 yıl kalabileceğini ortaya koyuyor ve bu süre de plastik problemini daha ciddi boyutlara taşıyor. Hemen önlem alınmaz ve harekete geçilmezse 2050 yılında denizlerde ağırlıkla balıktan çok plastik olacağı öngörülüyor. Plastik kirliliği biyoçeşitliliği etkiliyor. Her yıl 1 milyondan fazla deniz kuşu, 100 bin memeli ve deniz kaplumbağası deniz çöpleri sebebiyle ölüyor. Çünkü deniz ve okyanuslardaki çöplerin yüzde 73’ünden fazlasını plastikler oluşturuyor.

Haberin Devamı

Deniz ortamında plastikler daha küçük parçalara ayrılarak, planktondan balinaya tüm besin zincirine girerek deniz ekosisteminin sağlığını tehdit ediyor. İhtiyacımız olan oksijeni üreten, tüm ekosistemin birincil üretimini yapan planktonların da mikroplastik yediği tespit edildi. Uluslararası araştırmalara göre yediklerimizde, içtiklerimizde ve hatta soluduğumuz havada dahi mikroplastikler bulundu. Plastikler, içerdikleri kimyasallarla vücudumuzdaki hormonları blokluyor veya taklit ediyor. Plastiklerin yapısında bulunan BPA, ftalat ve PAH benzeri kimyasallar, ısı değişimleri sonucunda içecek ve gıdalara sızarak vücudumuza giriyor. Dünya Sağlık Örgütü araştırmacıları, plastikleri ve yapılarındaki kimyasalları endokrin sistem bozucu olarak tanımlıyorlar.”

Haberin Devamı

‘Plastiksiz Temmuz’ için ben de varım

‘Plastiksiz Temmuz’

Plastiksiz bir hayat tam anlamıyla mümkün olmasa da en azından plastik kullanımını mecbur olmadığımız alanlarda azaltarak hem kendimize hem de kendimizden sonraki nesillere fayda sağlayabiliriz. Özellikle tek kullanımlık plastikleri hayatımızdan çıkarmak bu noktada çok büyük önem taşıyor. Biliyorsunuz ben uzun zamandır #plastiksizmutfak diyorum ve mutfakta plastik kullanımının azaltılması için çalışıyorum. Amacım öncelikle evde mutfakta kullandığımız plastiği azaltmak. Bunun yanı sıra temmuz ayı özelinde “Plastiksiz Temmuz” kampanyasını da sizlerle tanıştırmak istiyorum.

‘Plastiksiz Temmuz’, yani dünyadaki adıyla “Plastic Free July”, ilk olarak 2011 senesinde Avustralya’da tek kullanımlık plastik ürünleri kullanmayı reddetmek amacıyla başlatılmış ve daha sonra tüm dünyaya yayılmış. Birçok ülke bu kampanyanın destekçisi durumunda. Ülkemizde de ‘Plastiksiz Temmuz’un desteklenmesi ve daha çok kişinin bu kampanyayı duyması beni mutlu ediyor.

‘Plastiksiz Temmuz’a destek için;

Öncelikle işe tek kullanımlık plastikleri hayatımızdan çıkarmakla başlamamız gerekiyor.

Plastik bardak, çatal, bıçak kullanımından vazgeçin.

Yemek sipariş ederken, plastik çatal, bıçak istemiyorum notu ekleyin.

Plastik poşetleri tamamen hayatınızdan çıkarın, sebze ve meyve filelerini kullanın.

Plastik bardak kullanımı bırakın, kahve dükkânına giderken kendi mataranızı götürün.

Plastik pipet yerine cam veya metal pipet tercih edin.

Plastik ambalajlı ürünler yerine cam veya diğer alternatifleri seçin.

Plastik mutfak süngeri yerine doğal kabak lifi kullanın.

Plastik mutfak poşetleri yerine bez torbaları tercih edin.