Vücuttaki toksinlerin atılmasında yeterli sıvı alımı büyük rol oynuyor. Ben bu dönemde de her gün 2-2 buçuk litre suyumu içmeye özen gösteriyorum. Sıvı alımımı bol su ve bitki çaylarıyla destekliyorum
Son günlerde ülke genelinde vaka sayıları giderek arttı, haliyle etrafımızdaki Kovid-19 çemberi daraldı. Ben de geçtiğimiz hafta yaptırdığım test sonucu Kovid-19 pozitif olduğumu öğrendim. Karantina sürecini hafif semptomlarla atlatıyorum, evde izolasyonu sağlayarak ve dinlenerek geçiriyorum. Bu süreçte bana nasıl beslendiğim hangi takviyeleri kullandığımla alakalı hem sosyal medyadan hem de yakın çevremden pek çok soru geldi ve gelmeye devam ediyor. Beslenme planımda nelere dikkat ettiğim, nelerden kaçındığım sorular arasında. Ben de bu soruların cevaplarını kendi deneyimlerimle sizlere aktarmak istiyorum.
Doğru takviye ve bilinçli ilaç kullanımı
Bu virüsü henüz tam olarak tanımıyoruz, her gün yeni araştırmalar yayımlanıyor. Bu nedenle otoritelerin son önerilerini takip etmek önem taşıyor. Ben de bu dönemde Sağlık Bakanlığı’ndan gelen ilaçları kullanmaya devam ediyorum. Virüs ilk 5-6 gün içinde bir replikasyon sürecine geçiyor, yani kendini çoğaltıyor. Bu virüse direkt etkili ilaçlar, etkisini virüsün replikasyonunu, yani kendini çoğaltmasını önleyerek gösteriyor. Bunların yanı sıra uzun zamandır kullandığım propolis, D vitamini, C vitamini ve çinko takviyelerime de devam ediyorum.
Koronavirüsteki en önemli problemlerden birisi de enfeksiyon sürecinde ortaya çıkan pıhtılar. Kovid-19 aslında damar içi iltihaba da yol açabiliyor. Bu nedenle bu süreçte kan sulandırıcıların kullanımı ön plana çıkmaya başladı; ben de hekimimin önerisiyle kullanıyorum. Yapılan bir çalışmada tam sulandırıcı kullanan bireylerde hastalığın seyrinin daha olumlu görüldüğü gözlemlenmiş. Kan sulandırıcılar koronavirüsten koruyor demek elbette mümkün değil. Kişiye özel bir hekim protokolü her zaman daha doğru olacaktır.
Bir diğer önemli nokta ise maske kullanımı. Bu dönemde elbette maske takma sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz ve evi sürekli havalandırıyoruz. Burun ve nefes için okaliptüs ve limon yağı bana çok iyi geldi, sizlerle de paylaşmak istedim.
Sumak çayı tüketmeye çalışıyorum
Optimal sağlık için iyi hidrasyonun çok önemli olduğunu biliyorsunuz. Vücuttaki toksinlerin atılmasında yeterli sıvı alımı büyük rol oynuyor. Ben bu dönemde de her gün 2-2 buçuk litre suyumu içmeye özen gösteriyorum. Sıvı alımımı da bol su ve bitki çaylarıyla destekliyorum. Bitki çaylarını ham bal ve bol limon ile tüketiyorum. Her gün 1 fincan sumak çayı tüketmeye çalışıyorum. Sumaktaki gallik asidin birçok bakteri ve virüse karşı etkili olduğuna dair bilimsel kanıtlar olduğunu hatırlatmakta fayda var. Evde olduğunuz bu dönemde çok fazla çay ve kahveye yönelmiş olabilirsiniz. Fazla miktarda çay, kahvenin dehidrasyona, yani vücudunuzun sıvı kaybetmesi ya da yeteri kadar sıvı alamamasına neden olabileceğini ve uyku düzeninizi olumsuz yönde etkileyebileceğini hatırlatmak istiyorum. Yetersiz ve kalitesiz uyku bağışıklık sisteminin en büyük düşmanlarından biridir.
Bağışıklık düşmanlarına dikkat
Evde geçirdiğiniz vakitte paketli gıdalar, şekerli, yağlı yiyecekler tüketmek yerine, daha doğala yönelmeye çalışın. Fazla miktarda tuz ve şeker tüketimi birçok hastalıkta olumsuz yönde etkili olabileceği gibi bağışıklık sisteminizi de baskılayabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü günlük 5 gramdan az tuz tüketilmesini öneriyor. Damak tadınız tuzluya daha yatkınsa bu alışkanlığınızdan vazgeçmenizin çok kolay olmayacağını biliyorum; ancak yemeklerinize ekstra tuz ilave etmemeye çalışın, tuzun yerine yemeklerinizi baharatlarla zenginleştirin. Aynı zamanda WHO, ideal olarak yetişkinler için toplam enerji alımının yüzde 5’inden daha azının basit şekerden gelmesi gerektiğini belirtiyor. Şeker yerine, taze veya kuru meyve tüketerek bağışıklık düşmanlarına karşı önleminizi alabilirsiniz. Bağışıklık sisteminin çok kompleks bir yapıya sahip olduğunu ve tek bir besin veya uygulamayla onu güçlendiremeyeceğimizi bir kez daha hatırlatayım. Güçlü bir bağışıklık sistemi için bütün besinlerden dengeli bir şekilde almanız gerektiğini unutmayın. Umarım bu hastalığa yakalanan herkes sağlığına en yakın sürede kavuşur.