Koronavirüs gündemimize oturdu ve hemen hemen hepimiz bugünlerde onu konuşuyoruz. Birçoğumuz işe gitmiyor, evde kalmayı tercih ediyoruz. Birçok mağaza, zincir restoran ve kafeler kapandı. Peki, bu durum sürdürülebilirlik, israfı azaltma hedeflerimizi nasıl etkiliyor? İklim değişikliğine ve karbon ayak izine etkisi nasıl?
İklim krizini yönetmek için düşük karbon emisyonuna ihtiyacımız olduğu doğru ama korona yüzünden şu an azalmış gibi görünen karbon ayak izi gerçekçi değil.
Çoğunluk evinde, trafik yoğunluğu azaldı, uçak seyahatleri neredeyse yok, bu yüzden şu anki karbon ayak izi düşük. Maalesef salgın kontrol altına alındığında çevreye negatif etkinin daha yüksek olacağı düşünülüyor. Normal düzene geçildiğinde hayat hemen normal olmuyor, tüketim alışkanlığı ve davranışlar belirsiz.
Birey ve kurum açısından durum şöyle:
Tek kullanımlık plastik tekrar artışa geçti.
Plastik eldiven, maske kullanımı çok yüksek.
Doğada çözünmeyen ıslak mendil tüketimi korkunç boyutta.
Tabii ki daha sık yıkanan eller gereklilik hatta musluk fotoselli değil ise eğer umumi bir tuvalet veya AVM gibi ev dışında bir yerdeyseniz seçeneğiniz pek yok ya su açık kalacak ya da önce musluğu temizlemek için aynı su israfına katlanacaksınız.
Bilinçsizce evlere alınmış bazı alışverişin gıda israfına da maalesef etkisi olacak.
Çin geçen haftaki raporunda her gün ilave 200 ton tıbbi atık ve maske, vb. ağırlıklı çöp oluştuğunu bildirdi.
Kurumlar vermiş oldukları sürdürülebilirlik sözleri ve yeşil hedefleri büyük ihtimal öteleyecekler.
Avrupa Birliği iklim yasası gündemini erteledi.
Önce insan hayatı diyoruz ancak gezegenin durumu, çöpleri ayrıştırma, atığı azaltma, israfı engelleme sözlerimiz de lütfen aklımızın bir köşesinde dursun.
Geri Dönüşüm Günü
Geçtiğimiz hafta 18 Mart Uluslararası Geri Dönüşüm Günü’ydü. Uluslararası geri dönüşüm günü ilk olarak 2018 yılında gündeme geldi ve bu o zamandan beri kutlanıyor. Geri dönüştürülebilir atıklar, gezegende var olan yedinci doğal kaynak olarak adlandırılıyor. Hava, su, kömür, petrol, doğal gaz ve minerallerden sonra yedinci doğal kaynağımız aslında çöpte yatıyor.
Her yıl dünyada milyarlarca ton doğal kaynak üretiliyor ve bu üretilenler olması gerekenden çok daha kısa sürede tüketiliyor. Dünyanın kaynaklarını çok hızlı tüketiyoruz ve bu hızla giderse çok yakın zamanda bir çıkmaza gireceğiz. Bu yüzden çöpe attığımız her şeyi, atmadan önce on kere düşünmemiz gerekiyor. Çöpe atmadan önce geri dönüştürme seçeneğini de lütfen ihmal etmeyin. Kullanmadığınız ve çöpe atmak istediğiniz birçok şey, plastikler, cam eşyalar, kavanoz veya şişeler, bitmiş piller ya da elektronik eşyalar aslında çöp değil, geri dönüştürülebilir atıktır. Bunların birçoğunu evde tekrar kullanılabilir hale getirebilirsiniz veya geri dönüşüme katkı sağlamak için uygun şekilde ayırabilirsiniz. Böylece hem kendinize hem de aslında gezegene bir fayda sağlamış olursunuz.
Karbon ayak izini düşürmekle ilgili pek çok uygulama var. Toplu taşıt kullanımını artırmak, mümkün olabildiğince yürümeyi tercih etmek, yerele yönelmek karbon ayak izini azaltmaya yardım ediyor. Ama sadece bunlar yeterli olmuyor. Eğer evdeki beyaz gömleğinizi eskidi diye çöpe atmak istiyorsanız bir kere daha düşünmeniz gerekiyor. % 100 pamuktan yapılmış ve 220 gram net ağırlığa sahip beyaz uzun bir gömleğin karbon ayak izinin ne kadar olduğunu biliyor musunuz? 10.75 kilogram CO2 ve diğer sera gazları. Evet, yanlış duymadınız, karbon ayak izi uzun bir gömleğin net ağırlığından 50 kat daha fazla. Başka bir deyişle, Bu miktar yaklaşık olarak 40 km araba kullandığınızda saldığınız karbona eşdeğerdir.