Hayatınızın belirli dönemlerinde kendinizi stres altında hissediyor olabilirsiniz. Böyle zamanlarda her şeyi en iyi şekilde yapabilmeniz için önce iyi olmanız gerektiğini hatırlayın.
Son birkaç haftadır havalardaki dengesizlik vücudumuzdaki enerji dengesinde ve metabolizmanızda söz sahibi olabiliyor. Özellikle mevsim geçişlerinde bahar yorgunluğu olarak da tanımlanan bu durumu bahar neşesine çevirmek elinizde. Kendinizi daha iyi hissetmek için vücudunuzla ilişkinizi gözden geçirin. Ben de doğanın bir parçası olan metabolizmanıza destek olmak ve bu durumunun üstünden gelmeniz için yapmanız gerekenleri üç madde altında paylaşmak istedim.
İlk kural doğayla iç içe olmak
Haftada iki veya daha fazla saatini doğada geçiren kişilerin sağlık durumu iyileştirebileceğini biliyor musunuz? Doğanın sadece ruh halinizi iyileştirmekle kalmayıp, aynı zamanda kan basıncınız, kalp sağlığınız, kas gerginliğiniz ve stres seviyeleriniz için de fayda sağlayacağını unutmayın. Yapacağınız 10 dakikalık bir doğa yürüyüşü bile, spor salonunda 45 dakikalık bir antrenman kadar iyi hissettirebilir. Yani doğayla baş başa kalmak aslında hem sizi hem ruhunuzu besliyor demek mümkün.
American Journal of Health Promotion dergisinde geçen ay yayımlanan bir çalışmada, doğayla iç içe olmanın diyet çeşitliliğine ve meyve ve sebze tüketimine nasıl fayda sağladığı araştırılmış. Drexel Üniversitesi’nden araştırmacılar 300’den fazla yetişkin bireyin doğayla ilgili deneyimlerini, bakış açılarını ve beslenme planlarını değerlendirmek için katılımcılara bir anket formu uygulamış. Sonuçlar, doğaya bağlılığın daha iyi bilişsel, psikolojik ve fiziksel sağlık ve daha yüksek çevresel farkındalık ile ilişkili olduğu yönünde. Doğaya bağlılığı yüksek olan bireylerin daha fazla diyet çeşitliliğine sahip olduğu bulunurken, daha yüksek meyve ve sebze tüketimi de dâhil olmak üzere sağlıklı bir beslenme planı bildirdiği sonucuna ulaşılmış. Araştırmacılar bu sonuçlar ile birlikte yeşil alanları artırmanın ve kentsel yeşillendirmenin önemini bir kez daha vurguluyor.
Ara öğünlerinizi renklendirin
Stresli olduğu zaman çikolataya başvuranlardan mısınız? Böyle durumlarda tercihiniz elbette porsiyon miktarına da dikkat ederek bitter çikolata olsun. Bitter çikolata aslında sadece psikolojik olarak mutlu etmiyor, araştırmalar düzenli olarak günde 30-40 gram bitter çikolata tüketiminin serotonin seviyesini artırıp, stres düzeylerinde iyileşmede rol oynayabileceğini belirtiyor. Bitter çikolata beyninize daha fazla kan akışı sağlayan ve zihinsel sağlığınıza destek olan flavanol adı verilen bileşikleri içerir. Yapılan araştırmalar flavanolun ruh halinizi yükseltmenin yanı sıra bağışıklık sisteminizi güçlendirerek vücudunuzun hastalıklarla savaşmasına yardımcı olduğunu, aynı zamanda kalp sağlığınız için de olumlu etkilerinin olabileceğini gösteriyor. Ara öğünlerinizde bitter çikolata ve sütlü kahve ikilisinden faydalanabilirsiniz. Badem de stresi azaltmaya yardımcı olan minerallerden magnezyum ve E vitamini içeriyor. Gün içerisinde ara öğünlerinize bir avuç badem eklemenizi de öneririm.
Yeterli sıvı ve yeterli uyku ikilisi
Vücudunuzun suya ihtiyacı olduğunda kendinizi yorgun, halsiz ve gergin hissedebilirsiniz. Hatta bu durum zihinsel sağlığınızı bile etkileyebilir. Yetersiz sıvı tüketiminin iyi bir gece uykusunun en büyük düşmanlarından olduğunu unutmayın. Gün içerisinde çok az sıvı tükettiğiniz sabahlar genellikle yorgun hissederek uyanırsınız. Yatmadan önce bir bardak su içmeyi alışkanlık haline getirmek bu anlamda harika bir adım olabilir. Daha iyi bir uyku için bir fincan bitki çayı içmeyi deneyebilirsiniz. Melisa çayı, papatya, yasemin çayı gibi bitki çayları bu konuda size yardımcı olabilir. Bu bitki çaylarının uyku üzerindeki olumlu etkisi flavonoit içeriğinden kaynaklanır. Papatya çayında bulunan apigenin, sakinleştirici etkisi olan beyindeki benzodiazepin reseptörlerine bağlanan bir flavonoittir.
Genellikle aynı saatlerde uyumak, aynı saatlerde uyanmak, yani bir uyku rutininizin olması bu konuda size yardımcı olabilir. National Sleep Foundation yetişkinler için günde 7-9 saat uykuyu öneriyor.
Tüm bunların yanında iyi hissetmek için bol bol gülümsemeyi ve can dostlarınıza sarılmayı unutmayın. Gülümsemek vücudunuzun ağrı ve enfeksiyonla savaşmasına yardımcı olan kimyasalların serbest bırakılmasını sağlarken, evcil hayvanınızla vakit geçirmek ruh halinizi yükselten ve sizi diğer canlılara bağlayan oksitosin adı verilen hormon salgılanmasına yardımcı olur.