Deneyimli sağlık çalışanları ile hasta ve ailenin el birliği etmesi, hemofilinin tedavi sürecini kolaylaştıracağı gibi; hastanın yaşamını daha kaliteli ve konforlu kılar
17 Nisan’ın Dünya Hemofili günü olduğunu biliyor musunuz? Hemofiliyi, kanın normal olarak pıhtılaşmadığı nadir görülen bir kanama bozukluğu durumu olarak özetleyebilirim. Nadir görülen ve genellikle kalıtsal olan bu hastalık, kanın pıhtılaşmasında rol oynayan bir protein olan faktör, kanda yeterli miktarda bulunmadığında meydana geliyor. Hemofili, kandaki pıhtılaşma faktörünün düzeyine göre hafif, orta ya da ağır olarak sınıflandırılıyor.
Hemofili, soğuk algınlığı gibi sonradan bulaşan bir hastalık olmayıp kalıtsal olduğu için ebeveynlerden çocuklara aktarılıyor. Dünyadaki duruma baktığımızda 400 binden fazla kişinin hemofilili olduğu tahmin ediliyor; bu hastalık erkeklerde kadınlara göre daha yaygın görülüyor. Faktör VIII eksikliğinden kaynaklanan Hemofili A ise en sık görülen tipi olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda Türkiye Hemofili Derneği’nin ve Hemofili Dernekleri Federasyonu’nun, hemofili alanında doğru ve güncel bilgiye erişim ihtiyacından yola çıkarak kurdukları Hem de Nasıl (https://hemdenasil.com/) platformunda ilerleyen yaşlarda hemofili, çocuklukta hemofili, Kovid 19’da hemofili gibi başlıklar altında birçok bilgiye ulaşılabiliyor.
Nasıl anlayabiliriz?
Hemofilili bir birey yaralandığında pıhtı oluşma süresi, normal insanlardan daha uzun sürdüğü için kanamalar kontrol altına alınamayabilir. Travma sonrası meydana gelen ağrılı şişme ve morarma, emekleme sürecinde oluşan morluklar, aşı yapılan yerlerde oluşan morluklar ve dişlerdeki kanamalar hemofilinin belirtileri arasında yer alıyor. Hemofilili bir çocuk emeklemeye veya yürümeye başlayınca çarpma ve düşmelere bağlı olarak, gövdede sürekli morluklar ortaya çıkıyor. Uygun pıhtılaşma testleriyle kısa sürede teşhis konuluyor ve tedavi süreci başlıyor. Yukarıda bahsettiğim belirtilerin tek başına kanama bozukluğuna işaret etmediğini ve test yapmayı gerektirmeyebileceğini de hatırlatmakta fayda var.
Aslında hemofilinin bir engel değil, yol arkadaşlığı olduğunun farkında olmak en önemli noktalardan. Çocuğa hemofili tanısı konulduğunda aileler genelde tanıya inanmak istemeyip inkâr edebiliyor. Bunun nedenleri arasında hastalığın ömür boyu süren tedavisi, ailenin diğer bireyleri için duyulan endişe gibi faktörleri sıralayabiliriz. Deneyimli sağlık çalışanları ile hasta ve ailenin el birliği, tedavi sürecini kolaylaştıracağı gibi; yaşantıları daha kaliteli ve konforlu kılacağı unutulmamalı.
Beslenmeyle dolaylı yoldan ilişkili
Hemofiliye özel bir beslenme planından bahsetmek mümkün olmasa da bu bireylerde zaman zaman gerçekleşebilen kanamalar nedeniyle demir eksikliği sıkça görülebiliyor. Bu yüzden beslenme planlarına demirden zengin besinleri eklemekte fayda var. Özellikle bebeklerde ve çocuklarda, hızlı bir büyüme temposu olduğundan, gelişmenin sağlıklı sürdürülebilmesi için demire daha fazla ihtiyaç duyulduğu unutulmamalı. Büyüme ve gelişme dönemindeki çocuklarda yetersiz demir alımının büyümeyi olumsuz yönde etkileyebileceğinin altını çizerek diyetle alabileceğiniz demir kaynaklarını bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
C vitamini ile tüketmeyi tercih edin
Demir denilince akla gelen vitaminlerden biri C vitaminidir. Çünkü C vitamini, demirin vücutta daha iyi kullanılmasını sağlar. Demir içeren besinleri C vitamini ile birlikte tüketmeyi tercih edin. Bağışıklığınız için de C vitamini içeren meyve-sebzelerden (kuşburnu, kivi, turunçgiller, çilek, brokoli, domates, yeşil yapraklılar, biber, kavun gibi), günlük olarak aldığınızdan emin olun. Örneğin; sebzeleri et/kıyma ile pişirebilir, kuru baklagillerin yanında bol limonlu salata tercih edebilirsiniz.
Demirden zenginler
Günlük demir gereksinimi: Erkekler için 8-10 miligram, kadınlar için 18 miligram, gebelik dönemi için 27 miligram, ergenlik dönemi için 15 miligramdır.
Demir içeren besinler: Demir, birçok besinde doğal olarak bulunur. Hayvansal kaynaklı besinlerden alınan demir, bitkisel kaynaklı besinlerden alınan demire göre daha kolay emilir.
Kırmızı et
Hindi
Yumurta
Kuru meyveler (kuru üzüm, kuru erik, kuru incir, hurma, kuru kayısı gibi) u Kuru baklagiller (kuru fasulye, mercimek, nohut, iç bakla, barbunya gibi) u Pekmez, tahin helvası
Yağlı tohumlar (fındık, ceviz, badem gibi) u Zenginleştirilmiş tahıllar
Yeşil yapraklı sebzeler (roka, ıspanak, pazı, maydanoz, nane, brokoli, dereotu gibi)