Akdeniz Havzası, iklim krizinden en çok etkilenen bölge olacak. Bir de buna tonlarca plastik atığı eklenince, ileride soluduğumuz havadan kıymetli protein kaynağı balık ve su ürünleri tedarikine kadar pek çok sorun maalesef bizi bekliyor
Denizlerdeki kirliliğe ve geri dönüşümün önemine vurgu yapmak amacıyla geçen hafta dünya rekortmeni millî sporcumuz Şahika Ercümen ile İstanbul Boğazı’nda bir dalış gerçekleştirdik. Benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Uzun zamandır Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları için farklı alanlarda çalıştığımı biliyorsunuz diye tahmin ediyorum. Bu projede UNDP Türkiye sudaki yaşam savunucumuz ile birlikte bu dalışı gerçekleştirirken Deniz Temiz Derneği (TURMEPA) de bize destek oldu. Hep birlikte “Deniz varsa hayat var” dedik. Peki, İstanbul Boğazı’nda “Denizin altında neyle karşılaştın?” diye sorarsanız “Ne yoktu ki!” diyebilirim. Plastik tabak, çakmak, şişe, yüzük, bolca miktarda ıslak mendil, pil, kavanoz vb. birçok atık… Ve tabii ki artık hayatımızın bir parçası haline gelen maskeler… Bu atıkları azaltmak aslında bizim elimizde. Kullandığınız plastikleri geri dönüşüme kazandırarak doğa için önemli bir adım atmış oluyorsunuz, ama daha da kıymetlisi tek kullanımlık plastikten tamamen vazgeçmek!
Plastikler balıkları geçecek
WWF 2020 Türkiye Kıyılarında Atık Analizi Raporu endişe verici. Rapora göre, kışın, toplam polimer atıklarının yaklaşık yüzde 80’ini plastik torbalar, plastik şişeler ve içecek kapak ile halkaları oluşturuyor. Baharda yapılan ölçümlerde ise torba, şişe, kapak ve sigara izmaritinin atıkların yüzde 41’ini oluşturduğu görülmüş.
Her yıl yaklaşık 0.57 milyon ton plastik atığa maruz kalan Akdeniz’in her kilometrekaresinde, boyutları 5 milimetreden küçük 1.25 milyon plastik parça bulunduğu da raporda belirtiliyor. Bu, her dakika denize 33 bin 800 plastik şişenin atılmasıyla eşdeğer anlamına geliyor! Bu hızla devam ederse plastik atık miktarının 2050 yılında dört katına çıkacağı öngörülüyor. Daha önce de defalarca söylendiği gibi bu durum devam ederse 2050 yılında denizlerde balıktan çok plastik olacak, aldığımız her iki nefesten birinin oksijen kaynağı olan su altı yaşamı yok olacak.
TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Kaptanoğlu’nun dalış günü bizlerle paylaştığı gibi; her yıl denizlere 8 milyon tondan fazla plastik atılıyor. Okyanuslarda şu an 150 milyon tondan fazla plastik bulunuyor. İnsanlık bu zamana kadar kişi başına 1 ton plastik üretti. Ve üretilen plastiklerin üçte birini sadece bir kez kullanıp attık. Yalnızca yüzde 15’ini geri dönüştürdük. Oysa ki plastiğin geri dönüşümü hayati bir önem taşıyor. 1 milyon ton plastiği geri dönüştürmek, 1 milyon aracın trafikten alınmasıyla aynı etkiyi yaratıyor.
Geri dönüşümün önemi
Atılmaması gereken bir yere atılan pet şişe, önünde sonunda denizle buluşuyor ve yok olmuyor; ortalama 450 yıl boyunca doğadaki varlığını sürdürüyor. Denizlerdeki kirliliğin yaklaşık yüzde 80’inin kara kaynaklı olduğunu unutmayın! Mikroplastik içeren kozmetik ve deterjan ürünlerinden, petrol türevi sentetik içeren kıyafetlere kadar her bir doğa karşıtı etken bunu tetikliyor. Karada yürütülen yanlış atık yönetimi sonucunda atıklar, kanalizasyonlar, rüzgâr ve diğer hava olayları vasıtasıyla denize ulaşıyor. Yani bir pet şişeden ne olabilir ki diye düşünmeyin, geri dönüşüme kulak verin. Yoksa her hafta bir kredi kartı büyüklüğünde mikroplastik yutmaya devam edeceğiz!
Bu organizasyonda, Türkiye’nin ilk ve tek yüzde 50’si geri dönüştürülmüş malzemeden oluşan çevre dostu su şişesini üreten Hayat Su, sürdürebilir bir dünya için 2025 taahhütlerini de açıkladı. Sıfır Atık Mavi kampanyası ile TURMEPA’ya gelir yaratacak olan bu proje, dilerim başka kurumlara ve insanlara da örnek olur; sayımız daha da çoğalır.