Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıklarımızın, küçük mavi gezegenimizin sağlığını nasıl etkilediğini anlamamızı sağlayacak ve bizi bu yönde geliştirecek yeni terimlerle tanışıyoruz bugün

Sağlıklı yaşam ve beslenme konularında yeni çalışmalar yapıldıkça, her gün yeni terimler ve beslenme alışkanlıklarıyla tanışıyoruz. Sadece beslenme değil, yaşam tarzı alışkanlıklarıyla ilgili de yeni terimler karşımıza çıkıyor. Son yıllarda gezegen sağlığını odağıma aldığımı biliyorsunuz. “Geleceği beslemek” hedefiyle çıktığım bu yolculukta yeni okuduğum yayınlar, güncel makalelerden öğrendiğim bazı yeni terimleri, küçük gibi görünen ama gezegene maliyeti büyük olan bazı eylemleri sizlerle paylaşmak istedim.

Haberin Devamı

Gezegenin dilinden konuşmak

Locavore hareketi

Locavore, yerelde veya 50, 100 veya 150 mil gibi belirli bir yarıçap içinde yetiştirilen ya da üretilen yiyeceklerle beslenen kişi olarak tanımlanabilir. Locavore hareketi, taze, yerel ürünlerin daha besleyici ve daha lezzetli olduğu iddiasıyla tüketicileri çiftçi pazarlarından satın almaya ve hatta kendi gıdalarını üretmeye teşvik ediyor. Yerel pazarlar için gıda üreten çiftliklerin organik ve doğal yöntemler kullanma olasılığı daha yüksek olduğundan, yerelde yetiştirilen gıdaları yemenin hava, toprak ve su kirliliğini azaltarak gezegene yarar sağladığına da inanıyorlar. Ayrıca, yerel beslenmenin yakıt tasarrufu sağladığı ve iklim krizine katkıda bulunan sera gazı emisyonlarını azalttığı da bir gerçek.

Yereli beslemek

Eski zamanlarda gıda taşımacılığı henüz gelişmemişken hemen hemen herkes, kendi yöresinde yetişen besinlerle besleniyordu. Yan köyden, belki komşu şehirden gelen besinler bile zenginlikti. Bir zamanlar hepimiz “locavore”duk demek mümkün. Oysa şu anda market raflarında dünyanın bir ucundan gelen birçok besine ulaşmak çok basit… Her zaman söylediğim gibi gelecek gelenekte. Geleneklerimize döner, yereli desteklersek geleceğimize de sahip çıkmış olacağız.
Bu konuda farkındalığımızı artırmamız şart. Yalnızca 100-200 kilometre dahilinde yetişen besinlerle beslenmenin zor olduğunu tahmin ediyorum; ama burada amaç farkındalık. Yerel beslenmenin her zaman çiftçiyi, yerel üretimi ve küçük işletmeleri de beslediğini unutmamak gerekiyor.

Haberin Devamı

İnternet yükü

Bugün birkaç e-postanızı yanıtlamış, bazı mesajlarınıza geri dönmüş ve belki de hızlı bir internet araması yapmış olabilirsiniz. Peki, tüm bu alışkanlıkların çevre üzerinde bir yük oluşturduğunu biliyor musunuz? Cihazlarınızı çalıştırmak ve eriştiğiniz kablosuz ağlara güç sağlamak için gereken enerji, internet bağlantısı ve üzerinden eriştiğimiz içeriği depolamak için gereken veri merkezleri de aynı şekilde bir yük oluşturuyor. Gerçekleştirdiğiniz bu eylemlerin her birinin doğaya bir maliyeti var. Yaklaşık 4.1 milyar insan veya dünya nüfusunun yüzde 53.6’sı artık internet kullanıyor. Hatta bazı araştırmacılara göre, cihazlarımızın, internetin ve onları destekleyen sistemlerin karbon ayak izi, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 3.7’sini oluşturuyor. Küresel CO2 emisyonlarının yaklaşık yüzde 2.4’ünün havacılıktan kaynaklandığı tahmin ediliyor. Yani internet kullanımından daha az. Lancaster Üniversitesi’nde araştırmacı olan Mike Hazas, bunun küresel olarak hava yolu endüstrisi tarafından üretilen miktara benzer olduğunu açıklıyor. Ve bu emisyonların 2025 yılına kadar iki katına çıkacağı tahmin ediliyor. Pandemi döneminde internet kullanımındaki artış, bu oranları olumsuz yönde etkiliyor.

Haberin Devamı

Gönderdiğiniz bir e-posta ile yaklaşık 4 gram karbondioksit üretilmesine neden olabileceğinizi biliyor musunuz? Hatta yazdıklarınıza fotoğraf veya video eklediğiniz zaman bu miktar on katına çıkabiliyor. Dijital teknolojilerin üretimi ve işletilmesinde üretildiği tahmin edilen 1.7 milyar ton sera gazı emisyonunu, dünyadaki tüm internet kullanıcıları arasında kabaca bölünecek olursa bu, her birimizin yılda 414 kilogramdan(912 Ibs) sorumlu olduğu anlamına geliyor. Yoğun elektronik haberleşmeyle geçirdiğiniz günler bu miktarları artırıyor. İnternet kullanımınızı gözden geçirin, mail kutunuzu sık sık temizleyin. Karşınızdaki kişiye boyutu yüksek birçok dosyayı göndermeden önce karbon salınımını düşünmekte fayda var. Örneğin size gereksiz yere mail veya mesaj gönderen bağlantıları engelleyebilirsiniz.

Flight shaming

İşiniz veya planlarınız gereği haftada 2-3 kez seyahat ediyor olabilirsiniz. Peki, bundan dolayı kendinizi hiç kötü hissettiniz mi? Flight shame veya İsveçce flygskam, uçuş utancı anlamına gelen, havacılığın çevresel etkisini ve doğaya olan maliyetini azaltmayı amaçlayan bir sosyal hareket. 2018 yılında İsveç’te başlayan bu hareket bir sonraki yıl Avrupa’da da ilgi görmeye başlamış. Bu hareket, insanları iklim krizini engellemek için daha düşük karbon emisyonuna sahip ulaşım araçlarını seçme konusunda teşvik ediyor. Hava yolculuğunun küresel karbon emisyonlarının önemli bir kısmından sorumlu olduğunu unutmamak gerekiyor!