Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Enkaz altında susuz geçirilen saatler böbreklere hasar veriyor. Kas zedelenmesine bağlı olarak görülen crush sendromu da böbrek sağlığını öne çıkarıyor. Deprem felaketi sonrasında son durumu Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever’den dinledim.

Mart ayının ikinci perşembe günü, dünya genelinde “Böbrek Günü” bir farkındalık günü olarak kronik böbrek hastalığında erken tanının önemini vurgulamak, toplum bilincini artırmak için etkinlikler düzenlenir. Maalesef bu yıl Böbrek Günü’nde deprem felaketinin böbrekler üzerindeki etkisiyle yüzleşiyoruz. Bu yılın Dünya Böbrek Günü teması “Herkes İçin Böbrek Sağlığı” (Kidney Health for All). Bu vesileyle yaşanılabilecek sorunların üzerinden geçmek istedim. Böbreklerimizin genel olarak görevleri, zararlı maddelerin boşaltımını yapmak, kanda asit ve baz dengesini sağlamak, su elektrolit dengesini ayarlamaktır. Aynı zamanda kan basıncını düzenleyen ve kırmızı kan hücrelerinin üretimini kontrol eden hormonların da üretiminde rol alırlar. O yüzden, böbrek sağlığınızı korumak genel sağlığınız için çok kıymetlidir.

Haberin Devamı

Sıklık çok farkındalık yok

Türk Nefroloji Derneği’nin gerçekleştirdiği tarama çalışmasına göre, ülkemizde her 6-7 erişkinden birinin, çeşitli evrelerde kronik böbrek hastası olduğu biliniyor. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan çalışmalar ise hastalığın farkındalığının yüzde 10’un altında olduğunu gösteriyor. Görülme sıklığı bu kadar fazla iken farkındalığın düşük olması konuya daha fazla önem verilmesi gerektiğini gösteriyor. Çünkü düşük farkındalık nedeniyle hastalık son dönem böbrek yetmezliği evresine ilerleyebiliyor, kötü yaşam kalitesi hastanın sağlığını tehdit ediyor; bu durum da engellilik ve ölüm oranlarının artmasına sebep oluyor.

Böbreklerin temel görevlerini gerçekleştiremediği durumlarda başvurulan tedavi yöntemi olan diyalizi, kısaca yapay böbrek olarak tanımlayabiliriz. Böbrekleri sağlıklı çalışamayan bireyler, haftada 2-3 gün, 3-4’er saat diyaliz cihazına ihtiyaç duyar. Diyaliz cihazı, böbreğin yaptığı gibi zararlı maddeleri hastanın kanından arındırır ve yaşamsal bir tedavi yöntemidir. Depremde hasar gören diyaliz merkezlerinin cihazlarının kullanılamaz hâle gelmesi en büyük sorunlardan biriydi.

Haberin Devamı

Bu durum aslında sadece böbrek hastalarını ilgilendirmiyor. Çünkü enkaz altından kurtarılanlarda da böbrek hasarı gelişebiliyor. Enkaz altında susuz geçirilen saatler, böbreklere hasar veriyor. Enkazdan kurtarılanlara serumla sıvı desteği sağlamaya çalışan sağlık ekiplerinin, gönüllülerin çabaları çok kıymetliydi.

Aslında burada böbreğe en büyük zarar veren bir etkenin “Crush sendromu” olduğundan bahsetmiştim. Crush sendromu büyük depremlerde veya afetlerde kas zedelenmesine bağlı olarak görülür. Vücudun bir kısmının veya tamamının ezilmesi ve baskıya maruz kalması sonucunda gelişen kas ödemi yani şişlik, şok, böbrek yetmezliği, kalp ve solunum yetmezliği durumuyla karakterizedir. Göçük altında ezilen kaslar ve bu kaslardan açığa çıkan maddeler, böbreklerin fonksiyonunu bozabilir, hatta böbrek fonksiyonlarını tamamen durma noktasına bile getirebilir. Bu aşamada sağlık ekiplerinin müdahalesi çok önemlidir.

Haberin Devamı

Deprem bölgesinde durum

Türk Böbrek Vakfı’nın verilerine göre, deprem bölgesinde bine yakın hastanın ezilme sonucu böbrek yetmezliğinden dolayı diyaliz tedavisi aldığı biliniyor. Yaklaşık bin 600 civarında crush sendromu yaşayan hastanın durumunun yaklaşık bin 200’ünün akut böbrek yetmezliğine dönüştüğü belirtiliyor. Sayıları her geçen gün değişen bu hastaların deprem bölgesinde veya çevre illerdeki diyaliz ünitelerinde diyaliz tedavisi aldığı ve bu sayede birkaç komplikasyon dışında çoğunun hayata döndürüldüğü belirtiliyor. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk de Dünya Böbrek Günü konuşmasında, ihtiyaç halinde en yakın yere götürülmek üzere 6 üniteli konteynerde mobil diyaliz ünitesi, yine ihtiyaç olduğunda 24 saat içinde hizmet verilebilecek bir merkezin de adımlarını attıklarını açıkladı. Pek çok hastanenin diyaliz hastalarının ihtiyaçlarını karşılamak için seferber olduğu da sevindirici bir bilgi... Türk Böbrek Vakfı ile Türk Nefroloji Derneği’nin faaliyetleri için teşekkürlerimi sunuyorum.

Diyaliz ihtiyacı artacak

Marmara Depremi’nde diyaliz rekoru

Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever’in, “Crush Ezilme Sendromu ve Marmara Depremi’nden Çıkarılan Dersler” adlı raporunda, 1999 depreminin en çarpıcı sonuçlarından birinin, ezilme sendromu olguları olduğu belirtiliyor. Rapora göre; depremin ardından ezilme sendromuna bağlı akut renal problemler gelişen 639 hastadan 477’si diyaliz tedavisi görüyor. Bu hastalara uygulanan 5 bin 137 diyaliz seansının, bir dünya rekoru olduğu kaydedilen raporda, Marmara Depremi’nin dünyada karşılaşılan ve belgelenebilmiş en büyük “renal felaket” nedeni olduğunun da altı çiziliyor.

Maalesef, kendi dünya rekorumuzu kıracağız gibi duruyor... Deprem felaketi sonrasında son durum konusunda, Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever ile iletişime geçtim. Sever, yeni depreme ilişkin kayıtların henüz netleşmediğini, henüz değişime açık yüzeysel bilgiler geldiğini belirtiyor ve kesin rakamları almalarının 3-4 ay, belki de daha fazla süreceğini söylüyor. Sever’den, kabaca bin 500 dolayında ezilme sendromu hastası olduğunu, 8 yüz ila bin hastaya diyaliz uygulandığını; diyaliz seans sayısı hakkında ise henüz bir veri olmadığını da öğreniyorum...  Sever’in, “Kitlesel Afetlerde Temel Sağlık Hizmetleri, Afet Sahası Rehberi”ni de incelemenizi öneririm.