Beslenmenizde inflamasyonu artırıcı etki gösterebilen besinlerden kaçındığınızda kalp hastalığını ve felç riskini azaltabilirsiniz
İnflamasyon konusunu daha önce de yazmıştık. Ama yeni bilgiler ışığında bir kez daha üzerinden geçelim istedim. Önce inflamasyon nedir bir hatırlayalım: İnflamasyon vücudunuzun kendisini enfeksiyon, hastalık veya yaralanmadan korumak için verdiği bir tepkidir. Yani bir nevi vücudumuzun bir sorunu bulunduğunu ve tehlike sinyali verdiğini anlatma biçimi. Stres, sağlıksız beslenme ve düşük aktivite seviyeleri inflamasyonu tetikleyen etkenlerdendir. Peki, beslenmenizde inflamasyonu artırıcı etki gösterebilen besinlerden kaçındığınızda kalp hastalığını ve felç riskini azaltabileceğinizi biliyor musunuz? Yeni yapılan bir çalışma; inflamasyon, beslenme ve kalp hastalığı arasındaki ilişkiyi incelemiş. Ben de bu çalışmadan elde edilen sonuçları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hangi besinler inflamasyonla ilişkili?
Kronik inflamasyonun, kalp hastalığı ve felç gelişiminde önemli bir rol oynadığını hatırlatmakta fayda var. Bu konuda biz beslenmecilere Akdeniz diyetinin önemini bir kez daha vurgulamak düşüyor. Zeytinyağı, yağlı tohumlar, tam tahıl ürünleri, meyve ve sebzeler ve deniz ürünleri açısından zengin bir beslenme düzeni benimsemek çoğu hastalıkta olduğu gibi burada da etkili. “Vücudunuzda artmış inflamasyonla ilişkilendirilen yiyecekler nedir” diye bakacak olursak kırmızı et, sucuk, salam gibi işlenmiş etler; rafine karbonhidratlar, organ etleri ve şekerli içecekleri örnek verebiliriz. American College of Cardiology dergisinde yayınlanan çalışmaya göre bu besinler, antiinflamatuar yani inflamasyon azaltıcı besinlere kıyasla kalp hastalığı ve felç riskini artırabiliyor.
Antioksidan ve lif içeren yiyecekler
210 binden fazla katılımcının dâhil edildiği söz konusu çalışmada; katılımcılar, “proinflamatuar yani inflamasyonu artırıcı şekilde beslenenler” ile “antiinflamatuar yani inflamasyonu azaltıcı beslenenler” olarak değerlendirilmiş. Proinflamatuar gıdalardan zengin bir beslenme planı uygulanan katılımcıların, antiinflamatuar beslenenlere kıyasla yüzde 46 daha yüksek kalp hastalığı riski ve yüzde 28 daha yüksek inme (felç) riskine sahip oldukları saptanmış.
Burada inflamasyon ile mücadeleye yardımcı olarak daha yüksek antioksidan ve lif içeren yiyecekler tüketmenizi önerebilirim. Ispanak, lahana, roka gibi yeşil yapraklı sebzeleri tüketmeye özen gösterin. Rafine şeker, kızarmış yiyecekler, gazlı içecek tüketimi, işlenmiş et ürünleri ve organ etini ise beslenme planınıza dâhil etmekten kaçının! Çünkü bu yiyecekler, araştırma sonucuna göre proinflamatuar diyet indeksine en büyük katkı sağlayanlar arasında yer alıyor.
Ceviz tüketimi önemli
Omega-3 bakımından zengin olan ceviz, en lezzetli yağlı tohumlarımızdandır. Lezzetli olduğu kadar insan sağlığını destekleyici, inflamasyon üzerinde de olumlu etkilerinden bahsetmek mümkündür. Yeni bir çalışmada; araştırmacılar, beslenme planına ceviz ilave etmenin iflamasyonu nasıl iyileştireceğini ele almışlar. Toplam 634 katılımcının değerlendirildiği çalışmada, katılımcılara ceviz içermeyen bir diyet ve düzenli olarak ceviz içeren bir diyet (günde yaklaşık 30-60 gram) verilmiş ve 2 yıl boyunca takip edilmiş. Sonuç aslında şaşırtıcı değil; cevizle beslenenlerde test edilen inflamasyon göstergelerinin 6’sında önemli ölçüde azalma görülmüş. Bu sonuçlar bize Akdeniz diyetinin bir parçası olan ceviz tüketiminin önemini bir kez daha gösteriyor.