Nerede o eski bayramlar? Akraba ziyaretlerinin bolca yapıldığı bayramlara bu sene koronavirüs molası verildi. Büyüklerinizin elini öpmeyi, ailecek bir araya gelmeyi ve o lezzetli kurban bayramı sofralarınızı özlediğinizi biliyorum ama biraz daha sabretmeliyiz. Umarım o eski bayram kültürümüze en kısa sürede kavuşur, sevdiklerimize bol bol sarılıp bol bol hasret gideririz.
Kurban Bayramı’nın olmazsa olmazı et
Biliyorum, Kurban Bayramı denince akla ilk gelen et tüketimi oluyor. Hatta birçok kişi gibi siz de bayram sabahı kalktığınızda kavurma kokusuyla uyandığınız günleri hayal ediyor olabilirsiniz. Elbette yemeyin demeyeceğim ama özellikle kırmızı et tüketiminde porsiyonlarınıza dikkat etmenizi öneririm. Neden mi? Geçtiğimiz günlerde TMAO’larla ilgili bir yazı yazmıştım, okumanızı tavsiye ederim. TMAO’lar yani trimetilaminoksitler fazla kırmızı et tüketiminin sağlığa etkilerinde suçlulardan biri. Yapılan çalışmalarda kanınızda bu bileşikler yüksek düzeydeyse kalp krizi veya inme geçirme olasılığının iki kattan fazla olduğu bulunmuş. Yani ne kadar çok kırmızı et tüketirsek, bu bileşiği üreten bakterileri o kadar besliyoruz, unutmayın. Dikkat etmekte fayda var çünkü bayramlarda maalesef porsiyonlara pek dikkat edilmiyor.
Dünya çapında et üretimi 20. yüzyılın ilk yarısında yaklaşık 5 kart artmış ve kişi başı tüketilen miktar neredeyse 2 katına çıkmış. Bu konuya da dikkat çekmek istiyorum, çünkü 1 kg et için 15 ton temiz su kaynağına ihtiyaç var, bu su ayak izi için de endişelenmemiz gerektiğini gösteriyor. Tüketim hızımız çok yüksek ve çok fazla yiyecek israf ediliyor. Bu yüzden azalan kaynakları da göze alarak tüketim davranışlarımızı gözden geçirmek oldukça önemli.
Kurban Bayramı’nda dikkat etmeniz gerekenler
Sindirim sıkıntılarına sebebiyet verebileceğinden, kurban etlerinin kesildikten hemen sonra tüketilmemesini öneriyorum, mümkünse etler buzdolabında minimum 24 saat bekletildikten sonra tüketilsin.
Etin içinde kendi yağı bulunduğundan pişirirken yağ eklememeye özen gösterin.
Etin yağlı kısımlarını çok fazla tüketmemeye çalışın. Hayvansal kaynaklı doymuş yağ kalbinize ve damarlarınıza zarar verebilir.
Öğünlerde yaklaşık 90-120 gram et tüketiminin üstüne çıkmamaya çalışın. Yanına da bol yeşillik tüketmeyi ihmal etmeyin. Kavurmanın içine, kabak, domates, kırmızı ya da yeşilbiber gibi sebzeleri koymaya ne dersiniz?
Çok fazla et tüketiminin vücutta toksik bir etki yaratabileceğini unutmayın. Bu etkiyi en aza indirgemek için bol miktarda C vitamininden zengin taze sebze ve meyveler tüketmek iyi bir fikir olabilir.
Egzersiz yapmayı bayram nedeniyle ertelemeyin. Yapacağınız yarım saatlik bir yürüyüş bile sizi rahatlatacaktır.
Etlerinizi günlük pişireceğiniz miktarlara bölmeyi ve buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklamayı unutmayın. Tüketeceğiniz miktarda ayırmak gıda israfını da önleyebilir.
Gelelim tatlılara. Bayramda tatlısız yapamam diyorsanız, sizlere geçtiğimiz günlerde yaptığım çok pratik erik tatlısının tarifini vermekten mutluluk duyarım.
HAFİF ERİK TATLISI
2 kırmızı erik
4 yemek kaşığı labne peyniri
2 tatlı kaşığı bal
4 tam ceviz
Tarçın
7-8 badem
YAPILIŞI: Erikler ortadan ikiye bölünür, iç tarafı yukarıda kalacak şekilde 170 derecede ısıtılmış fırında 10 dakika kadar pişirilir. Labne ve bal karıştırılarak en az 1 saat buzdolabında bekletilir ve daha sonra eriklerin üzerine eklenir. Ceviz ilavesiyle servis edilir.
Afiyet ve sevgiyle.
Herkese iyi bayramlar dilerim.