4 Şubat Dünya Kanser Günü’ydü. Her yıl 10 milyondan fazla insanın kanser yüzünden yaşamını yitirdiğini biliyor musunuz? Peki, ya kanser vakalarının üçte birinden fazlasının önlenebilir olduğunu? Uzmanlar 2030 yılına kadar kanser ölümlerinin 13 milyona kadar çıkacağını tahmin ediyor, tabii ki harekete geçmezsek!
Kanser oluşumuna karşı kalkan oluşturacak birçok etmen var. Risk faktörlerini azaltmak için daha sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek, ideal kiloyu korumak, fiziksel bakımdan aktif olmak ve beslenme düzenini değiştirmek çok değerli. Genetik önemli bir faktör olsa da, çevresel etmenler de büyük oranda bu hastalığı etkiliyor. Bunların başında sigara ve alkol kullanımı, enfeksiyonlar ve kötü beslenme alışkanlıkları geliyor. Beslenmenin ve beslenme alışkanlıklarının yüzde 25-30 oranında kanser oluşumuna etki gösterdiğini de hatırlatmak istiyorum. Peki, kanserle ilgili güncel raporlar neler söylüyor? Kanserden korunmak için beslenme düzenimizde nelere dikkat etmeliyiz? Gelin 5 adımda inceleyelim.
En sık görülen türler
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın (IARC) 2020’de yayımladığı rapora göre, Türkiye’de her gün 360 erkek, 275 kadın kanser tanısı alıyor. Geçen yıl Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere göre, son 1 yıl içinde yaklaşık 96 bin 200’ü erkek ve 67 bin 200’ü kadın olmak üzere 163 bin 400 kişiye kanser teşhisi konulduğu düşünülüyor. Son 5 yılda elde edilen veriler ise erkeklerde en çok görülen kanser türünün akciğer ve prostat kanseri olduğunu belirtirken, kadınlarda ise ilk sırayı her 4 kadından 1’inde görülen meme kanseri alıyor. Erkek ve kadınlarda ortak görülen bağırsak (kolorektal) kanseri ise 3’üncü sırada.
Bağırsak sağlığı önemli
Bağırsaklarımızın artık ikinci beynimiz olarak adlandırıldığını daha önce pek çok kez anlattım. Hem sağlığımız hem de yaşam kalitemiz için bağırsak hareketlerinde sorun yaşamamak gerekiyor. Çünkü bağırsaklarınızdaki belirli bakteri türlerinin artması veya azalması, birçok hastalığın ortaya çıkmasına yol açabilir. Yüksek stres seviyeleri, az uyku gibi bazı faktörler, bağırsak sağlığınızı etkileyen nedenlerden. Bağırsak sağlığınızı olumlu yönde desteklemek de birçok hastalıktan korunmanıza yardımcı. Kanser de bunlardan biri. Nature Medicine dergisinde yayımlanan çalışmada, sağlıklı bağırsak mikrobiyomunun kanser tedavisinin başarısını artırabileceği bulunmuş. Çalışmada 3 tür bakterinin (Bifidobacterium pseudocatenulatum, Roseburia spp. Ve Akkermansia muciniphila) varlığının daha iyi bir bağışıklık tepkisi ile ilişkisi olduğu belirtiliyor. Cancer Epidemiology Biomarkers&Prevention’da yayımlanan 700 birey üzerinde yürütülen yeni bir çalışma ise bağırsaktaki bazı bakterilerin prostat kanseri ile ilişkili olabileceğini gösteriyor.
Tedavi görenler nasıl beslenmeli?
Tıpkı koruma döneminde olduğu gibi kanser tedavisi sırasında ve sonrasında da sağlıklı beslenme çok önemli. Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenerek hem tedavinin etkisini artırabilir hem de bağışıklığınıza katkıda bulunabilirsiniz. Kanser tedavisi sırasında beslenme konusunda tek bir doğru yok; beslenme düzeninizin kanser türüne, kullandığınız ilaçlar ve aldığınız tedaviye göre değişebileceğini unutmayın! Bu dönemde en önemli noktalardan biri kilo kaybına karşı önlem almak. Kanser tedavisinin getirdiği bulantı, kusma gibi durumlar iştahsızlığa neden olabilir. O yüzden yeterli beslendiğinizden ve yeterli protein aldığınızdan emin olmanız önemlidir. Bir diğer önemli nokta ise sıvı alımı. Bulantı hissini tetiklememesi için sık aralıklarla azar azar su içebilirsiniz. Besleyici çorbalar, ayran, yoğurt gibi besinlerle de sıvı alımını destekleyebilirsiniz. Kansere karşı korunurken olduğu gibi kanser tedavisi sırasında da şeker ve şeker içeren besinlerden, doymuş yağlardan, paketli yiyeceklerden, çok fazla koruyucu, katkı maddesi içeren besinlerden ve alkol tüketiminden kaçınmanız da ayrıca önem taşımaktadır.
Koruyucu beslenme için 5 öneri
1- Yeşil yapraklı sebzeleri bolca tüketin: Yeşil yapraklı sebzeler, beta karoten, lutein ve zeaksantin gibi karotenoid antioksidanlar içerir. Yeşil yapraklı sebzelerin ayrıca akciğer ve meme kanseri riskini azaltıcı etki gösteren, folat içerdiğini de hatırlayın!
2 - Turunçgilleri mevsiminde beslenmenize ekleyin: Turunçgiller folat, C vitamini ve beta kriptoksantin ve beta karoten gibi karotenoidler ve quercetin, hesperetin gibi flavonoid antioksidanlar dahil olmak üzere kanser türlerine karşı pek çok koruyucu etki gösteren bileşenler içerir. Tam da mevsimi iken portakal, mandalina gibi kış meyvelerine sofralarınızda yer açın!
3 - Soğan, sarımsak tüketimini ihmal etmeyin: Sarımsak ve soğan, organosülfür bileşikler, flavonoid antioksidanlar ve C vitamini de dâhil olmak üzere birçok bileşene sahiptir. Bu bileşenlerin güçlü antikanser özelliklere sahip olabileceğine dair pek çok çalışma var.
4 -Turpgillere şans verin: Turpgil sebzeleri vücudunuzun izotiyosiyanatlar adı verilen moleküllere dönüştürebildiği glukozinolat bileşikleri içerir. Bu bileşenlerin de antikanser özellik gösterdiklerine dair de pek çok çalışma var. Turpgillere brokoli, roka, lahana, Brüksel lahanası, karnabahar, turp, şalgam, su teresi gibi sebzeleri örnek verebilirim.
5- Baklagiller haftada en az 2 kez sofranızda olsun: Kurubaklagiller, lif vitamin ve mineral içeriği ile kansere karşı koruma sağlayabilir. Bazı çalışmalar, lif bakımından zengin besinlerin meme kanseriyle doğrudan bağlantılı olan kandaki östrojen seviyesini aşağı çekebileceğini belirtiyor.