Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısının üzerinden saatler geçtikten sonra saldırgan ve irtibatlı olduğu kişiler yakalansa, tüm emareler, Türkiye’nin çok iyi tanıdığı terör örgütünü gösterse de saldırının karakteri, çıkarılması gereken yeni derslere işaret ediyor. Temellerini Kürt etnik kimliği üzerine kuran örgütün bu saldırısında neden Arap teröristlerin adı geçiyor? Kadın teröristin saldırı öncesi ve sonrası kameralara yansıyan tavırları, örgütün yeni profili hakkında fikir veriyor olabilir mi? PKK/YPG gücünü kaybetmediğini kanıtlamak istiyorsa neden saldırıyı üstlenmedi? Saldırıdan bu yana biriktirdiğim soruları, Polis Akademisi Başkan Yardımcısı ve akademisyen Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş’e yönelttim.

Haberin Devamı

Saldırıdan bu yana sizin aldığınız notlar neler?

Bu saldırı, bugüne kadarkilerden daha farklı. Bir kere PKK bu tür saldırılarda, “taşeron” diyebileceğimiz militan kullanmazdı. Doğrudan kendisine bağlı, irtibatlı militan aracılığıyla yapardı. YPG kanadıyla bir saldırı gerçekleştirildiği için, bağlantıyı tam olarak ölçme şansımız yok. Şu anda saldırganın örgütün sempatizanı mı, militanı mı olduğunu anlama şansımız düşük. Güvenlik birimlerinde buna ilişkin bilgiler vardır, ben kendi bilgilerim itibarıyla, akademisyen olarak söylüyorum. O anlamda farklı nitelik gösteriyor bu saldırı.

Neden böyle bir durumla karşılaşmış olabiliriz? YPG’nin çok uluslu kimliğine paralel bir durum. YPG, bir taraftan PKK’nın bölgeye aktardığı militanları kullanıyor, diğer taraftan da uluslararası bir terör örgütüne dönüşüyor.

Bunu saldırganın Arap kimliğinden yola çıkarak söylüyorsunuz değil mi? Ayrıca soruşturmada adını duyduklarımız da Arap asıllı gibi...

Tabii, evet. Arap kimliğiyle öne çıkan birisini kullanıyor. İrtibatları arasında da yine farklı etnik kimliğe sahip olanlar olabilir. Dolayısıyla burada yeni bir model ile karşılaşıyoruz. Bu, yabancı terörist savaşçıların (YTS) kullanılabileceğini gösteriyor ki, zaten YPG’nin içerisinde YTS sayısı da oldukça fazla.

‘Yeni bir şey denedikleri kesin’

‘Muhtemelen genel profile uymadığı için kullanıldı’

Haberin Devamı

Devrimci bir hareket yürüttüklerini savundukları için, dünyanın farklı yerlerinden insanlar buraya katıldı. Bu militan niye kullanıldı? Muhtemelen genel profile uymadığı için. Türkiye içerisinde PKK’nın etki gücü oldukça azaldı. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu bunu farklı mecralarda söylüyor. Eylem yapabilecek militan sayısı çok azaldı.

Sıradan bir militanın ya da bir sempatizanının eylem yapması çok zor. Eylem için farklı özelliklere sahip olması gerekiyor. Eğitim almak, motive olmak gerekiyor. Bunu sağlamak zor. Dolayısıyla, ülke içerisinde bu tür eylem yapacak bir potansiyel bulamıyorlar. Yeni bir arayış içerisine girmiş durumdalar. Yeni bir modelleme gerçekleştirerek bunu yaptılar. Türkiye içerisinden ya da klasik profille, bu eylemi yapacak bir militanın bulunmasından çok daha kolay.

“Olay kapanacak ya da muallakta kalacaktı”

Muhtemelen, dinleme, istihbari çalışmaları aşmak için yeni yöntemler arıyorlar. Yöntemlerden birisi de muhtemelen bu. Yani, tahmin etmeyeceğiniz, Arap kökenli, Türkiye içerisinde herhangi bir kaydı olmayan, örgüt ile irtibatı, iltisakı tespit edilemeyen kişi buluyorsunuz. Hatırlarsanız Bakan Bey de (Soylu) ‘bu kişiyi ortadan kaldırma talimatı verilmiş vaziyette’ dedi. Çünkü, terör örgütlerindeki en önemli şey, eylemlerden sonra yakalanmamak. Yakalandığınız andan itibaren, bir sürü bağlantıya ulaşılmasını sağlıyorsunuz. Burada hesaplayamadıkları nokta da bu oldu muhtemelen. Bu kişiyi ortadan kaldıracaklardı, irtibatları tespit edilemeyecek, olay kapanacak ya da muallakta kalacaktı.

Haberin Devamı

n Kadın teröristin hem saldırıdan hem de yakalandıktan sonra sergilediği tavırlar da profesyonel bir militan olmadığı izlenimi veriyor gibi...

Örgütler, tam anlamıyla radikalleşmiş militanları kullanırlar çünkü işin sonunda ölüm var. Zaten bir kısmı madde kullanarak gider bu eylemlere. Burada ise bir taraftan çok soğukkanlı bir tavır var, ne yaptığını biliyor. Ama yaptığının sonuçları ile alakalı kesin bir yargısı var mı, yok mu ondan emin değilim. Kaçış hareketlerine, manevralarına baktığınızda, biraz garip. Böyle bir eylemi İstiklal Caddesi’nde yapıyorsanız, yakalanacağınızı bilirsiniz. Profesyonel militan kameralara kendini göstere göstere gitmez. Bir şekilde ikna edilmiş olabilir, yaptığının sonuçlarından tam haberdar olmayabilir. Profesyonel bir militan kullanırsanız, yakalanma olasılığınız da çok daha yüksek.

Özellikle mi böyle bir profil tercih edildi sizce?

Yeni bir şey denedikleri kesin.

“Üstlenme için eylemin faydası tepkiden fazla olmalı”

Saldırıyı PKK/YPG’nin üstlenmemesi de tartışılıyor. Bu bir strateji mi?

Terörün kendi içinde yarattığı bir paradoks var. Terör örgütleri kendi kitlelerini konsolide etmek, güçlerinin hâlâ sürdüğünü göstermek için eylem yapmaya mecburlar. Ama bir taraftan da, eylemi iç ve dış kamuoyu karşısında absorbe etme yeteneğinin olması gerekiyor. Eylem nedeniyle tepki gelecek. Eylemin ona getireceği faydanın, tepkiden daha fazla olması gerekiyor. Öbür türlü bunu üstlenmiyorlar. PKK bunu çok yaptı. Geçmişteki bütün eylemlerinde nabzı biraz yokladı. İşine gelmediği durumlarda TAK’a havale etti, eylemi TAK üstlendi. İşine geldiği zamanlarda doğrudan üstlendi. Bazı durumlarda da, Ceylanpınar saldırısında olduğu gibi, önce üstlendi, sonra vazgeçti, sonra tekrar üstlendi.

Burada kamuoyu algısı yönlendiriyorlar. Bir taraftan o eylemi yaptıkları aşikâr, bağlantılara baktığımızda açık. Ama bir taraftan baktığımızda, başka angajmanlar içine girdikleri, bir takım Arap unsurlar ya da Esat Rejimi’ndeki birtakım unsurlarla iş birliği içerisine girdikleri anlaşılıyor. Çünkü ortak düşman Türkiye. Bu şekilde hem eylem kapasitesinin gücünü gösteriyor hem de kendisine kaçış alanı yaratmış, tam seçim sürecinde, iç ve dış baskı karşısında kendisine kaçış noktaları üretmiş oluyor.

Marj bırakıyor yani...

Tabii. Çünkü bu, Türkiye’nin Amerika karşısında elini çok güçlendirecek bir argüman. Amerika PKK’yı terör örgütü olarak kabul ediyor ama YPG’den bahsederken, ‘Türkiye tarafından PKK’nın Suriye kolu olduğu iddia edilen Amerika müttefiki’ gibi bir ifade kullanıyor. Bu eylemi PKK’nın ya da YPG kanalıyla PKK’nın yaptığını kanıtladığımız anda, onların elindeki en büyük gücü almış olacağız. Bu, PKK’nın da YPG’nin de işine gelmiyor.

“2016’dan sonra ilk şehir eylemi”

Bir taraftan da, hükümetin PKK’yı bitirdiği söylemine karşı eylem yapması gerektiğini düşünüyor. 2016’dan sonra ilk kez bir şehir eylemi gerçekleştiriliyor. Kırsal alanda eylem yapamıyorlar. İHA’lar, SİHA’lar eylem kapasitelerini bitirmiş vaziyette.

O yüzden şehre, kalabalıklara odaklı bir eylemsellik içerisinde…

Gizlenmek kalabalıklarda çok daha kolaydır.