Orta Vadeli Program, enerji konusunda da hem hane halkına hem sanayicilere hem de sektör oyuncularına yeni yol haritası çiziyor. Tüketim esaslı destek, yenilenebilir enerjide izin sürelerine rötuş ve enerji şirketlerine uluslararası nitelik ayarı bu yol haritasının kilometre taşları.
2025-2027 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da (OVP) yer alan ve önümüzdeki dönemde Meclis gündemine gelecek düzenlemelerin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı.
Desteklerin etkinleştirilmesi başlığı altında enerjinin de aralarında olduğu destekler gözden geçirilerek “gerçek ihtiyaç sahiplerinin destekleneceği” bir döneme geçilerek, uygulamanın rasyonel ve daha adil bir çerçeveye oturtulması planlanıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir programda bütçe imkanları çerçevesinde desteklerin sürdürülerek dar gelirlilerin, emeklilerin korunmaya devam ederken, yüksek gelire sahip olanların tükettiği elektriğin gerçek maliyetini ödemesi olarak açıklamıştı.
Tüketim esaslı bedel
Pandemi döneminden bu yana devlet, elektrik ve doğal gaz faturalarını yüzde 60 oranında sübvanse ediyor. Yani 1000 TL’lik elektrik ya da doğalgaz faturasının 600 TL’si devlet tarafından karşılanırken, 400 TL’sini vatandaş ödüyor. Dezavantajlı kesimler için 400 TL’lik fatura üzerinden de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın belirlediği kriterler üzerinden de ayrıca destek veriliyor.
Kaynaklar, yapılacak düzenleme ile evinde enerji tüketimi yüksek olan üst gelir grubunun tüketiminin maliyetini üstleneceği bir döneme geçileceğini belirtiyor. Böylece örneğin evi büyük, kullandığı elektronik eşya daha fazla ya da elektrikli araba sahibi olan bir hane sahibi, tüketimi ölçüsünde bedel ödeyecek.
Türkiye’de hanelerde ortalama elektrik tüketimi 130-200 kW saat düzeyinde. 400-500 kW saat düzeyinde tüketim ise yüksek tüketim olarak nitelendiriliyor. Halen 240 kW saate kadar tüm tüketiciler 207 kuruştan elektriği alıyor. 240 kW üzerine çıkıldığında ise fatura bedeli yüzde 50 üzerinde zamlanıyor. Kaynaklar, yeni dönemde belirlenecek bir limitin üzerine çıkıldığında enerji maliyetinin gerçek maliyeti üzerinden ödenmesinin söz konusu olacağını ifade ediyor.
Henüz çalışmaların devam ettiğini ve mağduriyet oluşmaması için de ince ayar bir çalışma yürütülmesi gerektiğini vurgulayan kaynaklar, örneğin köylerde bazı istisnaların olacağını belirtiyor.
Enerji şirketleri özelleştirilmeyecek, yapılandırılacak
OVP’de yer alan ve 2025’in ilk çeyreğinde hayata geçirilmesi öngörülen bir başka düzenleme ise KİT’lerin reforma tabi tutulması. Performansa dayalı ölçüm yöntemleri kullanılarak kamu işletmelerinin ve yönetim kurullarının hesap verilebilirliklerinin artırılması öngörülüyor. Ayrıca tüm tabii kaynak yönetim sistemlerinin birbiriyle uyumlu kurumsal yapılanmaya kavuşturularak faaliyetlerin tek elden yönetilmesinde söz ediliyor.
Yeniden yapılandırılacak KİT’ler arasında TPAO, BOTAŞ, ETİ MADEN ve EÜAŞ gibi enerji şirketleri de yer alacak. Yeniden yapılandırmadan kastın özelleştirme değil, uluslararası operasyonları dikkate alınarak buna uygun ölçekte çalışabilecek kapasiteye kavuşturma olduğunu belirten kaynaklar; “Bu şirketler klasik anlamda KİT mantığı ile idare edilebilecek şirketler olmaktan çıktılar. BOTAŞ’ın 2023 satışları 26 milyar dolara ulaştı. Türkiye’nin en büyük şirketi haline geldi. Personel rejiminden, karar alma süreçlerine kadar yeniden yapılandırılması gereken bir şirket” değerlendirmesini yaptı.
Enerji yatırımlarında izin süreleri kısaltılacak
OVP çerçevesinde ayrıca yenilenebilir enerji ve maden yatırımlarındaki izin süreçlerinin kısaltılması öngörülüyor. Türkiye’nin rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücünün şu anda 29 bin megawatt’a, izin verilmiş kapasitesi ise 80 bin megawatt’a ulaştı. Halihazırda izin süreçlerinin ortalama 3 yıl 8 ay sürdüğünü ve yatırımcıların önünde orman, imar, belediyeler kaynaklı tıkanıklıklar olduğunu kaydeden kaynaklar, izin süresinin 24 ay ve altına indirilmesi yönünde düzenleme yapılacağını belirtiyor. Aynı zamanda yatırım taahhüdünde bulunduğu halde yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin de devre dışına çıkarılması gerektiğini belirten yetkililer, “Her yıl 2 bin -2 500 MW yeni kapasite tahsis ihalesi yapılması hedefleniyor. Bir yandan bunların açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi öte yandan da sisteme elektrik vermeden kendi binasına güneş panelini kurmak isteyenin önünü açmak istiyoruz” değerlendirmesini yapıyor.