Diyarbakır, Van, Batman ve Bitlis’te seçmenin nabzını tuttuk. Sokaklarda partilerin listeleri konuşuluyor, pastane ve kahvehanelerde aday kritikleri kulaklara çalınıyor. Siyasi parti ve ittifakların listelerine dair sahanın risk tespitini yerinde teyit ettik.
Diyarbakır-Batman-Bitlis-Van / Siyasi parti ve ittifakların 14 Mayıs seçimleri için hazırladıkları listelere dair masa başı çalışma sonucunda 11 Nisan tarihli yazımda “risksiz liste yok” demiştim. Bu tespitin sahada da geçerli olup olmadığını 3 gün boyunca Diyarbakır-Batman-Bitlis/Tatvan-Van güzergâhında katıldığım görüşmelerle test etmeye çalıştım. Kestirmeden söyleyebileceğim, sahanın da risk tespitini teyit ettiği.
Gözlem sahasının kaba tanımı şöyle yapılabilir: Diyarbakır’da Millet İttifakı üyeleri CHP ve İYİ Parti ayrı listelerle seçime giriyor. Diyarbakır, Batman ve Van’da CHP’nin, Bitlis’te ise İYİ Parti’nin liste başı olduğu, yeni kurulan partilerden isimlerle tahkim edilmiş listeler var. Karma listelerde AK Parti’de siyaset yapmış isimler de bulunuyor. Bu noktada söz konusu iller kapsamında CHP açısından 2 ayrı not düşmek gerekiyor. Birincisi; uzun süredir sadece 2 siyasi aktör, AK Parti ve HDP’nin etkin olduğu bölgede hakkındaki algıyı değiştirebilmek için 2 yıl önce Doğu Masası çalışmasını başlatmış olması. İkincisi de; HDP/Yeşil Sol’un ağırlık merkezi olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı çıkarmaması nedeniyle seçmenine Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu işaret ediyor olması.
Cumhur İttifakı’na mensup partiler ise Türkiye genelinde olduğu gibi ayrı listelerle yarışıyor. AK Parti açısından istisna, muhafazakâr Kürt seçmenin desteğini artırmak için bu kez listelerinde yer açtığı HÜDA PAR faktörü. Partiye ayrılan 4 kontenjandan biri Batman ikinci sıra (diğerleri Gaziantep, Mersin ve İstanbul).
Diyarbakır, Batman ve Van’da CHP’nin, Bitlis’te ise İYİ Parti’nin liste başı olduğu, yeni kurulan partilerden isimlerle tahkim edilmiş listeler var.
Yeni logo yeni kadro
Emek ve Özgürlük bloku çatısındaki HDP ise hakkındaki kapatma davası nedeniyle bu kez Yeşil Sol Parti logosuyla girdiği seçimlerde, seçmenine hem yeni logoyu hem de çoğunluğu yeni kadrosunu benimsetme zorunluluğu ile karşı karşıya. Aşağıda tüm partilerin adının geçtiği görülmeyecek çünkü doğal olarak rekabet odaklarına yöneldim. Şimdi denklemde dikkat çekmeyen ama seçim sonunda sürpriz yapan olursa onu ayrıca değerlendirme sözüyle ulaşabildiğim, eski-yeni siyasetçiler, yerel gazeteciler, akademisyen ve meslek örgütü temsilcileriyle yaptığım sohbetlerden bir derleme. Sarf edilen görüşlerin bir kısmının doğal olarak seçim sonucu ile test edilmesi gerektiğinden, şimdilik kendime notlar olarak kalması daha doğru. Ayrıca bu izlenimler bugüne dair, seçime daha 1 ay var.
Gelelim genel görünüme...
Ramazan etkisiyle sabah saatlerinde rehavetin hâkim olduğu kentlerde, sahura kadar süren seçim çalışmaları var. Bir ikisini izlediğim seçim bürosu açılışları henüz yeni başlıyor. Seçime gidildiğinin göstergesi bayrak ve flamalar henüz sokakları boyamış değil. Ama özellikle iftardan sonra girilen her tatlıcı salonunda, her pastanede masalardan aday ve parti kritikleri kulaklara çalınıyor. Görüştüğüm bir isim, ‘parti kahvehanelerine’ bayrakların bir iki haftaya asılmasıyla seçim havasına asıl girişin olacağını söyledi.
Hiçbir parti ya da ittifakın listesinden tam memnuniyet yok. Hava durumu ifadesiyle yer yer mutedil. İlla ki her listede eleştiri getirilen, ‘içe sinmeyen’ isimler var. Buna “listede o olsaydı sonuç farklı olurdu, genel merkez dinlemedi” denilenleri ve buna bağlı kırgınlıkları da eklediğinizde motivasyon eksikliği belirgin. Bitlis’te adını vermeyeceğim bir adaya tepkili teşkilat yöneticisi “Mecbur beraber fotoğraf vereceğiz de o benim oyumu alamaz” dedi örneğin. Van’da da sırf bir ismin seçilmemesi için normalde partiyi destekleyen şehrin 3 önemli unsurundan bir kesimin bağımsız bir adayı teşvik ettiği ve oyları ona yönlendireceği konuşuluyor.
Saadet, Deva ve Gelecek Partileri için ilk olarak 1.5 yıl önce gündeme gelen ‘ittifak içinde ittifak’ formülünde uzlaşılsa ve o zamandan bu yana birlik görüntüsü pekiştirilse AK Parti’den uzaklaşan muhafazakâr seçmen için bir adres verilebilirmiş. Ancak bu seçmen grubunun tam olarak nereye yöneleceği konusunda mutabakat yok. Kimilerine göre yine AK Parti’ye dönecekler, kimilerine göre elleri CHP’ye gitmeyeceği için sandığa gitmeyecekler. Bir partinin teşkilat yöneticisi, AK Parti’den kopan bazı akrabalarının, CHP’den dolayı değil, medyada CHP adına konuştuğunu düşündüğü kişilerin “rövanşist” söylemi nedeniyle tekrar AK Parti’ye yöneldiğini anlattı.
Bu kentler arasında listeler konusunda tek istisnanın, rakipleri tarafından bile ‘doğru kompozisyon’ olarak tanımlandığı için AK Parti’nin Batman listesi olduğunu söyleyebiliriz. Batman’da 2018 seçim sonucuna göre, HDP 4, AK Parti 1 milletvekiline sahip. AK Parti, Batman’da kurulan HÜDA PAR’dan ikinci sırada aday gösterdiği Parti Sözcüsü Serkan Ramanlı ile ikinci vekilliği almayı hedefliyor. HDP/Yeşil Sol ise HÜDA PAR’a karşılık olarak yorumlanabilecek şekilde listesinde 4. sırayı aslen Batmanlı olmamasına rağmen başörtülü aday Nurten Ertuğrul’a vermiş.
Bitlis’te bu kez İYİ Parti adına Millet İttifakı’nda liste başı isim olan eski siyasetçi Edip Safter Gaydalı’nın adaylığı hem şahsı hem de adına yarışa girdiği parti açısından turnusol kâğıdı olacağa benziyor. 2018 seçimlerinde Gaydalı AK Parti’den, kardeşi Mahmut Celadet Gaydalı ise HDP’den milletvekili adayıydı. Celadet Gaydalı seçimde kazandı, 27. Dönemde HDP milletvekili oldu. Yeni listede ise yok. Bu nedenle kentte en çok Edip Safter Gaydalı’nın bu kez aşiretinin oyunun ne kadarını İYİ Parti’ye ve Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu’na taşıyacağı merak ediliyor. Zira listelerinde Ensarioğlu, Miroğlu, Seydanlıoğlu gibi Kürt ailelerinden isimlere yer vermiş olsa da bölgede İYİ Parti’ye konulan mesafe aşikâr. Öte yandan Gaydalı bugüne kadar bağımsız girdiği seçimlerde daha önce CHP ve AK Parti adına adaylıklarından daha fazla oy almış. Yani bağımsız girdiğinde kendisine akan oylar söz konusu partiler olunca verilmemiş. Bazıları bu durumu konjonktüre bağlasa da Gaydalı bu kez de İYİ Parti logosuyla test edilecek demek mümkün. Tam burada Meral Akşener’in 2018’de cumhurbaşkanı adaylığı kampanyasına Bitlis Ahlat’tan bir ev kiralayarak başladığını da hatırlatmakta fayda var.
Hiçbir parti ya da ittifakın listesinden tam memnuniyet yok.
Bitlis’tekine benzer aşiret oyları çekişmesi ise Diyarbakır’da izlenecek. AK Parti’nin birinci sıra adayı Galip Ensarioğlu, akrabası İYİ Parti birinci sıra adayı Vejdin Ensarioğlu ile aşiret oyları için rekabet edecek. Aşiretin, Galip Ensarioğlu’nun sıralama riski olmadığı için Vejdin Ensarioğlu’na daha kolay oy verebileceği, bunun ise halen 9 HDP- 3 AK Parti şeklindeki dağılımı, bu seçimde CHP de denkleme girdiği için AK Parti aleyhine bozabileceği belirtiliyor. Ancak aynı durumun HDP için de geçerli olduğu ifade ediliyor. Seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesiyle Diyarbakır’da da HDP seçmenin partisi için risk olmadığı düşüncesiyle ya da listelere tepkiyle CHP’ye yönelmesinin mümkün olduğuna işaret ediliyor. Bu arada CHP’nin 1. sıra adayı, 4 dönemdir İstanbul’dan milletvekili seçilen Sezgin Tanrıkulu. İkinci sırada DEVA Partisi kontenjanından eski AK Parti milletvekili Ali İhsan Merdanoğlu, üçüncü sırada ise Saadet Partisi eski il başkanı Abdurrahman Ergin var. Diyarbakır’da AK Parti listesinde HÜDA PAR’dan bir isme rastlanmasının nedeni olarak, “AK Parti’ye ceza kesilebilirdi” yorumu yapılıyor. Ancak yine de listede HÜDA PAR’a ‘Selam’ olarak nitelendirilen bir isim var: Kentin sembollerinden Ulu Cami’nin eski imamı Mehmet Said Yaz…
Yukarıda aktardığım listelere ve partilere yaklaşımlar konusundaki görüşler Van için de geçerli. Burada da 2018 seçim sonucu 5 HDP-3 AK Parti şeklinde ve tıpkı Diyarbakır’da olduğu gibi Van’da da CHP’nin bu kez 1 milletvekili çıkarmasına garanti gözüyle bakılması, rekabeti kızıştırıyor. İYİ Parti’nin adaylarını da barındıran CHP listesinde, birinci sırada eski il başkanı Seracettin Bedirhanoğlu var. Bedirhanoğlu, iki yıl önce göreve geldiğinde 1500 olan üye sayısını görevini devrederken 10 bine yükseltmiş. İl Başkanı olduktan 2 ay sonra Kılıçdaroğlu’nu 5 yıl aradan sonra Van’a getirebilmesi, partinin Belediye Başkanları toplantısı için Van’ı tercih etmesi, CHP’yi şehirde daha görünür kılmış. AK Parti ise iki eski milletvekilini, Burhan Kayatürk ve Kayhan Türkmenoğlu’nu sahaya çıkardı. HDP/Yeşil Sol ise Van’da oy kaybına uğramamak için HDP Eş Başkanı Pervin Buldan’ı liste başı yaptı.
Son olarak, birbirinden farklı Kürt seçmen nezdinde Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile lideri olduğu CHP’ye açılan kredi arasındaki fark belirgin. “Kılıçdaroğlu haricindeki CHP’ye dair tereddüt sürüyor. Helalleşme söylemi belirli noktalarda etkili olmuş. Ancak “Kılıçdaroğlu olmadığında da sürdürüleceğinin, arkasında durulacağının, öteki CHP’liler tarafından içselleştirildiğinin garantisi var mı?” diye soruluyor. Belli ki bu sorgulama uzun süre de devam edecek.
Bu çalışma sırasında bana eşlik eden Rawest Araştırma Genel Direktörü Roj Girasun’a katkıları için teşekkür ederim.