ABD Başkanı Joe Biden’ın üzerinde yoğun bir “adaylıktan çekil” baskısı var. Bunu isteyenler, eşi Jill Biden ve seçim kampanyasında çalışan danışmanların üzerinde de şu baskıyı kuruyor: Biden’ı çekilmeye ikna edin...
Görünen o ki, Biden ve yakın çevresi, bu baskılara sonuna kadar direnecek. Joe Biden’ın NATO zirvesinin kapanışında, ABD basının yaşı, sağlık durumu ve adaylığına dönük ısrarlı ve hatta hırpalayan sorularına karşı verdiği “Başkanlığa aday olabilecek en nitelikli kişi benim!” cevabı bunun en somut kanıtıydı. Kasım ayında 82 yaşında olacak Biden “Trump’ı bir kere yendim, bir daha yenebilirim” görüşünde ısrarlı.
‘Zamanı yenemezsin’
27 Haziran’da Donald Trump ile yapılan münazara sonrası dip dalgası şeklinde başlayan “bırak çağrıları”, bu hafta tsunamiye dönüştü. Son olarak Hollywood yıldızı George Clooney Biden’a “Zamanı yenemeyiz, bize yeni aday lazım” sözleriyle “adaylıktan çekilmesi’ yönünde çağrılim yaptı.
Clooney, sadece meşhur bir Hollwood yıldızı değil, Demokrat Parti’de kampanyaya maddi destek sağlayan, bağışçıları ve destekçileri temsil eden bir karakter. 2012’den bu yana önce Barack Obama, daha sonra Hillary Clinton ve son olarak Joe Biden’ın kampanyasına en büyük desteği vermiş, bazı toplantılara da ev sahipliği yapmış bir isim. Dahası, Biden’a yönelik bu çıkışını eski ABD Başkanı Barack Obama’nın da bilgisi dahilinde yaptığına dair haberler var.
Tüzük ne diyor?
Peki, madem Biden çekilmiyor, neden 19-22 Ağustos’ta yapılacak ve Demokrat Parti’nin adayının resmileşeceği Ulusal Kongre’de başka bir aday çıkıp yarışa girmiyor?
Bu imkânsız da ondan. ABD seçim sistemine ve parti kurallarına göre, adaylar Ulusal Kongre’ye aylar önce başlayan eyalet kongrelerinde delegelerden oy toplayarak geliyor. Bir kişinin ipi göğüslemesi için, eyalet kongrelerinden en az 1.968 delegenin desteğini alması gerekiyor. Biden bu sayıyı neredeyse ikiye katladı ve 3 bin 894 oy aldı. O delegeler şimdi adaylığın resmileşeceği “Ulusal Kongre”de Biden lehinde oy kullanmak durumunda, çünkü eyaletlerdeki kongre iradesini ulusal zemine taşımak zorunda.
Ancak ve ancak kendisi çekilme kararı alırsa, bu delegeler özgürleşecek ve yeni bir adaya yönelebilecek. Bir adayın ilk oylamada salt çoğunluğu elde edememesi halinde “süper delegelerin” yani partinin âkil insanlarının oy kullanmasına izin verilecek. Bu, sonucu değiştirebilir ancak bu ihtimal de ancak Biden istifa ederse hayata geçebilecek. İşte bu yüzden herkes Biden’a “Kendin bırak” baskısı yapıyor. Bunca tartışmadan sonra Biden vazgeçmez ve Donald Trump’a kaybederse o zaman kötü bir miras bırakacağı açık. Bu yüzden Biden için en onurlu çıkış yolu çekilmek...
Anketler ne diyor?
ABD’de anket kazanı da kaynıyor. 5-9 Temmuz arasında Washington Post-ABC ve IPSOS araştırmasına katılanların yüzde 85’i, Biden’ın adaylık için çok yaşlı olduğunu düşünüyor. Yüzde 67’si ise Joe Biden’ın yarıştan çekilmesini istiyor. Kampanyaya devam etmesini isteyenlerin oranı ise sadece yüzde 30.
Örneklemi biraz daha daraltıp, sadece Demokrat Partililerin görüşüne baktığımızda, kayıtlı seçmenlerin yüzde 67’si Biden’ın adaylığı bırakmasını istiyor. Parti değil Biden destekçilerinin de yüzde 54’ü artık bırakması gerektiğini düşünüyor.
Jill Biden faktörü
Biden’ın adaylık ısrarında azımsanmayacak bir diğer etken, kendisinden 9 yaş küçük eşi Jill Biden. Bayan Biden, eşinin yarım yüzyıla yakın bir süreye yayılan siyaset hayatında hep yanında oldu. Bu kez, koltuğu bırakmak istemeyen taraf sanki daha çok Jill Biden. Eşini koruyucu, kollayıcı tavrı, sanki olması gereken sınırı aşıp, hırs boyutuna taşınmış durumda. Jill Biden’ın münazara sonrası eşiyle aralarında geçen diyaloğu anlattığı sözler bu duyguyu veriyor: ‘‘Joe dün geceki tartışmadan sonra şöyle dedi: ‘Biliyor musun Jill, ne olduğunu bilmiyorum. Kendimi o kadar da iyi hissetmedim.’ Ben de dedim ki, ‘Joe, 90 dakikanın senin başkan olduğun 4 yılı tanımlamasına izin vermeyeceğiz.’’
Adaylığa sıkı sıkı tutunan Biden ailesinin belki de görmesi gereken gerçek, yeni 90 dakikaların Biden’ın bütün siyasi geçmişini bir enkaza dönüştürme ihtimali.