Değerli okurlarım kelimelerin gücünü anlamak çok önemlidir.
Farkına varmadan kullanılan bir tek kelime bile bir insanın duygularında onarılamayacak kadar derin yaralar açabilir.
Bu nedenle özellikle evlilikte kullanılacak kelimelere dikkat etmek gerekir.
Elbette eşler arasında zaman zaman tartışma olacaktır. Bundan daha doğal bir şey yoktur.
Ancak önemli olan tartışırken, genelleme ve olumsuz tanımlama yapmamaya ve kelime seçimine özen göstermektir.
Olumsuz kullanıldığında gerçekten evliliği tehlikeye sokacak iki tehlikeli kelime vardır. Bu kelimeler “sen” ve “hep” kelimeleridir.
İşte evliliklerde, “sen hep…” ile başlayan ve evliliği bitirme noktasına getiren tehlikeli tanımlamalar:
*Sen hep böylesin.
Sağlıklı ilişkisi olan insanlar hayatlarının her alanlarında mutluluğu ve başarıyı daha kolay yakalarlar.
Sevginin ve dayanışmanın verdiği enerji, tüm yaşamlarını kolaylaştırır ve hayatın bir nehir gibi akmasını sağlar.
Bu nedenle evlilik çok önemli bir kurumdur. Peki, sağlıklı bir ilişki için ne yapmalı?
***
Evlilikte mutluluk için 12 D formülü:
1)Değer verin: Eşinize değerli olduğunu hissettirin. Hiç kimse kendini değersiz gören birisiyle birlikte olmak istemez.
2)Duygulu olun: Bir evlilikte romantizmin önemini unutmayın. Duygu dolu davranış ve sözler evliliğin harcıdır. Romantizmi yaşamak zor değildir. Bol yıldızlı lacivert bir gecede birlikte yıldızları izlerken, sevdiğinizin üşüdüğünün farkına varıp ceketinizi ona vermeniz romantizmdir.
“32 yaşında bir kadınım. Bir süredir eşimle aramız iyi değildi. O da bana ‘İstersen birkaç gün için aileni görmeye git,’ dedi.
Ben de bir süre ayrı kalmamızın doğru olacağını düşündüğüm için, çocukları da yanıma alarak, iki hafta için ailemin yanına gittim.
Döndüğüm gün yaşadıklarımla sarsıldım.
Evde temizlik yapan yardımcım fark etmiş, bana seslendi.
Yukarı çıktığımda yastıktaki ruj lekesini görünce hayretler içinde kaldım. Demek ki eşim ben yokken eve bir kadınla gelmiş.
Çılgına döndüm. Akşam eşim geldiğinde uzun süre tartıştık. Ben bunun üzüntüsünü yaşarken cep telefonuma bir mesaj geldi.
Mesajda, ‘Eşinle birbirimizi çok seviyoruz, aramızdan çekil,’ diyordu. Bu mesajı okuyunca ruj lekesinin bilerek bırakıldığını anladım.
Telefon açarak mesajı eşime okudum. Bana bağırıp telefonu kapattı.
Evliliklerde eşin niyetini okumaya çalışma, olumsuz yorumlamalar ve genellemeler yapma adeta evliliğin dinamitidir.
Yaptığım araştırmalar da bunu kanıtlamıştır.
Evlilikte ilk yapılması gereken güven duymasını bilmektir. Şüphelerle, kuşkularla ve olumsuz tahminlerle evlilik yürümez.
Bu hataları yapanlar evliliklerini farkına varmadan bitirirler
Eşlerden birinin diğerini empatiyle dinleyip anlamadan, yargılaması, suçlaması ve tanımlaması evliliklerde sevgiyi bitiriyor.
Oysa güven duyulan, değer verilen insanlar kolay kolay hata yapmazlar.
İşte sıklıkla yapılan hatalı niyet okumalar:
1)Sıkışık trafikte saatlerce kalan eşine “Yine neredeydin, bir kadınlaydın değil mi?”
Değerli okurlarım, bana göre mutluluğun en önemli nedeni; hayatta ne yapacağımızdan emin olmak ve yaptıklarımızdan pişmanlık duymamaktır.
Vereceğimiz kararları, o zaman dilimindeki koşullar belirliyor. Bir karar vermeden önce o konuyla ilgili yeterince bilgi sahibi olmak ve gerektiği kadar araştırmak gerekir.
Yeterince bilgi edinip gerekli araştırmaları da yapıp kararımızı verdikten sonra, geriye bakıp verdiğimiz karardan pişmanlık duymadan yaşamalıyız.
Çünkü pişmanlıklar enerjimizi çaldığı gibi geleceğe dönük umutlarımızı da yok ediyor.
Kararsızlıkları ve pişmanlıklarıyla, hem kendi hayatını hem de yakınlarının hayatını zindan eden insanlar tanıyorum.
O günün koşullarında yanlış kararlar da vermiş olabiliriz. Bu durumda da çözüme odaklanıp “Neler yapabilirim?” sorusuna yanıt aramalıyız.
Geçmişte yaptığımız hatalardan dersler çıkarmalıyız.
İçinde bulunduğumuz durum ne olursa olsun, yarınlara umutla bakıp neleri değiştirebileceğimizi düşünmek ve bu yönde adım atmak en doğrusudur.
“Eşimle, 2 yıl gibi uzun süren bir arkadaşlıktan sonra, ailemin karşı çıkmasına rağmen büyük bir aşkla evlendik.
Benim için şiirler yazıyordu. Ancak ne olduysa evliliğimizin ilk 2 ayından sonra bana karşı soğuk davranmaya başladı.
Zaman zaman telefonu çaldığından benden uzaklaşarak gizli gizli konuşması beni kuşkulandırdı.
Davranışlarındaki değişikliğin nedenlerini öğrenmeye çalıştıysam da hakaret ve şiddetle karşılaştım.
Bunu bile sineye çektim. Ona olan sevgimden dolayı her şeyin düzeleceğini umut ettim.
Hamile kalmam da onu sevindireceğine kızdırdı. Sürekli ‘Bebeği istemiyorum, kürtaj olmalısın’ diyordu.
Son kavgamızdan sonra iki haftadır ailesinde kalıyordu. Önceki gün gelen boşanma tebligatıyla yıkıldım. Bunu hiç beklemiyordum.
Dilekçeyi okuyunca daha da moralim bozuldu. Benim hakkımda yalan yanlış iddialarda bulunmuş.
“27 yaşında bir genç kızım. Özel bir şirkette çalışıyorum. Bundan bir hafta önce, evlenmek üzere olduğum sevgilimden cep telefonuma zehir zemberek bir mesaj geldi.
Sevgilim mesajında, bana ağır hakaretler ettikten sonra artık benimle görüşmek istemediğini yazıyordu.
Neye uğradığımı şaşırdım. Cep telefonundan onu aradım, telefonu yüzüme kapattı. Ben de mail yazmak istedim.
Mail yazmak için bilgisayarımı açtım. Ama maillerime bir türlü giremiyordum.
İnternetten anlayan bir arkadaşımdan yardım istedim. Arkadaşım, ‘Şifremin kırıldığını, muhtemelen maillerimin kontrolünün başkalarının eline geçtiğini,’ söyledi.
Sevgilimin bu hareketinin altında yatan neden de böylece ortaya çıktı.
Ortak bir arkadaşımızdan ‘Sevgilimi aramasını ve olanı biteni anlatmasını’ rica ettim.
Gerçekten de mail adresim ele geçirilerek, sevgilime benim ağzımdan ‘Onu artık sevmediğim, başkasıyla görüştüğüm’ yazılmış.
Yeni Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdi. Hayatımızda önemli değişiklikler getiriyor. Bunların bazılarını sizinle paylaşmak istedim.
***
*Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, sadece aile bireylerine değil ayrıca zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilecek.
*Örnek vermek gerekirse diyelim ki bir kişi trafik kazasında hayatını kaybetti. Bu kişinin sadece aile bireyleri değil, sevgilisi veya nişanlısı da kazaya neden olan kişilere karşı manevi tazminat davası açabilecek.
***
*Maddi durumu iyi olmayan birisinin başına bir şey gelirse, örneğin bir trafik kazasında yaralanırsa, mahkeme, zarar veren kişinin daha dava bitmeden bir miktar peşin ödeme yapmasına karar verebilecek
***
*Vatandaş bir anlaşma yaparken, tek taraflı hazırlanan sözleşmeleri imzalamış olsa bile aleyhine olan maddelere itiraz edebilecek. Anlaşılamayan maddeler vatandaş lehine yorumlanacak.