Cengiz Hortoğlu

1)Söz verdiğinde sözünde duruyor mu?

2)Ailesine karşı tavırları olumlu mu?

3)Arkadaşları iyi mi?

4)Espri yapmasını biliyor mu?

5)Bir sorunla karşılaştığında çözüme odaklı mı?

6)Öfkesini yenebiliyor mu?

7)Karşılaştığı insanlara karşı saygılı ve mütevazı mı?

8)Cömert mi?

“Eşimle bundan bir yıl kadar önce evlendik. Evlendiğimizden bu yana birlikte olamadık.

Uzun süre doktora da gitmek istemedi. Ancak benim ısrarlarım üzerine birlikte hastaneye gittik.

Eşime vajinismus teşhisi konuldu.

Ancak tedavi olmak istemiyor. Ne yaparsam yapayım, tedaviye ikna edemedim.

Ne zaman bu konu üzerinde konuşmaya kalksam, ya bağırıyor veya yanımdan kalkıp gidiyor. Kesinlikle konuşamıyoruz.

Bütün bunlara rağmen eşimi çok seviyorum. Ancak bu sorun çözülemez ise evliliğimi de devam ettirmek istemiyorum. Bu nedenle boşanma davası açabilir miyim?”

***

Vajinismus; Fiziksel bir sorun olmamasına rağmen vajinal kasların istem dışı kasılmasından dolayı cinsel ilişkinin kadın için zor veya olanaksız hale gelmesidir.

(Hayat en büyük armağandır)

1)Gülümse, müzik dinle, spor yap,

2)Sakin ol ve hayattan ne istediğini netleştir,

3)Durmasını bil, (Öfkelenirken, araba kullanırken, konuşurken, tartışırken)

4)Sevilmek için değil sevmek için sev, (Bağlan ama asla bağımlı olma)

5)Yaşamaya çalışma sadece yaşa,

6)Her şeyin güzel olacağına inan,

7)Yaptıklarından emin ol, pişmanlık duyma,

“Eşimle 5 yıl önce evlendik. İki çocuk babasıyım. Onunla birbirimizi severek evlenmemize rağmen şu anda ondan nefret ediyorum. Ne yapacağımı da bilemiyorum.

Uzun zamandır, işe gitmek için evden çıktığımda karşılaştığım komşuların bana karşı alaysı bakışları beni çok rahatsız ediyordu.

Ancak buna pek bir anlam veremiyordum. Bunun nedenini geçtiğimiz hafta öğrendim. Bir komşu ismini vermeden beni telefonla arayarak uyardı.

Meğer eşim yatak odasındaki yaşadıklarımız dahil her şeyi komşulara anlatıyormuş.

Beni arayan komşu eşimi defalarca uyardığı halde sözünü dinletememiş.

Artık vicdanen çok rahatsız olduğu için dayanamayıp beni aramaya karar vermiş.

Önce inanmadım. Ama o kadar özel şeyler biliyor ki eşim anlatmamış olsa bunları bilmesi mümkün değil.

O günden itibaren eve gitmiyorum. Bir arkadaşımın evinde kalıyorum.

Dün akşam, Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan ile birlikte TRT Haber’de Gazeteci İlkay Buharalı’nın sunduğu “Cevapsız Kalmasın” Programına katıldık.

Programda evlilik ve boşanmalar üzerine konuştuk.

Benim de yararlandığım güzel bir söyleşi olduğu kanısındayım. Program sonunda vardığımız ortak düşünce ailenin ne denli önemli olduğuydu.

***

İnsan hayatında çok önemli iki kavram vardır; Bunlardan birisi evlilik diğeri meslek seçimidir.

Peki, evlilik ve dolayısıyla aile kurmak neden bu kadar önemlidir?

Aile olmak hayatın sadece güzelliklerini paylaşmak değildir, büyük bir potansiyel güçtür. Zoru kolaylaştırır, hayatı anlamlı kılar.

Aile olmak doğacak sinerjiyle iki kişiden fazla olmak demektir.

“37 yaşında bir kadınım. Eşimle 2009 yılında evlendik.

Bundan 1 ay kadar önce eşimi kaybettim. Eşimin benden önceki evliliğinden 3 çocuğu var. Bana düşecek miras payımı öğrenmek istiyorum.”

***

Değerli okurum, eşinizin sizinle evlenmeden önce sahip olduğu mal varlıklarından ¼ oranında miras hakkınız var.

Ancak, evlendikten sonra edinilen malvarlıkları için durum değişir.

Eşinizle başka bir mal rejimiyle ilgili sözleşme yapmadıysanız eşinizle aranızda Türk Medeni Kanunu’nun 202.maddesi gereğince “Edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir.

Bu nedenle evlendikten sonra edinilen mallardan alacağınız miras payı değişir.

Bunu size bir örnekle açıklayayım.

32 yaşında evli bir kadınım. yıllar sonra büyük bir hevesle ve beğeniyle bir daire satın aldık. Evimize taşındığımız ilk akşam eşim, ben ve iki çocuğumuz sevinçten sabaha kadar uyuyamadık.

Yıllardır kirada otururken ilk kez kendi evimizde kalıyorduk. Ancak bu sevincimiz uzun sürmedi.

Bin bir umutlarla taşındığımız dairemizde ilk günlerden itibaren hayatımız karardı.

Üst katta oturan bir komşumuz var. Taşındığımızın daha ikinci günü gece yarısı büyük bir gürültüyle uyandık.

Sabaha kadar gürültüden uyumak mümkün değil. Neredeyse her akşam alem yapıyorlar.

Sonra kendi aralarında bağırma ve kavga başlıyor. Geceleri uyku bize haram oldu. Bu durum çocuklarımın okuldaki başarılarını da olumsuz etkiledi.

Eşim, artık dayanamayıp yukarı çıktı. “ne oluyor?” diye sorduğunda hakarete uğradı. Ertesi gün yöneticiyle konuşunca acı gerçeği öğrendik.

Meğer tam yerine düşmüşüz. Üst katta oturanlar sabahlara kadar alem yapıyorlarmış.

1)Sahip oldukların için şükret,

2)İhtiyacın dışında olan herhangi bir şeye sahip olamadım, diye dertlenme,

3)Müzik dinle, yürüyüş yap, doğayı yeniden keşfet,

4)Herkes için iyilik dile, (başkaları için dilediklerini kendin için de dilemiş olursun.)

5)Dostlarının değerini bil, başarılarını takdir et,

6)Hiç kimsenin başkaları hakkında olumsuz konuşmasına izin verme,

7)Umudunu ve mutluluğunu sürekli şüphe ve kuşkularla gölgelendirme, (Emin olmanın huzurunu yaşa.)

9)Zaman zaman, hiç karşılık beklemeden iyilik yap,