Cengiz Hortoğlu

“35 yaşındayım, ticaretle uğraşıyorum. Eşimi, 8 ay önce sevdiğimi zannederek evlendim. Evliliğimizin ilk birkaç ayından sonra onu sevmediğimi anladım.

Bir süre beklediysem de ilgim giderek azaldı. Hatta başka bir kadına karşı da ilgim var

Eşim şu anda 5 aylık hamile…

Akşamları geç gelmeme bile tahammülü yok.

Önceki akşam arkadaşlarla buluştuğumuz için işten eve geç geldim.

‘Gecikeceğini neden haber vermedin, yine neredeydin?’ diye bana söylendi. Annesi de sabah akşam onu dolduruyor.

Aramızda biraz itiş kakış oldu. Ama asla şiddet kullanmadım. Ben de o da birbirimize ağır konuştuk.

Sabah uyandığımda evden gitmişti, şimdi de telefonlarını açmıyor.

“29 Yaşında bir kadınım. Eşimle birbirimizi severek evlendik. Daha geçen haftaya kadar da ben de onun beni halen sevdiğini sanıyordum.

Ne yazık ki yanılmışım. Geçtiğimiz hafta içinde bir gün beni arayıp ‘İşlerim nedeniyle bu akşam geç geleceğim’ dedi. Eşim son zamanlarda sürekli geç geldiği için bu durumdan şüphelendim.

İşyerinin yakınındaki bir kafede beklemeye başladım. Saatler gece yarısını gösterdiğinde yanında bir kadınla sarmaş dolaş işyerinin olduğu apartmandan çıkıyordu.

Evet, içimde şüphelerim vardı, ancak yine de böyle bir şey yapacağına inanmıyordum.

Şok geçirdim, neye uğradığımı şaşırdım. Ne yapacağıma da karar veremedim. Sadece bana söylediği güzel sözlerin baştan sona yalan olduğunu düşündüm. Evimizle işyerinin arası çok uzaktır.

Bu nedenle o benim işyerine gelip onu bekleyeceğime asla ihtimal vermez. Kaldı ki benim ona güvenimin olduğunu düşünür.

Ben kendimi toparladıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi eve gittim. Eşim eve geç saatte geldi. Ben uyuyor gibi yaptım. O sabah çok geç kalktı. Hiçbir şey yokmuş gibi kahvaltı yapıp beni de öperek evden ayrıldı. O an kendimi daha da kötü hissettim, saatlerce ağladım. Bunu nasıl yaptığını anlayamıyorum, Başka

Bazı durumlarda evlilik öyle bir hale dönüşür ki iki taraf için de hayat cehenneme döner. Artık hayatın hiçbir yanı keyif vermez, çalışmak bile zorlaşır.

Ne yediğinizden ne içtiğinizden tat alırsınız. Gücünüz kuvvetiniz kalmaz, moral sıfıra yakındır.

İlişkilerde yaşanan sorunlar başka hiçbir şeye benzemez, sürekli acı verir, çaresiz bırakır.

Bir yandan yılların anıları, diğer yanda kavgalar, tartışmalarla geçen bir hayat.

Boşanma kararı sadece o kararı vereni değil, birçok insanı aynı anda etkiler. Çoğu zaman aileler devreye girer. Arkadaşlar, eş dost… Herkes ayrı bir şey söyler. Kafanız karışır, ne yapacağınızı bilemez hale gelirsiniz.

Bir anlaşmazlığın nedeni illa da bir taraf değildir. İki tarafında hataları olabilir. Hatta hiç kimsenin hatası olmayabilir, yürümüyorsa yürümüyordur.

Kısır tartışmalar sadece taraflar için değil aynı zamanda çocuklara da zarar verir. Her gün kavga yapılan bir evde çocukların sağlıklı yetişmesi olanaksız hale gelebilir.

Bu durumda boşanma çözüm olarak düşünülebilir. Ancak bu kararı yeterince değerlendirmeden verirseniz yanlış bir karar vermiş olabilirsiniz.

Neye odaklandığımız, ne düşündüğümüz ve nasıl tanımladığımız yaşamımızı oluşturur.

Değerli okurum, 8 maddeden oluşan bu hayat testini sizinle paylaşmak istedim.

1)Şükretmek,

A)Sahip olduklarıma şükrederim ama hayallerimden vazgeçmem,

B)Neyim olursa olsun hayattan hep şikayet edecek bir şey bulurum. Beni hiç bir şey mutlu etmez.

2)Dostlarım,

A)Dostlarımın iyi taraflarını düşünürüm ve onların hayatıma katkılarına minnet duyarım.

b)Benim hiç dostum yoktur. Hepsi benden yararlanmak ister. Çıkarı varsa dosttur.

“26 yaşında genç bir kadınım. Eşimle büyük bir aşkla evlendik. 3 yıldan bu yana da evliyiz.

Eşimle ilişkimiz son 6 aydır her anlamda sonlandı.

O artık hep internette... Ne konuşuyor, ne yüzüme bakıyor.

Evde sadece salonda yaşıyor. Eve geliyor, yemek yerken bile elinde bilgisayar… Salonda yatıyor, salonda kalkıyor. Cinsel hayatımız da tamamen bitti.

Aramızda artık hiçbir bağ kalmadı. Son bir haftaya kadar sorduğum sorulara sadece gülüyordu.

En son geçen Perşembe akşamı ben tekrar bu konuyu açınca hem hakarete hem şiddete uğradım.

Bu durumda boşanma davası açabilir miyim?

***

25 yaşında genç bir kadınım ve 3 yıllık evliyim. Eşimin beni aldattığını biliyorum. Duyduğuma göre her delil sunulamıyormuş.

Mahkemede hangi delilleri sunabilirim? Bunu öğrenmek istiyorum."

***

Değerli okurum, sizin davanızı hangi delillerle kanıtlayabileceğinizi bilemem.

Ancak, bu konuda daha önce de yazdığım gibi bu davalarda hangi delillerin sunulabileceğini sizinle paylaşabilirim.

***

İşte aldatmayı kanıtlayabilecek deliller:

1)Aldatmayı bilen, gören veya bu konuda bilgisi olan tanıklar,

Boşanmayı düşünenlere

Boşanmak çok zor bir süreçtir, Çünkü duygusal yoğunluğu çok fazladır. Bu durum da hata yapma olasılığını arttırır.

Bu nedenle olabildiği kadar iyi düşünüp sakin kararlar vermek gerekir.

***

İşte bu süreçte dikkat etmeniz gereken 10 madde:

1)Boşanmaya karar vermeden önce yeterince düşünün, özellikle çocuklarınız varsa en az on defa düşünün.

2)Çok emin olmanıza rağmen yine de bir aile danışmanıyla görüşün.

3)Mümkün olduğu kadar anlaşmalı olarak boşanmaya çalışın.

*O ne konuşursa konuşsun önemsemez, sözünü böler,

*Sürekli her şeyden şikayet eder,

*”Alan almış satan satmış” der kendine bakmaz,

*Hesap kitap önemsemeden harcama yapar,

*Evde eşiyle vakit geçireceğine internette oyun oynar,

*Durumu iyi olduğu halde cimrilik yapar,

*O herkesi hep içinden sever, sevdiğini söylemesine ne gerek vardır,

*Aşkmış sevgiymiş, saygıymış, romantizmmiş “geç bunları” der,