Cengiz Hortoğlu

“30 yaşında bir kadınım, eşimle anlaşmalı olarak boşanmaya karar verdik. Boşanma protokolü yapmamız gerekiyormuş. Nasıl yapılır? Bu protokolde neler yer alır?”

Eşlerin anlaşmalı olarak boşanmaya karar vermeleri durumunda, aralarında yaptıkları anlaşmaya protokol deniyor.

Peki, protokolde neler yer alır?

*Çocukların velayetinin annede mi babada mı kalacağı,

*Velayetin kimde kalacağı belirlendikten sonra, diğer ebeveynin çocuklarla hangi gün ve saatlerde görüşeceği,

*Çocuk veya eş için ödenecek nafaka miktarı,

*Maddi ve manevi tazminat ödenecekse bunun miktarı ve ödeme şekli,

*Tarafların birbirlerinden tazminat talepleri olmayacaksa, tazminat taleplerinin olmadığına dair beyanları,

Bazı durumlarda evlilik öyle bir hale dönüşürki ne yapacağınızı bilemez hale gelirsiniz, hayat cehenneme döner. Her gün kavgalar tartışmalar… Bitmeyen söz düelloları…

Hiç kimseye derdinizi anlatamazsınız. Anlattıklarınız da “Yuvanı yıkma, her şey düzelir” diyebilirler.

Boşanma kararı sadece o kararı vereni değil, birçok insanı aynı anda etkiler. Çoğu zaman aileler devreye girer. Arkadaşlar, eş dost… Herkes ayrı bir şey söyler. Kafanız karışır.

Anlaşmazlığın nedeni de artık anlamsız kalır. Siz bu hayatı istemiyorsunuzdur. Hiç kimsenin hatası olmayabilir, yürümüyorsa yürümüyordur.

Her gün kavga yapılan bir evde çocukların sağlıklı yetişmesi olanaksız hale gelebilir.

Kararsızlık daha büyük mutsuzluğa neden olur. Gelgitler yaşarsınız. Bazen hatayı kendinizde bazen eşinizde hatta bazen de eşinizin ailesinde bulursunuz.

Bu nedenle bu durumda objektif tespit yapıp yolunuza devam etmelisiniz.

Boşanma da çözüm olarak düşünülebilir. Ancak bu kararı yeterince değerlendirmeden verirseniz yanlış bir karar da vermiş olabilirsiniz.

“38 Yaşındayım ve bir çocuk babasıyım. Eşimle 6 yıldan bu yana evliyiz. Ancak istediği her şeyi alabilmesine, güzel bir evde oturmamıza rağmen eşimi bir türlü mutlu göremiyorum.

Ekonomik durumumuz çok iyi… Hiçbir maddi sıkıntımız yok. Ben sabah erkenden gidiyorum, geç saatlere kadar çalışıyorum. Haftanın birkaç günü de iş yemeğim oluyor.

Bütün bunları kendine dert etmiş. Yok, birlikte yemeğe gidemiyormuşuz, yok ona sevdiğimi söylemiyormuşum. Romantizm bitmiş, falan filan…

‘Ben sizin için çalışıyorum, daha ne yapayım?’ dedim. Yok, doğum günüymüş unutmuşum, ya ben kendi doğum günümün bile farkında değilim. Bu yaştan sonra romantik olamam.

Ne zaman biraz sinirlensem, bağırsam odasına kapanıyor.

Dün akşam valizini toplayıp annesinin evine gitti. Bir türlü anlayamıyorum.

Sekreterim size yazıp fikrinizi almamı önerdi. Yuvamı yıkmak istemiyorum. Ne yapmalıyım? Bir kadın daha ne ister?”

***

“Aşkı ne öldürür?”

Bu soru, okurlarım tarafından bana en sık sorulan sorulardan biri…

Büyük bir aşkla evlenenlerden bazıları ne oluyor da bir süre sonra birbirlerine düşman oluyorlar? Bu hep merak edilen önemli bir konu!

Bu “Aşkımız biterse” kaygısı aynı zamanda evlilik korkusunu da birlikte getiriyor.

Çünkü gençler çevrelerinde bazı büyük aşkların nasıl yok olduğunu gördükçe evlenme kararı vermekte zorluk yaşıyorlar.

Oysa her şeyin nedeni veya nedenleri vardır. Nasıl âşık olmak ve sevmek için nedenler varsa aşkın nefrete dönüşmesinin de nedenleri vardır. Ancak bu kurallara dikkat edenlerin aşkları artarak devam eder. Çünkü aşk bir son değil bir yolculuktur.

***

İşte aşkı öldüren gerçekler:

Kızım Yağmur Sorbonne Üniversitesi’nde doktora öğrencisi… Aynı zamanda hoca olarak derslere giriyor.

Bu Pazar Atatürk Hava Limanı’nda onu Paris’e yolcu ederken benden, ona başarı ve mutlulukla ilgili bir mektup yazmamı istedi.

Ben de Yağmur için yazdığım mektubu gençler için de belki yol gösterici olur diye buradan paylaşmayı düşündüm. O da mektubunu buradan okuyacak.

***

*Amaçlarınla ilgili yeterince bilgiye sahipsen, ne yapmak istediğinden emin ol. Ne yapmaya karar verirsen ver, bunu doğru bulan da olacaktır yanlış bulan da… Farklı düşüncelerden yararlan ama karar senin kararın olsun.

*Karşına çıkan tüm sorunları hedefine daha hızlı varmak için sadece bir yay olarak gör.

*Amaçlarını çok net belirle ve varmayı planladığın hedefi gözünde canlandır.

“25 yaşında genç bir kızım. Bundan 6 ay kadar önce bir sosyal paylaşım sitesinde bir adamla tanıştık. Kısa sürede ona aşık oldum. Onun da beni sevdiğini sanıyordum.

Bana evlenme teklifinde bulununca dünyalar benim oldu. Ailelerimiz ve arkadaşlarımızın da katılımıyla nişan yüzüklerimiz takıldı.

Onun maddi durumu çok iyi olmadığı için sürekli benden para istiyordu. Ben bunu da dert etmedim.

Hatta zaman zaman çok pahalı hediyeler de aldım. Ancak bir hafta önce hayal kırıklına uğradım.

Arkadaşlarımla yemeğe çıktığım bir gün oturduğumuz restoranda onu yanında bir kızla gördüm.

O beni fark etmedi. Ama her halinden sevgili oldukları açıktı. Ben arkadaşlarımın yanından kalkıp onların yanında gittim.

‘Benimle nişanlıyken bunu neden yapıyorsun?’ dedim.

Önce pişkin bir şekilde sırıttı. ‘Sonra da sen git sonra konuşuruz,’ dedi. Ben de ‘sonra olmaz, şimdi konuşacağız, büyük hata yaptın,’ dedim. Yanındaki kız da kendisi de bana hakaret etmeye başladılar. Yüzüğü de çıkarıp yüzüme fırlattı. Ben de arkadaşlarımla birlikte oradan ayrıldık

"26 yaşında genç bir kadınım. Eşimle 3 yıldır evliyiz. Eşimle büyük bir aşkla evlendik. Evliliğimizin ilk birkaç ayı çok güzel geçti. Ancak bir süre sonra ben tamamen yalnızlığa itildim.

Çalışmama da izin vermediği için akşama kadar evde tek başıma oturup onun gelmesini bekliyorum.

Eşim eve gelir gelmez yemeğini yiyor ve odasına çekiliyor ve sabahlara kadar da bilgisayarın başından ayrılmıyor. Bana da ne zaman sorsam, ‘İşimle ilgili çalışıyorum,’ diyordu.

Ancak bunun böyle olmadığını onun sürekli cinsel içerikli sitelerde ve dolaştığını ve porno izlediğini öğrendim. Önceki gün bu konuyu tekrar konuşmaya çalıştığımda şiddet ve hakarete uğradım. Şu anda annemlerde kalıyorum.

Aylardan beri sadece aynı evde yaşayan iki kişiyiz. Odalarımız bile ayrı, o sanal alemde yaşıyor.

Artık boşanmak istiyorum. Bana bir yol gösterin. Ne yapmalıyım?”

***

Değerli okurum, elbette ne yapacağınıza siz karar vereceksiniz.

Bugün yeni bir yılın ilk günü… Dün akşam ailem ve dostlarımızla birlikte yeni yılın gelişini kutladık.

Özellikle bayram ve yılbaşı gibi özel günlerde ailenin birlikte olması çok önemli ve de çok anlamlı! Çünkü özel günler yüreğimize elmasla yazılan yazılar gibidir.

Yıllar öncesini düşündüğümüzde bizi heyecanlandıran ve duygulandıran maddi olarak nelere sahip olduğumuz değil, başa çıktığımız zorluklar ve paylaşılan acı tatlı günlere dair anılardır.

***

Tüm doğayı seviyorum ama kardelen çiçeğini çok anlamlı buluyorum. Beni en çok etkileyen yanı tüm inceliğine ve zarafetine rağmen, fırtınaya, soğuğa, karanlığa aldırmadan yaşama tutunması ve tüm zorluklara meydan okumasıdır.

Aile olmanın ayrıcalığı da yaşamın tüm zorluklarını, ele ele ve yan yana sinerjiyle yenmektir.

***

Yeni yılda kardelen güzelliğinde bir yaşam dileğimle…