“39 yaşında bir kadınım, on yıl önce eşimle birbirimizi evlendik. Evliliğimizin ilk yılları çok iyiydi.
Ancak eşim, üç yıldan bu yana bana karşı çok soğuk davranıyor, odasını bile ayırdı. Bilgisayarını alıp kendi odasına geçiyor.
Yemek yemek için sofraya gelmese yüzünü hiç göremeyeceğim. Aynı evde yaşayan pansiyoner gibiyiz. Adeta evliliğimiz kâğıt üzerinde kaldı.
Bu konuyu ne zaman konuşmaya kalksam aramızda kavga çıkıyor.
Bundan bir ay kadar önce yine aynı konuyu konuşmaya çalıştığımda bana hakaretler yağdırdrı ve şiddet kullandı. Ben de evi terek ettim.
Evden ayrıldığımdan beri bir arkadaşımda kalıyorum.
Bu durumda ne yapmalıyım, boşanma davası açabilir miyim?”
***
*Cesur ol, korkma, kaygılarının seni esir almasına izin verme,
*Ya sevdiğin işi yap ya da yaptığın işini sevmenin bir yolunu bul,
*Birlikte çalıştığın arkadaşlarının fikirlerine önem ver,
*Yeni bir atılım yapmadan önce en iyi ve en kötü sonuçları hesap et,
*Hata yapmaktan değil, hatadan ders almamaktan kork,
*Tüm varlığını riske atma,
*Hayal kurmaktan asla vazgeçme,
*Asıl kaybetmenin umudunu yitirmek olduğunu bil,
“22 yaşında genç bir kızım. Bundan bir yıl önce internetten bir gençle tanıştık.
Bir süre arkadaşlık yaptıktan sonra sürekli yalan söylediğini anlayınca ayrılmaya karar verdim. O da benim bu kararıma bir şey demedi.
Ben de daha önceden tanıştığım bir gençle nişanlandım.
Bu adam, bir başkasıyla nişanlandığımı öğrenince çılgına dönmüş. Benden gizli çektiği videoları benim ve nişanlımın mail adresine göndermiş.
Nişanlım da bu durumu görünce çok sinirlendi. Benden ayrılmaya karar verdi.
Bu adam, bana gönderdiği mailde ‘Benimle buluşmak zorundasın, buluşmazsan bu defa bu çekimleri tüm arkadaşlarına gönderirim,’ diye yazmış.
Ne yapacağımı bilemiyorum, bana yol gösterin.”
***
“Eşimle bundan 1,5 yıl önce tanışarak evlendik. Evlendiğimizden itibaren ilişki kuramadık.
Israrlarıma rağmen epey bir süre doktora gitmedi. İki ay kadar önce doktora gittiğimizde eşime vajinismus teşhisi konuldu. Ancak eşim tedavi olmayı kabul etmiyor.
Bütün bunlara rağmen eşimi çok seviyorum. Ancak bu sorun çözülemezse evliliğimi de devam ettirmek istemiyorum. Bu nedenle boşanma davası açma hakkım var mı?"
***
Vajinismus; Fiziksel bir sorun olmamasına rağmen vajinal kasların istem dışı kasılmasından dolayı cinsel ilişkinin kadın için zor veya olanaksız hale gelmesidir.
***
*Değerli okurum, elbette evlilikte cinsel ilişki kurulamaması, evlilik birliğini temelinden sarsacak kadar önemli bir durumdur.
Ancak eşinizi sevdiğinizi söylüyorsunuz o halde boşanmayı düşünmeden önce çözüm aramalısınız. Çünkü evlilik fedakarlık demektir.
“32 yaşında bir kadınım. Eşimle 2004 yılında evlendik.
Eşim, bundan üç ay kadar önce vefat etti.
Eşimin daha önceki evliliğinden 2 çocuğu, bizim evliliğimizden de bir çocuğumuz var. Bana ve çocuğuma düşecek miras payımı öğrenmek istiyorum.”
***
Değerli okurum, eşinizin sizinle evlenmeden önce sahip olduğu mal varlıklarından ¼ oranında miras hakkınız var.
Örneğin eşinizin sizinle evlenmeden önceki mal varlıkları 200 bin TL ise bunun 50 bin TL si sizin alacağınız kabul edilecek. Geriye kalan 150 bin TL de çocuklar arasında eşit olarak çocuklar alacak. Yani her çocuk 50 bin TL alacak.
Ancak, evlendikten sonra edinilen malvarlıkları için durum değişir.
Eşinizle başka bir mal rejimiyle ilgili sözleşme yapmadıysanız eşinizle aranızda Türk Medeni Kanunu’nun 202.maddesi gereğince “Edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir.
34 yaşında bir kadınım, eşimle anlaşmalı olarak boşanmak istiyoruz. Anlaşmalı olarak boşanırken boşanma protokolü yapmamız gerekiyormuş. Boşanma protokolü nasıl yapılır?
***
Eşlerin anlaşmalı olarak boşanmaya karar vermeleri durumunda, aralarında yaptıkları anlaşmaya protokol deniyor.
Peki, protokolde neler yer alır?
*Çocukların velayetinin annede mi babada mı kalacağı,
*Velayetin kimde kalacağı belirlendikten sonra, diğer ebeveynin çocuklarla hangi gün ve saatlerde görüşeceği,
*Çocuk veya eş için ödenecek nafaka miktarı,
*Maddi ve manevi tazminat ödenecekse bunun miktarı ve ödeme şekli,
Sizi bilmem ama bayram sabahları mutluluk yanında bir de hüzün çöker yüreğime. Bu bayram da öyle oldu da öyle oldu, gün doğmadan kalkıp sahiline gittim.
Gün doğarken kayalıklar üzerinde mavi sulara daldığımda, duyduğum martı sesleri, esen rüzgâr, balıkçı tekneleri beni alıp çocukluğuma götürdü.
Ben en zor durumlarda, en içinden çıkmadığım karmaşalarda çocukluğuma sığınırım, bir saçak altı gibi…
Annemi kaybetmiş olsam da, onun ördüğü yün kazaklar düşer aklıma birden bire… Isıtır yüreğimi... Ve belki bir şiir olur tüm üzüntüler belki de acıklı bir türkü…
Sanki her şey biraz daha kolaylaşır benim için…
Çünkü çocukluk, sevgi, umut, coşku, daha çok mavi, daha çok deniz demek... Daha da önemlisi düşlerini kaybetmemek, her hikâyenin sonunun masal gibi biteceğine inanmak demek…
Daha önce bu konuyu yazmıştım. Taciz ve tecavüze uğrayan kişinin bu eylemlerin mağduru olduğu anda yaşadığı şok bedeniyle ne yapacağı konusunda kafası karışmış olabiliyor.
Bu nedenle bu konuyu tekrar yazma gereği duydum.
İşte Taciz ve tecavüz mağdurlarına hak arama özgürlüğünü nasıl kullanacaklarına dair pusula:
1) Öncelikle bu suçun mağduru olduğunuzu bu suçun işlenmesinde asla sizin hiçbir etkiniz ve sorumluluğunuz olmadığını kabul edin. Asla kendinizi suçlamayın.
2)Kesinlikle duş almayın, etrafta hiçbir şeye dokunmayın. Üzerinizdeki giysileri ve iç çamaşırları yıkamayın.(Tecavüz mağdurları)
3) En kısa sürede şikâyette bulunun. Çünkü ne kadar erken başvuruda bulunursanız olayın kanıtlanması o kadar kolay olur.
Peki, nerelere başvurabilirim?
*CUMHURİYET SAVCILIĞI