2017 yılını bitiriyoruz. Her yılın sonunda olduğu gibi bu yılın son günlerinde de özellikle küresel ekonomi basınında 2018 yılı için çarpıcı öngörüler var.
Yalnız bu yıl benim dikkatimi çeken önemli bir ayrım var; bu yılın sonundaki öngörüler yalnız önümüzdeki yılı kapsamıyor; ABD’nin ekonomik durumundan gelişmekte olan ülkelere, oradan küresel para sistemine kadar olan bütün gelecek öngörüleri, 2018 yılından başlamak üzere, neredeyse içinde bulunduğumuz yüzyılı kapsayacak “geniş çaplı” bir zaman dilimini içeriyor.
Kimi zaman da yüzlerce yıl sonrasını haber veren kâhinlerin kehanetlerini aratmayacak analizler de göze çarpmıyor değil. Yılın sonunda yapılan bu “geleneksel” gelecek öngörülerinin neredeyse yüzyılın sonuna kadar varan bir gelecek tahayyülü olarak anlatılması esasında bir dönemin sonuna geldiğimizin topyekûn bir kabulü ya da farkındalığı olarak izah edilebilir.
Nostradamus ve Baba Vanga...
Gerçekten de 2008 yılında gelişmiş ülkeler (Batı) merkezli küresel krizin, 19. ve 20. yüzyıldaki sistemik krizlerden çok daha farklı, yaygın ve sistemin özünü de tahrip ederek sistemik hiyerarşi de çok ciddi değişimlere yol açacağı tam şimdilerde ortaya çıkıyor.
Öteden beri Nostradamus, Baba Vanga gibi ünlü kâhinlerin efsane olmuş, ciddi olarak konuşulan kehanetlerinin mistisizm dışında da maddi temelleri olduğunu, zekâya ve çok sağlam bir gözlem-analiz gücüne, yeteneğine dayandığını düşünmüşümdür. Her yılın sonunda bir kere önünüze bir Nostradamus ve Baba Vanga analizi gelir. Ancak işin garip tarafı, bu iki tarihe geçmiş kâhinin 2018 yılı için söylediklerine baktığımızda hayli ilginç tespitler görüyoruz. Baba Vanga’nın kehanetlerini, ölmeden önce Bulgar hükümeti resmen kayıt altına almış. Vanga, 2018’de Çin’in ABD’nin önüne geçeceğini ve süper güç olma yolunda çok önemli bir adım atacağını söylüyor. Bunun dışında dünya dışında yeni enerji kaynaklarının bulunacağını da söylemiş. Vanga’nın Çin’le ilgili kehaneti artık zaten kehanet olmaktan çıktı, bu saatten sonra Çin gerçeği somut bir iktisadi durum.
Batı’nın iflah olmaz iktisatçıları, her yılın sonunda Çin’in önümüzdeki yıl çöküş sürecine gireceğini, yeni bir finansal krizin eşiğinde olduğunu, Şanghay Borsası’nın çok şiştiğini ve balon olduğunu söyler. Ama Çin de her yıl onların tahminlerinin üzerinde büyür ve kendi krizi bir yana Batı’nın krizinin de sistemik çöküşe gitmemesini sağlar. Ancak Vanga’nın artık gerçeğe dönüşen Çin kehanetinden çok daha önemli olan Nostradamus’un 2018 ABD kehaneti.
Tabii Nostradamus’un yaşadığı yüzyılda ABD diye bir ülke yok ama “okyanusun ötesindeki hacın koruyucusu” olarak anlattığı ülkenin altınlarının tükeneceği, sendeleyeceğini ve büyük kavgadan önce bölüneceğini söylüyor. Eh, bu da Vanga’nın kehaneti kadar olmasa bile oldukça gerçekleşebilir bir tahmin gibi duruyor.
Gerçekler ve olacaklar...
Bu kehanetlerin bilimsel açıklamasını yapmak çok zorlama hatta beyhude bir çaba olur. Ancak dünyanın iktisadi düzeninin sistematik işleyişine baktığımızda, kitlesel ticari amaçlı üretimin başladığı ve genel değiş tokuş araçları ile ticaretin yerleştiği zamanlardan bu yana, dünya düzeninin önce yüz yılı bulan dalgalarla, sonra da sanayileşmeyle birlikte 40-50 yıllık dalgalarla çok büyük değişimlere uğradığını görürüz. Ünlü iktisatçı Kondratieff, kapitalizmin krizlerini 40-50 yıllık uzun dalgalarla açıklamış ve bu dalgaların başlangıç-bitişlerini de hem yeni sektörlerin oluşmasına hem de bunlara bağlı olarak, önemli siyasi değişimlere bağlamıştır. Kâhin olmayan ancak hayli iyi bir iktisatçı olduğu şüphe götürmez olan Rus bilim adamı Nikolai Kondratieff, sistemin başlangıç, çıkış, çöküş-kriz dinamiklerini kendi adını verdiği 40-50 yıllık dalgalarla açıklamıştır. Kondratieff’in burada kullandığı metaforda başlangıç (ilkbahar), çıkış (yaz), çöküş (sonbahar) ve kriz (kış) olmak üzere mevsimler metaforudur. Buna göre, 2000’li yılların başında sonbahar bitti ve kış başladı.
Bu kış, kimilerine göre, 2020’ye kadar sürecek. Ancak son gelişmelere ve hem AB’nin hem de ABD’nin haline baktığımızda krizin, AB ve ABD aleyhine bitmesi için 2020 bile geç gözüküyor. Önümüzdeki iki yıl içinde kriz kışının bitmeye başlayacağını düşünüyorum. Batı, sanayi devrimiyle başlayan ve iki yüz yılı aşan hegemonyasının sonuna geliyor.
Bunun için de ABD ve AB kaynaklı yeni yıl analizleri bilinmezle dolu. Yakın gelecekten değil, çok uzak gelecekten temenni ve tahayyül merkezli öngörüler yapmaya çalışıyorlar. Örneğin, İngiltere’nin Brexit sürecinin sonuçlarını göremiyorlar. Baba Vanga’nın gördüğü Çin gerçeğini hiç görmek istemiyorlar. Ama artık bu bir kehanet değil bir gerçek. 2018’den itibaren Türkiye gibi ülkeler, kendi ekonomi programlarını, kendi kurumlarını ve politikalarını ürettikçe, Batı kaynaklı iktisat teorileri de yalanlanacak. Bunu da göremiyorlar.
Bunların en ünlenmişleri hâlâ "Türkiye, 2018’de 2017 gibi büyüyemez, büyüme talep odaklı, büyürse kriz olur” deyip duruyor. Türkiye ekonomisinin verimlilik ve kapasite katsayılarını bilmeden, sermaye üretme ve kullanma gücünü tahmin edemeden, yüzlerce yıl önce söylenmiş mistik kehanetlerden bile daha akıl dışı bu tahminler ne 2018 ne de sonrası için tutmayacaktır.