Sosyal girişimler sosyal sorunlarla mücadele etmek amacı ile kurulan ve bu sorunlara karşı yenilikçi çözümler üreten organizasyonlardır. Amaçlarını gerçekleştirmek için finansal sürdürülebilirlikleri açısından piyasa mekanizması içerisinde yer alırlar. Kar amaçlı bir şirket gibi davranarak girişim faaliyetleri aracılığı ile kar elde eder, elde ettiği bu karın tamamını ise sosyal amaca dönük olarak kullanırlar.
Sosyal girişimler için kazanılmış gelir, sosyal sorunlarla mücadelede kendi kendilerine yetebilen örgütler olmaları bakımından finansal kaynaklarının başında yer alsa da tek başına yeterli değil.
İstihdam yaratıyor
Sosyal girişimciliğin oluşturduğu en önemli ekonomik değerlerden biri istihdama olan katkısı. İstihdam imkânları yaratma noktasında önemli bir potansiyele sahip olan sosyal girişimler, birer piyasa aktörü olarak ekonomik büyümeye de katkıda bulunuyor.
Dünya’daki örnekleriyle kıyaslandığında Türkiye’de tam anlamıyla bir sosyal girişim yapılanmasından bahsetmek güç. Çünkü, Türkiye’de sosyal girişimlere ilişkin özel bir yasal düzenleme bulunmuyor ve ayrı bir tüzel kişilik olarak kabul edilmiyorlar. Dolayısıyla Türkiye’deki sosyal girişimler; vakıf, dernek ve kooperatif gibi farklı tüzel kişilikler olarak faaliyet gösteriyor.
Türkiye’de vakıf, dernek ve kooperatif şeklinde kurulabilen pek çok sosyal girişim ne klasik anlamda bir vakıf/dernek, kooperatif ne de şirket şeklinde işlemediğinden, çoğu zaman mevcut kurumsal yapısını esnetmek ve amaçlarını uyarlamak sorunda kalıyor.
Sosyal girişimlerin Türkiye’de hukuki ve kurumsal altyapısının oluşturulması, istihdamda ve işgücüne katılımda olumlu bir artışa yol açabilir. Yapılan araştırmaya göre Türkiye’deki sosyal girişimlerin önünde yer alan engellerin başında; yasal düzenlemenin olmaması yer alıyor.
Hukuki mevzuat
Türkiye’de sosyal girişimlere ilişkin yasal çerçeve oluşturulurken, sosyal girişimlerin gelişmiş olduğu ülke örneklerindeki modellerden hareket edilebilir. Bu kapsamda öncelikle Türkiye’deki sosyal girişimlere ilişkin sosyal yararlı şirket statüsünü esas alan ve hangi girişimlerin sosyal girişim sayıldığını net bir şekilde tanımlayan; faaliyetlerini, hedef alacakları sosyal sorunları, amaçlarını ve kazançlarının kullanım sınırlarını içeren sosyal girişimlerin usul ve esaslarını düzenleyen bir yasal düzenleme yapılması gerekiyor.
Bu çerçevede Türk Ticaret Kanunu kapsamına alınarak tanınması ve ticari faaliyetlerine ilişkin istisnaların belirlenmesi de şart. Ardından kurumsal etkinliğin arttırılması amacıyla faaliyet alanları, hedef kitleler ve mücadele edilen sosyal sorunlara ilişkin çalışmalar yürüterek sosyal girişimlere yönelik politikalar üreten bir merkezin bakanlık bünyesinde oluşturulması gerekiyor.