Çalışanların banka kredisi çekerken işverenden aldığı bordroyu bankaya vermesi bir zorunluluk. Nitekim başka geliri olmayan çalışanın gelirini bankaya ispat edebileceği tek belge bordrosu. Ancak, bazı çalışanlar daha fazla kredi kullanmak için şişirilmiş bordroları işverenden isteyebiliyor. Bu isteğe olumlu yanıt veren işverenler de bankaları yanıltmış oluyor.
Bir diğer konu ise son dönemde sahteciliğin hızla artması. Bankalar arasında rekabetin artması, kredilerin kolay verilmesine neden oldu. 5 - 10 bin TL seviyelerinde kullandırılan kredilerde, çalışanın TC kimlik numarası ve işyerinden aldığı bordro banka için yeterli olabiliyor. Ancak bu durum sahte bordrolar düzenlenmesini beraberinde getirdi. Bankacılık kaynaklarına göre, düşük miktarlı kredi işlemlerinde dolandırıcılık, sahtecilik hızla arttı.
17 Nisan’da sona erdi
Uygun zemin Bankacılık Kanunu’nda
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Sırların Saklanması” konulu 73. maddesi bu bilgi alışverişi için zemini hazırlamaktadır. Bu maddeye göre, “Bankaların ortakları, yönetim kurulu üyeleri, mensupları, bunlar adına hareket eden kişiler ile görevlileri, sıfat ve görevleri dolayısıyla öğrendikleri bankalara veya müşterilerine ait sırları, bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar. Bankaların destek hizmeti aldığı kuruluş ve çalışanları hakkında da bu hüküm uygulanır. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder.”
Bankacılık Kanununda yer bulan bu madde, hukukçular tarafından yorumlanan şekliyle, Anayasanın “herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” (m.17/1), “herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz”(m. 20/I) hükümlerine dayanmaktadır.
Bankalar bu yasal düzenlemeler çerçevesinde müşterilerinin birçok bilgisine sahip olmalarına rağmen, bunları korumakla yükümlü. Konuya bu yasal zorunluluktan bakarak, bir kamu kurumu olan SGK ile işbirliği yapmalarını normal karşılamak gerekir. Bu yasal zorunluluklar yeterli görülmüyorsa, bilgisi öğrenilen kuruluşların haklarını daha fazla koruyan yeni düzenlemeler yapılabilir.
Doğru fonlama yapabilme çabası...
Sonuç olarak, doğru kişiye doğru miktarda kredi veren, bu şekilde piyasada doğru fonlama yapabilen bir mekanizma kurulabilir.
Çalışanların haklarının korunmasında SGK’yla bilgi paylaşımı ne kadar önemliyse, aynı şekilde bankacılık sisteminin de korunması, kredi yolsuzluklarının önüne geçilmesi son derece önemlidir. Bu noktada bankalar ve bilgi paylaşımına karşı olanların anlaşabilecekleri ara formüller bulunabilir.
Örneğin SGK’dan bilgi talebini banka şubeleri yerine bankanın tek bir merkezi yapabilir. Bu merkezin bilgilerin saklanması, sırların korunması konusunda daha sıkı tedbirler altına girmesi sağlanabilir.
SGK’dan bilgi talep edecek banka personeli önceden belirlenir, bu isimler SGK’ya bildirilir ve bu kişilere bilgi ekranına girmeleri için şifre verilebilir. Ancak aynı zamanda bu yetkili personelin sorumluluğunun altı kalın bir şekilde çizilir ve bu kişiler ve dolayısıyla bankalar ciddi bir sorumluluk altına girerler. Aksine hareket eden banka ve yetkili personel hakkında ağır cezalar verilebilir.
Bordroyu şişiren işveren yanar
Düşük ücret aldığı halde, kredi çekmek için işvereninden yüksek ücretli bordro isteyen ve alan çalışanlar var. Bankaları yanıltan bu işlem, gelecekte işverenin başını yakabiliyor.
Bankalar müşteri bilgilerini 1 Ağustos 2014’ten bu yana paylaşmak zorunda. Dolayısıyla kredi çeken ya da kredi kartı almak isteyen kişilerin bankaya verdikleri maaş bordrosunun veya ücret bilgisinin bir kopyası anında SGK’ya gönderiliyor.
Böylece SGK, kendisinde bulunan işverenin işçisi için bildirdiği prime esas ücret rakamıyla, bankaya kredi veya kredi kartı almak için bildirilen ücreti karşılaştırabiliyor.
SGK kendisine gelen bilgilerde tutarsızlık varsa, işveren hakkında idari işlem başlatıyor. İlk olarak SGK’yı yanıltmaktan dolayı idari para cezası veriyor, daha sonra geçmiş döneme ilişkin prim farkı çıkarıp, bu farkları istiyor.