Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı (Eurofound) işbirliğiyle yayımlanan yeni bir rapor, çalışma hayatında bilgi iletişim teknolojilerinin kullanılmasının daha iyi bir iş yaşam dengesi kurulmasını kolaylaştırdığını ortaya koyuyor. Bilgi iletişim teknolojilerinin nimetleri olan akıllı telefonlar, tabletler, taşınabilir bilgisayarlar ve tabii ki internet, ne zaman nerede olursanız olun çalışabilmenizi ve işvereninizin sizden beklediği işi işyerinde olmadan da yapabilmenizi sağlıyor. Yani, teknolojik gelişmeler sayesinde özellikle masa başı işler açısından işinizi yapmak ve teslim etmek sadece bir tık uzağınızda. Diğer taraftan, raporda söz konusu kolaylığın bazen çalışma hayatı ile özel hayat arasındaki sınırları bulanıklaştırdığına da dikkat çekiliyor.
Evde misin, işte mi?
ILO ve Eurofound’un işbirliğinde hazırlanan “Ne Zaman Nerede Olursa Olsun Çalışma: Çalışma Yaşamı Üzerindeki Etkileri” başlıklı rapora göre; akıllı telefon, tablet, dizüstü ve masa üstü bilgisayar gibi dijital teknolojilerin işte, evde, kısacası her yerde gitgide yaygınlaşan kullanımı geleneksel çalışma şeklini hızla dönüştürüyor. Raporda, bu durumun işe gidiş geliş için harcanan zamanı azaltabileceği, işyerindeki verimliliği artırabileceği ve böylece iş hayatı ve özel hayat arasındaki dengeyi iyileştirebileceği ifade ediliyor. Buna karşılık, işin eve de taşınması ve işte geçirilecek zaman ile özel hayat arasındaki sınırların belirsizleşmesi nedeniyle daha uzun çalışma saatleri, çalışma yoğunluğunun artması ve ev yaşamına müdahale gibi bazı olumsuzlukların ortaya çıkabildiğinin de altı çiziliyor.
Yüzde 17’si mobil
Rapordaki araştırmanın kapsamında AB üyesi on ülke (Belçika, Fransa, Finlandiya, Almanya, Macaristan, İtalya, Hollanda, İspanya, İsveç ve Birleşik Krallık) ile Arjantin, Brezilya, Hindistan, Japonya ve ABD olmak üzere toplam 15 ülke var. Araştırmada, işverene ait işyerinin dışında çalışan ve yeni teknolojileri kullanan çeşitli çalışan tipleri tanımlanmış. Bunlar düzenli olarak evden çalışanlar, düzensiz şekilde, yani zaman zaman evden çalışma içinde yer alanlar ve mobil işlerde çalışanlar.
Araştırma kapsamındaki ülkelerde, internet sayesinde ne zaman nerede olursa olsun mobil çalışanlar, toplam çalışanların yüzde 2’si ile yüzde 30’u arasında önemli düzeyde farklılık gösteriyor. Bununla birlikte, mobil istihdam oranı ülkeye, mesleğe, sektöre ve çalışanların bu tür işler yapma sıklığına göre de değişiyor. Örneğin, Avrupa Birliği ülkelerinde çalışanların yaklaşık yüzde 17’si mobil işlerde çalışıyor. Mobil çalışanlar itibarıyla en yüksek oranın İsveç (yüzde 32) ve Finlandiya’da (yüzde 28) olduğu görülüyor. Buna karşılık en düşük oranlar, Macaristan ve Arjantin’de.
Bağımsız çalışanlar
Raporda, mobil çalışmanın olumlu sonuçlarına da yer verildiği görülüyor. Buna göre, geleneksel mesai saatlerinde daha fazla bağımsız olunması, çalışmanın daha esnek biçimlerde düzenlenebilmesi, işe gidiş geliş için harcanan zamanın azalması sayesinde iş-yaşam dengesinin daha iyi kurulması ve verimlilik artışı, mobil çalışmanın olumlu yönleri. Diğer taraftan, söz konusu çalışma biçimi daha uzun saatler çalışma ve ücretli işle kişisel yaşamın birbirine girmesi gibi aşırı strese yol açabilecek çeşitli olumsuzluklar da içeriyor. Yani, mobil çalışarak iş yaşam dengesini daha iyi kurabileceğiniz gibi, fazla iş yükü ve stres nedeniyle daha yüksek riske maruz kalan “aşırı mobil” çalışanlardan biri de olabilirsiniz.
Bağlantı dışı kalma
Bu anlamda, mobil çalışanların evdeyken yaptıkları ek çalışmalar, yani fazla mesailerin ücretinin ödenmesi ile asgari dinlenme sürelerine uyulması gibi hususlara özellikle dikkat edilmesi gerekiyor.
Mobil çalışma giderek yaygınlaşırken ücretli çalışmayla özel yaşamı birbirinden ayırmak için bağlantı dışı kalma ihtiyacı da ortaya çıkıyor. Yani, her an ulaşılabilir (çevrimiçi) olma çalışanları zorlayabiliyor. Bu anlamda, çalışanları korumak adına Fransa ve Almanya gibi ülkelerde yeni yasal düzenlemelere gidilmeye başlanmış. Örneğin, Fransa’da iş yasasında yapılan bir değişiklikle çalışanlara “bağlantı dışı kalma” hakkı tanındı.
Bu tür düzenlemeler, gelecekte iş yaşamının özel yaşam alanına daha az girmesini sağlayacak başka somut düzenlemelere başlangıç teşkil edebilir. Bu açıdan, dinlenme zamanlarında ve yıllık izinlerde ya da tatil günlerinde çalışanların işle ilgili e-posta almalarının önlenmesi için bilgisayar hizmet sunucuların çalışma saatleri dışında kapatılması gibi uygulamalar, bazı firmalarda şimdiden uygulanmaya başlanmış durumda.
Türkiye’de durum
Mobil çalışma, Türkiye’de özellikle yöneticiler açısından ve satış pazarlama gibi alanlarda sıkça karşılaşılan bir çalışma biçimi. Araştırma sonuçları, yaş ve işteki statü yükseldikçe, mesai saatleri dışında, hafta sonları veya tatillerde müşteri ve yöneticilerinden gelen e-postalara cevap verenlerin oranının da yükseldiğini gösteriyor. Türkiye’de mobil çalışanların hakları 2016 yılında “uzaktan çalışma” şeklinde yasalaşarak güvence altına da alınmış durumda.