Cem Kılıç

Cem Kılıç

cem.kilic@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Soru: Eşim özel sektörde bir şirkette 2 yıldır çalışıyor. Daha önce farklı bir şirkette 2 yıl çalışması da vardı. Ancak tayin için 3 yıl kesintisiz sigortalılık gerekiyormuş. Bu durumda tayin isteyemez miyim?
CEVAP: Devlet memurlarının eş durumundan tayini ile ilgili hükümleri belirleyen yönetmelik geçen yıl ağustos ayında değişti. Böylece eşi özel sektörde çalışan memurun tayini zorlaşmış oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı son 2 yıl içinde 1 yıl sigortanın yatırılmış olmasını yeterli sayıyordu. Bunun dışında bazı kurumlar da kendi koydukları kriterler üzerinden eş durumundan tayinleri yürütüyordu.
Yönetmelik sonrası eşi özel sektörde çalışan memurun tayini için özel sektörde çalışan eşin son 3 yıldır kesintisiz sigortalı olması şartı getirildi.

3 yıl şartı çok ağır
Buna göre memurun eşinin son 3 yıl kesintisiz olmak kaydıyla sigorta priminin yatırılmış olması gerekiyor. Bu şart dolayısıyla son 3 yıl içerisinde sigortasında kesinti olan kişilerin tayin isteme hakkı bulunmuyor.
İşe giriş çıkışların çok sık yaşandığı ülkemizde son 3 yılın tamamında prim ödenmiş olması ancak kurumsal şirketlerde çalışan kişiler için söz konusu olabilir. Bu durum nedeniyle pek çok çift kavuşamıyor ve hayatlarını farklı illerde sürdürmek zorunda kalıyor.
Özel sektörde çalışmanın yanında Bağ-Kur’lu olarak prim ödenmiş olması da tayin istemek için yeterlidir. Yani memurun eşi eğer kendi işini yapıyorsa veya şirket ortağı konumundaysa ve son 3 yıldır kesintisiz prim ödemesi bulunuyorsa tayin isteme hakkına sahiptir.
Başbakan Davutoğlu bu konuda çalışma yaptıklarını açıklamış, beklentiler artmıştı. Hükümetin kurulmasıyla bu yönde bir düzenlemenin hayata geçmesi bekleniyor.

Haberin Devamı

Engelli çalışanın işe dönüş problemi
Soru: İşyerinde çalışırken engelli hale gelen veya malul olan işçinin işe yeniden alımı gerekir mi?
CEVAP: İş Kanunu, işyerinde çalışırken herhangi bir nedenle sakatlanıp çalışması sona eren işçilerin bazı durumlarda tekrar çalıştırılmasına ilişkin yükümlülükler getiriyor. Kanunun 30. maddesinin ikinci fıkrasında o işyerinde çalışırken engelli hale gelenlere ilişkin bir düzenleme yapılmış ve bu kişilere öncelik hakkı tanınıyor.
Buna göre, işçi çalıştığı dönemde ister yaptığı işten isterse dış kaynaklı bir nedenden kazaya uğrasın ya da tamamen bünyesel nitelikli bir hastalığa tutulsun, engelli durumuna düşerse engelli istihdamında öncelik hakkına sahip olacaktır.
İşveren yasal zorunluluk kapsamında işe alacağı engellileri seçerken daha önce kendi işçisi olup bu durumda engelli hale gelmiş olanlara öncelik tanıyacaktır.
Yasal zorunluluk sadece çalışırken engelli hale gelenlere ilişkindir. Aynı şekilde, işyerinde engelli kontenjanı dolu olduğunda işverenin bu kişileri işe alma zorunluluğu bulunmamakta; ancak kontenjanın boşalması halinde söz konusu zorunluluk doğmaktadır.
Bunun yanında ilgili kanuna göre; “Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır.”

Tazminat ödeyecek
Tedavi sonucu iyileşenleri istihdam etme zorunluluğu işveren açısından kendiliğinden doğmayıp ancak bu kişilerin talepte bulunması halinde söz konusu olmaktadır. İşveren boş yer varsa derhal yoksa boşalacak ilk yere bu kişileri yeni şartlarla işe almak zorundadır.
İşverenin bu yükümlülüğe uymaması halinde para cezası yok ancak işçiye tazminat yükümlülüğü doğacak ve eski işçisine 6 aylık ücret tutarında tazminat ödemesi gerekecektir.