Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İmralı’dan gelen terör örgütünün silah bırakma ve kendisini feshetme çağrısı terörsüz Türkiye için çok önemli bir adım... Metindeki ulus devlet, federasyon, özerklik gibi söylemlerden vazgeçilmiş olduğuna dair vurgu çok açık ve net, bundan sonra Türkiye’nin üniter yapısına yönelik herhangi bir talebin, tehdidin artık söz konusu olmayacağı havası veriyor... Ama daha da önemlisi bu metnin muhatapları, tarafından doğru değerlendirilip, anlaşılıp çağrıya uygun bir biçimde silah bırakmaları... Zira Öcalan’ın mesajındaki “tüm gruplar silah bırakmalı” çağrısının kapsama alanı üzerine ihtiyatlı yaklaşım gerektiren noktalar, tartışmalar da var. Ağırlıkla da bunun terör örgütünün Suriye kolu PKK/YPG ya da SDG’yi değil, sadece PKK’ya bağlı silahlı alt grupları kapsadığı savları üzerine... Ki bu bağlamda terör örgütü elebaşının silah bırakma çağrısının yankıları sürerken, Öcalan’ın hakkında “manevi oğlum” dediği Suriye’nin kuzeyindeki teröristbaşı “Mazlum Kobani” ya da “Şahin Cilo” kod adlı Ferhat Abdi Şahin’in Washington’daki bir basın kulübünün toplantısına video konferans yoluyla katıldığı ve silah bırakma çağrısının kendilerini içermediğini söylediğine dair haberler de geldi. Yani “ben babalık falan tanımam, takmam, Abdullah Öcalan’dan bana ne, benim hamim, babam artık ABD’dir” diye bir tavır alma durumu...

Haberin Devamı

***

Dolayısıyla bu iş bitti, tamam gibisinden ifadeler içeren bazı yorumların çok erken ve ileri olduğu da ortada. Malum bir de örgütün fesih kararı için kongre süreci söz konusu. Orada da farklı gruplar değişik görüşler, tepkilerini dile getirebilir. Hatta farklı gruplaşmalarda olacaktır büyük olasılıkla... Özellikle de Kandil’deki kadronun altında… Bazıları Öcalan’ın çağrısına olumlu bakarken, marjinal çıkışlarla “bunu tanımıyoruz, silah bırakmıyoruz” diyenler de olabilir... Hem aleni ama daha çok da sinsince... Ki bu anlamda Kandil’in bugüne kadarki sicillerini bilmeyen yok... Yani Kandildekilerin de bu çağrıya olumlu cevap vermiş olsalar dahi marjinalleştirdikleri gruplar aracılığıyla varlıklarını perde gerisinden veya farklı isimlerle devam ettirebilmesi olası... Bu da kendi bilecekleri iş elbette... Zira TSK’nın terörle mücadele operasyonları halen devam ediyor. Daha önceki süreçte olduğu gibi örgütün silahlı kanadıyla mücadeleyi dondurmak falan söz konusu değil. İster terör örgütü elebaşının silah bırakma çağrısı yaptığı tüm gruplar kapsamına girerler, ister girmezler… Ellerinde silah olduğu müddetçe, TSK o silahı susturmak, almak için gerekeni yapacaktır zaten... Türkiye de “biz sonuca bakarız” dedi, diyor nitekim.

Haberin Devamı

***

Yine terör örgütünün bazı ülkelerce kullanılma durumu ve onların istihbarat servisleriyle hem hal vaziyetleri de sır değil... Dolayısıyla yaşanan gelişmelerden rahatsız olma ve silah bırakma çağrısı sürecine dönük istihbarat servisleri kaynaklı manipülasyon, provokasyon olasılığı da hayli yüksek… ABD, İsrail ya da İran tarafından mesela... Ama herkesin hafızalarına kazıması gereken gerçeklik de şu:

Türkiye bu örgütün kimler tarafından desteklendiğini çok iyi biliyor, o devletlerin bölgedeki amaçlarının da farkında. Bütün bunlara rağmen de bugünlere geldi. Bundan sonra verecekleri tepkileri de sadece kendilerini bağlar. Çünkü Türkiye kendi gücüne inanıyor. Kararlılığını da çok net ortaya koydu. Türkiye’nin neler yaptığını herkes gördü ve ne yapacağını da çok iyi biliyor...