İnsani Gelişme Raporu, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından 1990 yılından bu yana yayımlanıyor. “Herkes İçin İnsani Gelişme” temalı 2016 Raporu da geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Raporda başlıca iki soruya yanıt arandığı görülüyor: İnsani gelişmedeki ilerlemeden kimler dışlanıyor ve bu dışlanma nasıl ve neden oluyor?
Bu yılın ‘tema’sı...
İçinde bulunduğumuz yüzyılda insanlığın karşı karşıya kaldığı en temel sorunlar, eşitsizlikler, yoksunluklar, önyargılar, hoşgörüsüzlükler ve tüm bunların neden olduğu ayrımcılık ve dışlanma. İnsani Gelişme Raporunda, herkes için insani gelişmenin sağlanabilmesi için ulusal politikaların yanında küresel düzeyde adımların da atılması gerektiğine vurgu yapılmış.
Nasıl ölçülüyor?
İnsani Gelişme Endeksi, insan gelişmesinin üç temel boyutunu birleştiriyor. Bunlar; doğuşta beklenen yaşam süresi, ortalama eğitim süresi ve beklenen eğitim süresi ile kişi başına düşen gayri safi milli gelir. Doğuşta beklenen yaşam süresi, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebilmeyi yansıtıyor. Ortalama eğitim süresi ve beklenen eğitim süresi ise bilgi edinebilmeyi temsil ediyor. Son olarak, kişi başına düşen gayrisafi milli gelir de insana yakışır yaşam standartlarına kavuşabilmek anlamına geliyor.
Son 25 yılda ne oldu?
İnsani Gelişme Raporuna göre, 2015 yılına kadar dünyada 25 yıl öncesinde aşılması imkânsız görünen zorlukların bir bölümü aşıldı. Söz konusu dönemde dünya nüfusunda 2 milyarlık bir artış görülmesine, yani 1990’da 5.3 milyar olan küresel nüfusun 2015’te 7.3 milyara yükselmesine rağmen, 1 milyardan fazla insan asrı yoksulluktan kurtulmuş. Bununla birlikte, 2.1 milyar insan daha temiz ve sağlıklı koşullara kavuşmuş ve 2.6 milyardan fazla insan da daha iyi içme suyu kaynaklarına erişmiş durumda. Dünya genelinde parlamentolarda kadın üye oranı, son on yıla göre yüzde 6 puanlık artış kaydederek, 2016 yılı itibarıyla yüzde 23’e yükselmiş durumda. Raporda ayrıca, 1990-2015 döneminde dünya genelinde 5 yaş altı çocuk ölümlerinin yüzde 50 düzeyinde düştüğü; 2000-2015 döneminde HIV, sıtma ve verem vaka sayısının da azalmış olduğuna dikkat çekiliyor.
Çok önemli sorunlar
Diğer taraftan, küresel düzeyde insani gelişmenin önünde hâlâ çok sayıda engel var. İnsani Gelişme Raporu’na göre, dünyada her dokuz insandan biri aç, her üç insandan biri yetersiz besleniyor. Bununla beraber, her yıl yaklaşık 15 milyon kız çocuğu 18 yaşından önce evleniyor. Dünya genelinde her gün 18 bin kişi hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybediyor. İnsani gelişme açısından en büyük risk grupları; kadınlar ve kız çocukları, yerli halklar, göçmenler ve engelliler. Çünkü söz konusu gruplar, sosyal dışlanmaya ve ayrımcılığa maruz kalıyor.
2016 yılı için 188 ülkenin yer aldığı insani gelişme endeksinin en üst sıralarında yer alan ülkeler; Norveç, Avustralya, İsviçre, Almanya ve Danimarka. Listenin en sonunda ise Orta Afrika Cumhuriyeti, Nijer, Çad, Burkina Faso ve Gine bulunuyor.
Büyük ilerleme var
Dünyanın 17. büyük ekonomisi olan ve en hızlı büyüme oranına sahip ülkeler arasında olan Türkiye, bu yıl yüksek insani gelişme kategorisinde 188 ülke arasında 71. sırada yer aldı. 1990-2015 yılları arasında Türkiye’nin insani gelişme endeksi değerinde yüzde 33’lük bir artış meydana geldi. Bu anlamda, söz konusu dönemde Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresinde 11.2 yıl; ortalama eğitim süresinde 3.7 yıl, beklenen eğitim süresinde 5.7 yıl ve kişi başına düşen gayri safi milli gelirde ise yüzde 78.2 oranında artış olduğu görülüyor.
Gelecek nesile daha iyi fırsat sunalım
Son yıllarda yaşanan tüm olumlu ve umut verici gelişmeleri göz önünde tutarak daha iyi bir dünya için çabalamaya devam etmemiz gerekiyor. Bu anlamda, insani gelişme farklarını kapatmaya yönelik sosyal politikalar büyük önem taşıyor. Hedefimiz sadece kendimiz için değil, gelecek nesiller, yani çocuklarımız ve torunlarımız için bugünkünden daha iyi fırsatlar sağlayabilmek olmalı. Bunun için İnsani Gelişme Raporu’na göre kapsayıcı büyümeyi artırmak, yaşam boyu becerileri geliştirmek, kadınlar için fırsatları artırmak ve sosyal korumayı desteklemek gerekiyor.