Geçen hafta Bolu’da Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Çalıştayı düzenlendi. 2015 yılı temmuz ayı istatistiklerine göre özel güvenlik sektörü, Türkiye’de 241 bin kişiye istihdam yaratmış durumda. 2008’den bu yana sektörde istihdam edilen kişi sayısı neredeyse 3 katına ulaşmış durumda. Diğer taraftan, sektörün çok önemli problemleri olduğu gerçeğini de gözden kaçırmamak gerekiyor.
Çalıştayda sektör temsilcilerinin en çok dile getirdikleri problem, ihtiyaç duydukları sayıda çalışanı bulamamak. Bu durumun sebebi, sektörün yapısı gereği çalışma şartları özel nitelik gerektirmesi ancak sektörde çalışanların işin niteliğine göre yeteri kadar korunmuyor olmaları.
Yeni düzenleme gerekiyor
Çalıştay sonucunda ortaya çıkan önerileri iki başlıkta özetlemek mümkün. İlk olarak, çalışma şartlarının iyileştirilmesine yönelik ihtiyaç ve bunun düzenlenmesine ilişkin öneri oldukça dikkat çekici.
Sektörde günde 7.5 saatten fazla çalışmanın yaygın olarak uygulandığı biliniyor. İşin niteliği ve yapıldığı zaman dilimi gereği bu sürenin aşağı çekilmesi mümkün olmasa da, günde bu süreleri aşan her çalışmaya yüzde 100 zamlı ücret verilebileceği ve günlük üst sınırda çalıştırılan bir güvenlik görevlisinin çalıştırıldığı sürenin iki katı kadar dinlendirilmeden tekrar işe başlatılmasının yasaklanabileceği önerisi Çalıştay’da ciddi anlamda tartışılmış durumda.
Bunun yanında, güvenlik görevlilerinin hafta tatillerinin 2 güne yükseltilmesi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışan güvenlik görevlisine çalışmadan kazanacağı ücrete ek olarak 2 günlük ücret ödenmesi, yıllık ücretli izinlerinin, maden işlerinde çalışanlarda olduğu gibi, belirli oranda yükseltilmesi şeklinde önerilerin de sunulduğu görülüyor.
Sosyal güvenlik hakları bağlamında en büyük şikayet ise özel güvenlik görevlilerinin yaptıkları işin normalden fazla yıpranmalarına neden olmasına rağmen, söz konusu çalışan grubuna yönelik herhangi ek bir koruyucu düzenlemenin getirilmemiş olmasıyla ilgili.
Bu konuya ilişkin ilk talep, 5188 sayılı Kanun’a tabi çalışanların da 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 40. maddesinde düzenlenen fiili hizmet zammı kapsamında değerlendirilen mesleklere dahil edilmesi.
Riske dikkat çekildi
Haklar konusunda diğer bir öneri, kanunda düzenlenen malullük aylığı ve sürekli iş göremezlik geliri şartlarının bu çalışanlar için hafifletilmesi. Bu kapsamda, yapılan işin risk grubunda olduğu, çalışanların ölüme varan bu risklerle karşılaştıklarında Kanundaki şartları taşımıyorlarsa savunmasız kaldıkları ifade ediliyor. Bu noktada, sektör temsilcileri sigorta primlerinin artırılmasına karşı olmadıkları hususunun özellikle üzerinde duruyorlar.
Görüş birliğine varılan konulardan biri, çalışanlara yukarıda sayılan hakların verilmesi açısından her şirketin sözleşmelerle bu hakları tanıması yerine yasal bir zemin oluşturarak söz konusu hakların herkes için zorunlu hale getirilmesi konusu oldu. Türkiye işgücü piyasası açısından önemli bir istihdam kaynağı olan özel güvenlik sektörünün büyümeye devam etmesi, kayıtlı istihdam içinde kurumsallaşma düzeyini artırabilmesi, kalite odaklı ve yüksek standartları olan bir sektör haline gelebilmesi için bir an önce sektör temsilcilerine kulak verilmesi şart.