Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan ‘Dünya Genelinde Çalışma Süresi ve İş-Özel Yaşam Uyumu’ başlıklı raporda, iş-özel yaşam dengesini sağlamaya yönelik politikaların hem çalışanlar, hem de işverenler için ‘kazan-kazan’ olduğu ortaya konulmuş. Bugünkü yazımda, raporda yer alan değerlendirmelerden yola çıkarak esnek çalışmanın avantaj ve dezavantajları üzerinde durmaya çalışacağım.
Koronavirüs salgını döneminde hayata geçirilen yenilikçi ve esnek çalışma süresi düzenlemeleri, ekonomiler, işletmeler ve çalışanlar için daha yüksek üretkenlik ve daha iyi iş-özel yaşam dengesi gibi yararlar sağladı.
ILO’nun yeni raporunda, çalışma sürelerinin iki ana yönünün incelendiği görülüyor. İlk olarak, çalışma saatleri ve esnek çalışma süresi düzenlemelerinin durumu. İkinci olarak, esnek çalışmanın işletme performansı ve çalışanların iş-özel yaşam dengeleri üzerindeki etkileri.
Giderek yaygınlaşıyor
İş-özel yaşam dengesini ilk kez inceleyen ILO çalışması, küresel işgücünün büyük bir kısmının günlük 8 ve haftalık 40 saat olmak üzere standart çalışma süresine kıyasla ya daha uzun ya da daha kısa sürelerle çalıştığını ortaya koyuyor. ILO verilerine göre, küresel işgücünün üçte birinden fazlasının düzenli olarak haftada 48 saatten fazla; beşte birinin ise haftada 35 saatten az olmak üzere kısmi süreli çalıştığını gösteriyor.
Esnek çalışmanın sağladığı daha iyi iş-yaşam dengesi gibi avantajların yanında cinsiyet eşitsizlikleri ve sağlık riskleri gibi dezavantajları da var.
Bazı istatistikler…
Cinsiyetler itibarıyla bakıldığında, erkeklerde 46.2 saat olan haftalık ortalama ücretli çalışma saati kadınlarda 40.5.
ILO verileri sektörel açıdan değerlendirildiğinde, küresel düzeyde 2019 yılı itibarıyla haftalık en uzun çalışma saatlerine sahip sektörler; toptan ve perakende ticaret (49.1 saat), ulaştırma ve haberleşme (48.2 saat) ve imalat sektörü (47.6 saat). Haftalık en kısa çalışma saatlerine sahip sektörler ise tarım (37.9 saat), eğitim (39.3 saat) ve sağlık hizmetleri (39.8 saat).
ILO verileri meslekler açısından değerlendirildiğinde, en uzun ortalama çalışma saatine sahip ana meslek grubunun fabrika ve makine operatörleri ve montajcılar (haftada ortalama 48.2 saat) olduğu görülüyor.
Bunu, haftada 47.0 saatlik ortalama çalışma süresi ile servis ve satış çalışanları izliyor. Buna karşılık, vasıflı tarım işçileri de dahil olmak üzere hem profesyoneller hem de temel mesleklerdeki işçiler haftada ortalama 40.2 saat çalışıyor.
ILO’nun tavsiyeleri neler?
Raporda yer alan önemli tavsiyeler şu şekilde:
- Günlük azami çalışma süreleri ve dinlenme süreleri, çalışanların ve toplumun sağlık ve esenliği açısından önemlidir.
- Daha uzun çalışma saatleri genel olarak daha düşük, kısa çalışma saatleri de daha yüksek birim emek üretkenliği ile ilişkilidir.
- Kapsayıcı esnek çalışma düzenleri, yalnızca istihdamı korumakla kalmıyor, aynı zamanda satın alma gücünü de koruyor ve ekonomik krizlerin etkilerine karşı hafifletici tampon oluşturuyor.
- Pek çok ülkede iş-özel yaşam dengesini ve daha yüksek üretkenliği desteklemek amacıyla çalışma saatlerinin azaltılmasını teşvik eden kamu politikası önlemlerine ihtiyaç duyuluyor.