Asgari ücretin 1300 TL’ye çıkması kesin. Alt gelir düzeyinde bulunan yaklaşık 5.5 milyon çalışan için bu artış son derece olumlu. Ücretlerde yüzde 30 - 35 aralığına denk gelen bu yükselmeyle işgücü piyasasında dengeler değişecek. Sadece düşük ücret alanlar değil, tüm ücret kategorilerinde artışlar yaşanacak ve ücretlerdeki bu artışlar önümüzdeki bir - iki yıllık süreçte olacak.
Asgari ücret artışıyla ortaya çıkan işveren maliyetlerini dengelemek bakımından hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, hem de Maliye Bakanlığı değişik formüller üzerinde çalışıyor. Her iki bakanlıkta da bürokratlara yeni formüller hazırlamaları için talimat verildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratları daha önce bizim de bu köşeden duyurduğumuz gibi, “işveren sigorta prim payında ne yapabiliriz ve işveren prim teşviki artırılabilir mi” soruları çerçevesinde bir arayış içerisinde.
İndirim pazarlığı
Asgari ücret artışının beraberinde SGK’nın prim gelirlerini de artırcak olması bürokratların daha kolay karar verip Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na bir formül sunma imkânını artırıyor. Öne çıkan çözüm yüzde 5 prim indiriminden yararlanan işverenlerin indirim oranının yüzde 7-8’e çıkarılması.
Eğer böyle bir formül uygulanırsa, işverenler açısından son derece avantajlı bir durum ortaya çıkar. Diğer yandan, 5 puanlık indirimin 7 veya 8’e çıkarılması durumunda bu değişikliğin sadece asgari ücret düzeyine değil diğer tüm ücret düzeylerine de uygulanması gerekir. Eğer sadece asgari ücrete uygulanırsa işverenler bu sefer ücretleri düşük gösterme eğilimine girer ve SGK da bu durumdan çok zarar görür. Bu nedenle, tüm ücretlere uygulanacak 7 veya 8 puanlık indirim işverenin asgari ücretten kaynaklanan maliyet artışlarını özellikle ilk yıl karşıladığı gibi, sonraki yıllarda da işverenler açısından ciddi bir teşvik haline gelir. Hiçbir işveren de bu indirimi kaybetmek istemeyeceği için sigortasız işçi çalıştırmaya heves etmez.
Yüzde 5 prim indiriminden işverenlerin yüzde 88’i yararlanıyor. İndirimden yararlanmak için işverenin kayıtdışı sigortalı çalıştırmaması ve işverenlerin vadesi geçmiş sigorta primi, işsizlik primi, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme zammı ve gecikme cezası borçlarının bulunmaması gerekiyor.
Prime esas kazanç
Sürekli olarak asgari ücretin netinin 300 TL artacak olması konuşuluyor. Elbette yüzde 30’luk artış asgari ücret seviyesinde ücret ödeyen işveren için önemli bir maliyet artışı. Ne var ki, asıl düşünülmesi gereken konu gözden kaçıyor. Asgari ücret artışıyla beraber prime esas kazanç tavanı dediğimiz rakam da değişecek. Prime esas kazanç tavanı brüt asgari ücretin 6.5 katı tutarında olan rakamdır. Bir işveren çalışanını SGK’ya bildirirken en fazla bu tutar üzerinden ücretini gösterir. Bugün için, yani asgari ücret artışı olmadan halen yürürlükte olan brüt asgari ücretin 6.5 katı olan bu tutar 8 bin 277 TL. Yani, herhangi bir çalışan 10 bin TL de kazansa işverenin işçisi için SGK’ya bildireceği ücret tutarı 8 bin 277 TL oluyordu. Bu rakam üzerinden işverenin SGK’ya ödeyeceği prim tutarı da 2 bin 690 TL idi. Şimdi artan asgari ücretle beraber üst ücret sınırı 10 bin 697 TL’ye çıkacak. İşveren 2016 yılında bu rakam üzerinden yüksek ücretli işçisi için 3 bin 476 TL prim ödeyecek. Tavandan prim ödediği her bir işçi için işverenin maliyeti 786 TL artacak. Dolayısıyla, işverenler açısından asgari ücret artışı en çok prim gider artışı şeklinde kendisini gösterecek. Elbette bu durum SGK’nın prim gelirlerini artıracak ancak artan prim giderleri karşısında çaresiz kalan işverenlerin yüksek ücret alan çalışanlarının ücretlerini düşük göstererek kayıtdışılığa yönelmelerine de yol açabilir. Günümüzde yüksek ücretlerin en çok görüldüğü sektörler bankacılık, finans, iletişim, yazılım ve teknoloji yoğun sektörler. Bu sektörlerde işverenler yüksek ücret ödemeleri nedeniyle yüksek prim giderleriyle karşılaşacaklar.
Enflasyon artacak mı?
Asgari ücret artışı işverenin işçi çalıştırma maliyetlerini artıracak. Artan işgücü maliyetleri mal ve hizmet fiyatlarına eklenecek. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in de ifade ettiği gibi, enflasyon rakamları büyük bir ihtimalle yükselecek. En büyük tehlike artacak enflasyonla beraber, ücret enflasyon sarmalının ortaya çıkacak olması. Bu durum en çok ücret ve maaşlı kesimi etkilemiş ve satın alma gücünü düşürmüştü.