İsteğe bağlı sigortalılık bir işte çalışmadan emekli olma imkânı sunuyor. Prim ödemeleri 650 TL’den başlıyor. İsteğe bağlı sigortalı sağlık hizmetlerinden faydalanıyor ve Bağ - Kur’dan emekli oluyor.
Emeklilik çalışanların en büyük hayali. Emeklilik günlerine ilişkin planlar, çalışanların önemli gündem maddesi. Fakat bazen iş ortamındaki zorluklar, amirlerin olumsuz tutumları, iş arkadaşları ile ilişkiler gibi sebeplerle çalışmak işkence haline gelebilir...
Bu gibi durumlarda çalışmadan emekli olmanın yolları aranır. İsteğe bağlı sigortalılık çalışmadan emekli olma imkanı sunar ve bu durumdaki kişiler için önemli bir fırsattır.
Çalışmayan ve emekli veya malullük aylığı almayan kişiler isteğe bağlı sigortalı olabilirler. İsteğe bağlı sigortalılar kendi primlerini kendileri öderler ve bu şekilde emekli olabilirler. Dolayısıyla, isteğe bağlı sigortalının emekli olması için işe gitmesi gerekmez. İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için gerekli bir diğer şart ise isteğe bağlı sigortalı olacak kişinin 18 yaşın altında olmamasıdır.
18 yaşın altındaki bir kişi, sigortalı olması gerektirecek şekilde çalışan bir kişi, SGK’dan yaşlılık veya malullük aylığı alan bir kişi isteğe bağlı sigortalı
Son yazımda, daha çok işveren cephesini ilgilendiren teşvikleri ele aldığım Torba Kanun düzenlemeleri oldukça kapsamlı. Geçen hafta Resmi Gazetede yayımlanan 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile getirilen önemli bir değişiklik de anne veya babasından yetim aylığı alan, eğitimine devam eden ve 25 yaşını doldurmamış kız ve erkek çocukların sigortalı olarak çalışmaya başlamaları durumunda artık yetim aylıklarının kesilmeyecek olması.
Ölüm (dul - yetim) aylığı
Sosyal güvenlik sisteminde ölüm riskine karşılık ölüm aylığı bağlanması söz konusu. Ölen kişinin geride kalan hak sahipleri ölen kişiden dolayı ölüm aylığı alabilirler. Ancak ölen kişinin sigortalılık statüsü ve ölüm tarihine göre ölüm aylığı şartları farklılaşır.
Bu nedenle, ölüm aylığı alınabilmesi için gerekli şartların iyi bilinmesi gerekir. Aksi takdirde ölüm aylığı alınamaz.
Sigortalı olmak şartı kaldırıldı
5510 sayılı Kanun’da yer alan “ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” ile ilgili düzenlemeye göre ölüm, yani yetim aylığı bağlanması için öngörülen koşullardan biri de aylık alacak çocuğun sigortalı olarak herhangi bir işte çalışmıyor olması
Çalışma hayatına ilişkin köklü değişiklikleri içeren ‘7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. İlgili kanunla yeni teşvikler yasalaştı.
Bunun yanı sıra çalışanlara kreş hizmeti sağlanmasında ve ikale sonrası ödenen tazminatlarda vergi istisnası, bekar asgari ücretlinin vergi dilimi nedeniyle yaşadığı kayıpların önlenmesi, geriye dönük prim teşviklerinden yararlanma şartları, asgari ücret desteği gibi bir çok konu bu kanunla düzenlemeye kavuştu.
Kreşe vergi istisnası
İşverenlerin çalışanlarına doğrudan kurarak veya bir kreşle anlaşarak sağladıkları kreş hizmeti ücretin bir unsuru olarak kabul ediliyor, vergiye tabi tutulması gerekiyordu. Getirilen düzenleme ile kadın çalışanlara kreş ve gündüz bakımevi hizmeti verilmek suretiyle sağlanan menfaatler veya bu hizmetlerin doğrudan işveren tarafından verilmediği durumlarda ilgili kreşlere ödenen her bir çocuk için aylık, asgarî ücretin aylık brüt tutarının yüzde 15’ini aşmayan tutar vergiden istisna tutuldu. Bunun anlamı kadın çalışana dışardan sağlanan kreş hizmetinin vergisinin çalışandan alınmayacağı. Fakat bunun için
TOBB organizasyonunda KOBİ’ler bu yıl yeniden Nefes Kredisi’ne kavuşuyor. Başbakanlık ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın himayesinde, Hazine Müsteşarlığı ve Kredi Garanti Fonu’nun destek ve garantisinde altı bankanın oluşturduğu kredi kampanyasında KOBİ’ler için önemli bir fırsatı olan Nefes Kredisi bu yıl da üreticilerimizin hizmetine girdi.
TOBB istihdam seferberliğinde olduğu gibi, bu kredi organizasyonunda da küçük ve orta ölçekli işletmelerin önünü açacak bir hamle başlattı.
Aylık faiz oranı yüzde 0.9
Nefes Kredisi işletmelerimize finansman rahatlığı sağlayacak. 2017’de Nefes Kredisi’yle 30 bin KOBİ’ye 5 milyarlık kredi kullandırıldı.
Cumartesi günü Başbakan Binali Yıldırım müjdeyi verdi. Kredi miktarı KOBİ başına maksimum 200 bin TL olacak, aylık faiz oranı ise yüzde 0.9 düzeyinde kalacak. Yıllık faiz oranı küçük orta ölçekli işletmelerimiz için yüzde 11.88 olacak. Bu oran normal mevduata uygulanan faizin 3 puan altında bir faiz oranı.
KOBİ’ler ekonomide önemli yer tutmalarına rağmen, toplam kredilerin sadece yüzde 26’sını kullanabiliyor. Oysaki Yunanistan ve Portekiz’de yüzde 80’ini, Güney Kore’de ise yüzde 75’ini kullanabiliyorlar.
Bu nedenle, İkinci Nefes Kredisi KOBİ’ler için
Bütün çalışanlar emekli olup hayatlarını daha özgürce yaşayabilmek ister. Hayalleri güneye yerleşme düşüncesi süsler. Ancak çalışanların birçoğu emekli olduktan sonra da çalışmak zorunda kalır. Ekonomik güçlükler, çocuklara daha iyi bir gelecek kurma telaşı, çalışanın emekli olduktan sonra da çalışmaya devam etmesine neden olur.
Emekliliğe hak kazanmak için üç koşulu sağlamak gerekir. Yaş, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı. Prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi doldurulsa da emekli olmak için belirli bir yaşın beklenmesi gerekiyor. Yaşı da gelen kişi emekli olarak kıdem tazminatını alabilir. Çalışanın emeklilik nedeniyle işten ayrılmak istemesi halinde işveren iş yerinde geçen süre üzerinden hesaplanacak kıdem tazminatı ödenmek zorundadır.
Süreye uymayan tazminatı öder
Belirsiz süreli iş sözleşmeleri ancak iki taraftan birinin belirli bir süre önceden bildirimde bulunması şartıyla sona erdirilebilir. Bu süre içerisinde işçi çalışmaya, işveren de ücret ödemeye devam eder. İşten ayrılma talebi işçiden geldiği için işveren tarafından ihbar tazminatı ödenmez. Bununla birlikte işçiden gelen talep sonrası, işçi ihbar süresini beklemeden işten hemen ayrılmak isterse
Geçen yıl neredeyse 1 milyon kişi daha istihdama katıldı. 2017’de işgücüne katılma yüzde 52.8’e, istihdam oranı da yüzde 47.1’e yükseldi. Bu artışlarda istihdam seferberliği teşvikleri etkili oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından aralık ayı işsizlik verilerinin yayınlanmasının ardından, geçtiğimiz cuma günü yıllık göstergeler de açıklandı. Bugünkü yazımda, söz konusu verilere yakından bakmaya çalışacağım.
Hanehalkı işgücü verilerine göre, 2017 yılı itibariyle Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içinde istihdam edilenlerin sayısı 28 milyon 189 bin kişi oldu. Bu rakam, bir önceki yıla göre 984 bin, yani neredeyse 1 milyon kişinin daha istihdama katıldığı anlamına geliyor. 2016 yılında sırasıyla yüzde 52 ve yüzde 46.3 olan işgücüne katılma ve istihdam oranları, 2017 yılında yüzde 52.8 ve yüzde 47.1’e yükseldi. Şüphesiz, bu istihdam artışları üzerinde geçtiğimiz yıl istihdam seferberliği kapsamında verilen teşviklerin önemli bir etkisi var.
Katılım lideri Trakya
TÜİK tarafından yayınlanan veriler, Türkiye genelindeki resmi görmekle birlikte bölgesel analizlere de imkân sağlıyor. Bu anlamda, işgücüne katılma oranı açısından 2017 yılında en yüksek katılım yüzde
Ekonomik ihtiyaçlar doğrultu-sunda işverenler iş yerlerini satıp devredebiliyorlar. Çalışanların çoğu zaman bu devirden haberleri dahi olmuyor. Öğrendiklerinde ise acaba kıdeme bağlı haklarım ne olacak sorusu akıllarına takılıyor. Alt işverenlerde ise önceki alt işveren devir dahi yapmadan yerini yenisine bırakıyor. Çalışanlar için bu durum daha kaygı verici olabiliyor. Özellikle ihaleleri alamayan şirketler, yerini başka şirketlere bırakıyor ve çalışanlar ihaleyi yeni alan şirketle çalışmalarını sürdürüyor.
Sözleşme devam...
Bahsedilen bu durum iş hukukunda iş yerinin devri olarak kabul ediliyor. İş yerinin devri, iş yerinin bir işverenden başka bir işverene geçerek, el değiştirmesidir. Kanunumuz bu el değiştirme sonucunda, önceki işverenin yaptığı iş sözleşmelerinin etkilenmeyeceğini, bu sözleşmelere ait bütün hak ve borçların yeni işverene geçmiş olacağını düzenlemiştir. Böylece çalışanla iş sözleşmesini imzalamış olan işveren, eski işveren olsa da, yeni işveren iş yerini devralarak o sözleşmenin tarafı haline gelmektedir. Dolayısıyla, iş yerini devralan işveren devir aldığı tarihten sonra doğan ücret, ikramiye, prim, ihbar tazminatı veya kıdem tazminatı varsa artık bundan yeni
İş Hukukunda işçinin işverene karşı bazı borçları bulunmaktadır. Sadakat borcu da bu borçlar içerisinde yer alır. İşçinin sadakat borcuna aykırı davranması işinden olmasına neden olur. Peki, hangi durumlar sadakat borcuna uyulmadığını gösterir?
İşçinin işverene karşı sadakat borcu, işverenin sırlarını ifşa etmemek, güvenini kötüye kullanmamak, hırsızlık yapmamak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmamaktır. İşçinin doğruluk ve bağlılık esasına dayalı olarak işini yapması gerekmektedir. Aksi taktirde işveren işçinin sadakat borcuna aykırı davrandığını iddia ederek işçiyi işten çıkartabilir.
Sosyal medya önemli
Sadakat borcuna uyulmadığı durumlar somut olaylarla ortaya çıkmaktadır. Bu durumlar sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte çeşitlilik kazanmıştır. Örneğin işçiler işverenin sırlarını sosyal medya kanalıyla ortaya dökerlerse işlerinden olabilirler. İşverenin iş ile ilgili bir sırrını sosyal medyada yaptığı bir paylaşımla ortaya döken işçi tazminatsız olarak işten çıkarılabilir. Bunun gibi pek çok olay, işçinin işverenin güvenini kötüye kullanması olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle işçilerin sosyal medya kullanımlarına dikkat etmeleri gerekir.
Sadakat borcuna uyulmaması