Geçtiğimiz haftalarda iş sağlığı ve güvenliği alanında önemli düzenlemelerin yer aldığı iki yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bunlardan ilki, Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve diğeri de İşyerlerinde İşveren veya İşveren Vekili Tarafından Yürütülecek İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik. Her iki yönetmeliğin adından da anlaşılacağı üzere, mevcut yönetmeliklerde değişiklik yapılması ve yeni düzenlemelere gidilmesi söz konusu. Bugünkü yazımda, bu değişiklikler üzerinde durmaya çalışacağım.
Uzaktan eğitim yapılabilecek
Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile yapılan değişiklerin en önemli etkisi, iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin uzaktan verilebilmesiyle ilgili şartların değişmiş olması. Bu açıdan, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri uzaktan eğitim yöntemiyle gerçekleştiriliyorsa, eğitimlerin yönetmeliğe uygun olup olmadığının işverenler tarafından mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor. Aksi halde, idari para
Ayrımcılık hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. İş Kanununun 5 inci maddesinin ilk fıkrasında, dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağını düzenlenmiştir. Kanunun 5 inci maddesinin devamında tam süreli - kısmî süreli işçi ile belirli süreli - belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapma yasağı öngörülmüş, üçüncü fıkrada ise cinsiyet ve gebelik sebebiyle ayrım yasağı düzenlenmiştir.
Kanunda belirtilen ayrım yasakları bu şekilde sayılmakla birlikte bu nedenlere dayalı olmasa da aynı durumda olan iki çalışan arasında farklı işlem yapmak da eşitliğe aykırı olarak kabul edilmektedir. Kanunda sayılan nedenlere dayalı olarak ayrım yapılması halinde ayrımcılık tazminatı talep edilebilirken, bu nedenlerin dışındaki başka nedenlere dayalı olarak eşitliğe aykırı uygulamalar yapılması halinde uygulama nedeniyle mahrum kalınan haklar talep edilebilmektedir. Mahrum kalınan hakların başında da eşitliğe aykırı olarak uygulanan ücret zamları gelmektedir. Bugünkü yazımda çalışanlara eşitliğe aykırı şekilde uygulanan ücret zamlarına değineceğim.
Benzer durum şart
İşverenler, işyerinde çalışan
İşsizlik sigortası fonu işsiz kalan kişilerin cam simidi konumundadır. İşsizlik sigortasının kapsamının genişletilmesine yönelik yaklaşımlar bu açıdan çok önemli. Daha fazla işsizin işsizlik sigortasından yararlanmasının sağlanması ve tutarın artırılması fonun etkinliğini artırır.
Bu fondan 4/a’lılar yani eski adıyla SSK’lılar, 506 sayılı kanuna tabi olarak kurulan sandıklara tabi çalışan kişiler, işsizlik sigortasına prim ödemek şartıyla kısmi süreli çalışanlar, taksi dolmuş ve şehir içi toplu taşıma araçlarında ay içerisinde 10 günden az çalışanlar ve isteğe bağlı sigortalılar yararlanabilir. Bu kişiler işsizlik sigortasına prim öderler ve kapsamdadırlar. İşsizlik sigortasından faydalanabilmek için kapsamda olmak yetmez. Hem prim ödeme koşullarını hem de işten çıkış biçimi şartlarını yerine getirmek gerekir.
İşsizlik sigortası için kaç gün prim ödemiş olmak gerekiyor?
İşsizlik sigortasından yararlanmak için kapsamdaki kişilerin işten ayrılmadan önceki son üç yıl içerisinde, son 120 günü kesintisiz olmak üzere en az 600 gün prim ödemiş olması gerekir. Son üç yıl içerisinde en az 600 gün prim ödememiş kişiler işsizlik parası alamaz. Diğer yandan son 120 gün kesintisiz prim ödemiş
Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre, dünya ekonomisi “yeşilleştikçe” bir yandan mevcut işlerde kayıp yaşanacak, ancak diğer taraftan yeni işler de yaratılacak.
ILO’nun “Küresel İstihdam ve Sosyal Görünüm 2018: Yeşillenme (Yeşil Ekonomi) ve Yeni İşler” başlıklı yeni raporuna göre, yeşil ekonomiyi destekleyecek doğru politikalar uygulamaya konulursa 2030 yılına kadar dünya genelinde 24 milyon yeni iş yaratılacak. Örneğin, sadece küresel ısınmayı 2 derece ile sınırlamaya yönelik politika, 6 milyon iş kaybını telafi edecek sayıda yeni iş yaratacak. Raporda yer alan yeşil ekonominin milyonlarca insanın yoksulluktan kurtulmasına katkı sağlayabileceği, bu ve gelecek nesiller için daha iyi geçim imkanları yaratabileceği vurgusu dikkat çekiyor.
İSTİHDAM YARATACAK
ILO Raporuna göre, elektrikli araç kullanımını yaygınlaştırma, enerji karışımında değişim, binalarda enerji verimliliğini artırma gibi enerji sektöründe sürdürülebilir uygulamaların benimsenmesiyle yeni işlerin yaratılması mümkün.
Hava ve su arıtma, toprak yenileme ve gübreleme, zararlılarla mücadele, aşırı hava koşullarına karşı korunmayı içeren ekosistem hizmetleri, toplamda 1.2 milyar kişiye istihdam yaratan tarım,
İş sözleşmesinin sona ermesi genellikle işçi veya işveren tarafının sözleşmeyi sona erdirmeye yönelik irade beyanıyla gerçekleşir. İşten çıkarılma veya istifa olarak bilinen bu durumların dışında işçi ve işveren tarafı anlaşarak da iş sözleşmesini sona erdirebilirler. Tarafların iş sözleşmesini sona erdirmek konusunda anlaşmaları halinde imzaladıkları sözleşme ikale sözleşmesi ya da bozma sözleşmesi olarak adlandırılıyor. Özellikle son dönemde çok sık karşılaşılan bir uygulama olarak ikale sözleşmeleri işçinin, iş güvencesinin sağladığı korumadan yoksun kalmasına sebep olabileceği için yargı tarafından çok sıkı denetime tabi tutuluyor.
Taraflar gerçekten anlaşmalı
Hukuk dilinde ‘ikale’ olarak geçen bu sözleşmeler de bütün sözleşmelerde olduğu gibi ancak tarafların iradelerinin uygun olmasıyla kurulabilir. Bunun anlamı günümüzde çok karşılaştığımız gibi işverenin sözleşmeyi imzalaması, aksi takdirde, kendisine iftira atıp haklarını hiç vermeden işten çıkaracağına ilişkin tehdidine karşı işçinin bu sözleşmeyi imzalamak zorunda kalmasının hiçbir anlam ifade etmeyeceğidir.
Burada çalışanın özgürce karar verdiği bir durum olmadığından yapılan sözleşme de geçersizdir. Çalışanlar yine de
Emekliliğe ilişkin çokça sorulan sorulardan biri, sağlığını yitirenlerin erken emekli olup olamayacağıdır. Hastalanan, ameliyat olan ve rapor alıp işine devam edemeyenlerin aklında nasıl emekli olacakları sorusu vardır. Sosyal güvenlik mevzuatımız kimlerin sağlık sorunları sebebiyle erken emekli olabileceklerini düzenlemiştir.
Aylık almak için
Buna göre çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olan kişiler malulen emekli olabilir. Ancak malulen emeklilik için başka şartlar da var.
Malulen emekli olabilmek için gerekli ilk ve en önemli şart, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğuna dair sağlık kurulu raporudur. Bu raporun alınabilmesi için kişilerin ilk olarak bulundukları il veya ilçedeki SGK merkezlerine başvurmaları ve yetkili hastanelere sevk edilmeleri gerekir. Kişiler doğrudan hastaneye başvurarak rapor almak yerine SGK’ya başvurarak sevklerini gerçekleştirmelidirler.
Sevkin SGK üzerinden yapılmasının nedeni, yalnızca sağlık kurulu raporunun malullük aylığı almak için yeterli olmamasıdır. Kişi, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğunu belgelese bile en az 1.800 gün prim ödemesi yoksa veya prim ödemesini borçlanma ile 1.800 güne tamamlayamıyorsa malullük aylığı alamaz. Yani,
27.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7103 sayılı, yani torba kanunla getirilen düzenlemelerden biri de kadın çalışanlara yapılacak kreş yardımlarının gelir vergisinden istisna tutulmasıydı.
Söz konusu destek kapsamında yararlanılacak istisna tutarı, Bakanlar Kurulu Kararı ile her bir çocuk için 304 TL’den (aylık asgari ücretin yüzde 15’inden) 1.015 TL’ye (aylık asgari ücretin yüzde 50’sine) çıkarıldı.
Böylece, özellikle Türkiye işgücü piyasasının temel meselelerinden biri olan çocuk bakımı sorumlulukları nedeniyle kadınların işgücüne düşük düzeyde katılması açısından önemli bir gelişme sağlanabilir. Bugünkü yazımda, kreş desteğiyle ilgili detayları sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Kadın çalışanlara yönelik kreş desteği, ek bir destektir ancak ek bir ödeme değildir. Düzenleme kapsamında işveren tarafından kreş ve gündüz bakımevi için çalışanın ücretine ilave olarak yapılan ödeme, gelir vergisinden istisna ediliyor, yani vergi dışı bırakılıyor.
Kreş desteğinin koşulları
Kreş ‘özel’ olmalı
Kadın çalışanlara yönelik kreş desteğinden yararlanılması için bazı şartların söz konusu olması gerekiyor. Bu açıdan, ilk olarak destekten yararlanılması için çalışanın
Vergi ve bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanun tasarısı TBMM’de kabul edildi. Kanun kamuya olan borçların yapılandırılarak ödenmesini amaçlıyor. Bu nedenle Kanunun yapılandırmaya ilişkin hükümleri bir hayli geniş tutulmuş durumda. Vergi dışında Kanunun kapsadığı alacakların başında ise sigorta primleri ve bu primlere ilişkin diğer alacaklar geliyor. Kanun ayrıca emeklilere ikramiye uygulamasını da başlatıyor. Bugünkü yazımda Kanunun çalışma hayatını ilgilendiren bazı hükümlerine değineceğim.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından takip edilen, 2018 yılı Mart ayı ve önceki aylara ilişkin olup Kanunun yayımı tarihinden önce tahakkuk ettiği halde Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile ödenmesi imkanı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primleri ve bu alacaklara ait ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden Kanunun yayım tarihine kadar geçen süre için hesaplanacak ek tutar ödenirse bu alacaklara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı gibi alacakların tamamının tahsilinden vazgeçiliyor.
Prim borçları 36 aya kadar