İletişimimizin büyük çoğunluğu dijital ortama taşınmış durumda. İş hayatında ise neredeyse büyük çoğunluğu, e-posta, anlık mesajlaşma uygulamaları ve sosyal medya üzerinden yapılıyor. Bu iletişimin yazılı olması nedeniyle ilgili iletişim yöntemleri maddi durumu ortaya koyması açısından daha güçlü bir delil niteliği taşıyor. Bununla birlikte ilgili iletişim yöntemlerinde kişisel alan ile herkese veya belirli bir gruba açık alan giderek belirsizleşiyor. İşçilerin e-postalarının veya anlık mesajlaşma uygulamalarında yazdıklarının iş hayatına etkisi duruma göre farklı değerlendirmeleri zorunlu kılıyor.
Sorunun bir boyutu çalışanların e-postalarının takip edilmesi noktasında doğuyor.
İşveren güvenlik nedeniyle e-postaları takip etmek isterken, çalışan o e-postalar üzerinden şahsi yazışmalarının da var olabileceği endişesiyle bu takibe karşı durabiliyor. Anlık mesajlaşma uygulamaları ise işyeri bazlı e-posta benzeri anlık mesajlaşma uygulamaları hariç çoğunlukla kişisel bir iletişim aracı olduğundan takip de doğrudan hukuka aykırı olacaktır. Fakat bu
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) tarafından yayınlanan Bir Bakışta Toplum 2024 Raporuna göre, OECD ülkelerinde doğurganlık oranları son yıllarda önemli ölçüde düşerek 1960 yılında kadın başına 3,3 çocuktan 2022 yılında yarı yarıya azalarak 1,5’e gerilemiştir. Bu bakımdan, doğurganlık oranı kadın başına 2,1 çocuk olan ikame seviyesinin altına inmiştir. Bu düşüşün toplumların ve ailelerin çehresini değiştirmesi ve potansiyel olarak ekonomik büyüme ve refah üzerinde önemli bir etkiye sahip olması beklenmektedir. Kadınlar daha geç çocuk sahibi oldukları ya da hiç çocuk sahibi olmadıkları için doğurganlık oranları düşmektedir. Kadınlar iş ve aile hayatını birleştirebildiğinde doğurganlık artmaktadır. Bugünkü yazımda, rapordaki tespitlere değineceğim.
Yaşlı anneler
1960’lardan bu yana toplam doğurganlık oranında yaşanan uzun vadeli düşüş, 2000’lerde geçici olarak durmuş, ancak 2007-08’deki küresel ekonomik krizden sonra yeniden başlamıştır. 2022 yılına gelindiğinde, OECD’de
İşsizlik maaşı işsizlik sigortasından sağlanan en önemli yardım. Ancak işsizlik sigortasında yalnızca işsizlik maaşı yok. Bunun dışında belki de en önemli yardım işsizlik maaşı alan kişi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin genel sağlık sigortası primlerinin ödenmesi. Bu sayede işsizler maaş aldıkları süre boyunca sağlık hizmetlerinden prim ödemeksizin yararlanabiliyorlar.
İşsizlik parası almaya başlayan kişinin genel sağlık sigortası primleri İŞKUR tarafından ödenir. Örneğin 10 ay boyunca işsizlik parası alan kişi 10 ay boyunca İŞKUR tarafından ödenen genel sağlık sigortası primleri sayesinde sağlık hizmeti alabilir. Diğer yandan işsizlik parası alan kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler, yani eşi ve yaş sınırını geçmeyen çocukları bu süre boyunca sağlık hizmetlerinden yararlanabilir.
İşsizlik parası almaktayken yeni bir işe giren kişi, işsizlik parası almaya hak kazandığı sürenin kalan kısmını, yeniden işsizlik sigortasından maaş almayı hak etmeden işsiz kaldığında almaya devam edebilir.
Bir düzenleme önerisi
İşsizlik sigortasından yararlanmak için işten kendi
İş sözleşmesinin sona ermesinde karşılıklı iddialar devreye giriyor. İşçi haklı nedenleri olduğunu savunurken, işveren bu nedenlerin gerçek olmadığını belirterek, iş sözleşmesinin sona ermesini işçinin haklı neden bildirmeden feshi kısa tanımıyla istifa olarak bildiriyor. Bu durumda işçiye kıdem tazminatı ödenmediği gibi işsizlik ödeneği de bağlanmıyor. Bu durumda işçinin dava açmaktan başka çaresi kalmıyor. Fakat Yargıtay bu konuda hukuki yararı sorguluyor, hukuki yarar olmadığının tespit edildiği durumlarda tespit davasının reddedilmesi gerektiğine karar veriyor. Yargıtay’a göre; “İşveren tarafından SGK’ya bildirilen işten ayrılış kodunun düzeltilmesine ilişkin tespit davalarında güncel hukuki yararın varlığı, her somut olayın özelliğine göre ve dava dilekçesindeki talep dikkate alınarak tespit edilmelidir.”
İşçinin haklı fesih iddiası
Kanuna göre; işsizlik sigortası, “Bir işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, herhangi bir kasıt ve kusuru olmaksızın işini kaybeden sigortalılara
Türkiye, son yıllarda işgücü piyasasında yaşanan değişimlerle birlikte, istihdama katılımı artırmak için çeşitli aktif işgücü programları geliştirmeye devam ediyor. Bu kapsamda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından tasarlanan İşgücü Uyum Programı, iş arayan bireyler için önemli bir fırsat sunuyor. Programın, özellikle özel politika gerektiren gruplara yönelik olarak tasarlanmış olduğu görülüyor. Program, katılımcılarına işgücü piyasasına geçişte gerekli olan bilgi, beceri, çalışma alışkanlığı ve disiplinini kazandırmayı hedefliyor. Bugünkü yazımda sizlere İşgücü Uyum Programını anlatacağım.
İşgücü Uyum Programı, katılımcılarına sadece teorik bilgi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda iş sağlığı ve güvenliği, iş arama becerisi, iş ahlakı, motivasyon, stres yönetimi, etkili iletişim, bağımlılıkla mücadele ve finansal okuryazarlık gibi hayati konularda da eğitim veriyor. Bu eğitimlerin, katılımcıların hem kişisel gelişimlerine hem de profesyonel hayata adım atmalarına
Okulların açılması yaklaşınca özellikle çiftlerin her ikisinin de çalıştığı ailelerde okul sonrası çocuklarla kimin ilgileneceği planlanmaya başlandı. Bu noktada pek çok aile hem ev işlerine yardım edecek hem de çocukların okul çıkış saatinden anne – babanın eve geleceği saate kadar çocuklarla ilgilenecek bir kişi bulma telaşına girdi. Bu şekilde çalıştırılacak kişilerin ise günde 3- 4 saat bile çalıştırsalar sigortalarının yapılması gerekiyor. Aksi taktirde ailelerin idari para cezasıyla karşılaşma riski söz konusu.
Sosyal Güvenlik Kurumu 2014 yılında Ek 9 adı altında yaptığı düzenleme ile ev hizmetlerinde çalışanların sosyal güvenliğinin sağlanması noktasında çok önemli bir adım atmıştı. Bu tarihten itibaren evlerinde ev hizmetlisi çalıştıran kişiler, çalıştırdıkları süreye göre prim ödeyerek ev hizmetlilerinin sosyal güvencesini sağlayabiliyorlar.
10 günden azsa 2 yöntem var
Evinde ev hizmetlisi çalıştıracak kişinin öncelikle bu kişiyi kaç gün çalıştıracağını tespit etmesi gerekiyor.
İşçilerin gerek arabuluculuk vasıtasıyla yaptığı anlaşmalarda gerekse haricen yaptığı anlaşmalarda asıl anlaşma konusu alacaklar dışındaki olası taleplerinden vazgeçtiğine ilişkin hükümlerin bulunduğu görülüyor. Bu tür hükümlerin davadan feragat veya ibra olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Davadan feragat ve ibra yöntemleri üzerinde ayrı ayrı durulması gereken kavramlar. İki kavramın da işçinin olası alacakları üzerindeki etkisi riskli olduğundan kanunlarda ve yargı kararlarında sınırlayıcı düzenlemeler getiriliyor. Feragat bir kişinin beyanı ile hakkından vazgeçmesidir. İbra ise tarafların karşılıklı anlaşarak haklarından vazgeçmeleridir. İbra anlaşma ile yapılırken, feragat tek taraflı olarak yapılır. İkisi de bir hakkı sona erdirmektedir. Bu sebeple sıkı şartlara bağlı tutulmuştur. İş hukukunda ancak dava açıldıktan sonra yapılan feragatler geçerli sayılmakta, dava açma hakkından vazgeçildiğine dair feragatler geçerli kabul edilmemektedir. İbranın geçerli olması içinse fesih tarihinin üzerinden bir ay geçmesi,
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) tarafından yayınlanan Ücretlerin Vergilendirilmesi 2024 raporuna göre, işgücü geliri üzerindeki efektif vergi oranları 2023 yılında OECD genelinde yükselirken, enflasyon tarihi seviyelerin üzerinde kalmış. Birçok OECD ülkesindeki vergi sistemlerinin enflasyona tam olarak uyum sağlayamaması nedeniyle, OECD raporunda ele alınan 8 farklı hane tipinin tümü için ortalama vergi dilimi, çoğu durumda daha yüksek gelir vergileri nedeniyle 2022 ve 2023 yılları arasında ülkelerin çoğunda artmış durumda. Bu bağlamda, üst üste ikinci yıl, ortalama ücret düzeyinde vergi sonrası gelirler OECD ülkelerinin çoğunda azalmış olduğunu söylemek mümkün.
Ne anlama geliyor?
İstihdam üzerindeki yükler, hem bireylerin istihdam kararlarını ve seçeneklerini, hem de firmaların işe alım kararlarını, yani kaç kişiyi istihdam edeceklerini etkilemektedir. Ücretler üzerindeki vergi ve prim yükleri, başka bir ifadeyle vergi takozu (kaması - İngilizce tax wedge) toplam işgücü maliyetinin