Çalışanlara yapılan yemek yardımları hakkında yazdığım yazıların ardından sorular gelmeye devam ediyor. Konunun mevzuat boyutu, özellikle de muvazaalı uygulamalar en çok merak edilen konular arasında. Bu sebeple bugünkü yazımı bu konuya ayırdım.
Oldukça riskli bir alan
Bu konuda ilk olarak belirtilmesi gereken husus bu uygulamaların sosyal güvenlik mevzuatı bakımından oldukça riskli bir alanı işaret ettiği. Hangi uygulamaların muvazaalı uygulama tanımı içerisine girebileceğini doğru bir şekilde tespit edebilmek için 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ilgili maddelerinin, bunların gerekçelerinin, Kanun görüşmeleri esnasında Meclis’te yapılan tartışmaların ve bu Kanuna dayanarak çıkarılan ikincil mevzuatın iyi bir şekilde tahlil edilmesi gerekmektedir.
5510 Sayılı Kanunun 80. maddesine göre:
- Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları... Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları... prime esas kazanca tabi tutulmaz.
- Yukarıda belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın
TÜİK Nüfus Araştırması, işgücü piyasası açısından önemli sonuçları ortaya çıkardı...
Çalışma çağı olarak tanımlanan 15-64 yaş grubu nüfusun oranı, 2007’de yüzde 66.5 iken 2023’te yüzde 68.3 olmuş. Çocuk yaş grubu olarak tanımlanan 0-14 yaş grubu nüfusun oranı yüzde 26.4’ten yüzde 21.4’e gerilerken, 65 ve yukarı yaştaki nüfusun oranı ise yüzde 7.1’den yüzde 10.2’ye yükselmiş. Bu sonuçlar çalışma çağındaki nüfusun giderek artan oranda yaşlı nüfustan oluştuğunu gösteriyor. Çocuk ve genç nüfusun azalması gelecekte işgücü piyasasında yeterli işgücü arzının ortaya çıkamayacağının önemli bir göstergesi. Gelecekte genç işgücü açığı ile karşılaşabiliriz.
Toplam yaş bağımlılık oranı; “0-14” ve “65 ve daha yukarı” yaş gruplarındaki kişi sayısının, “15-64” yaş grubundaki kişi sayısına oranı olarak ifade edilir. Genç bağımlılık oranı, “0-14” yaş grubundaki kişi sayısının,
Belirli süreli sözleşmeler ancak kanunda aranan objektif nedenler bulunması halinde yapılabilir ve bu nedenler bulunmadan yapılan belirli süreli sözleşmeler belirsiz süreli sayılır. Aynı şekilde işveren belirli süreli olamayacağını bildiği bir sözleşmeyi belirli süreli adı altında yaptıktan sonra, ilerleyen süreçte gerçekte belirsiz süreli olduğunu iddia edemez. Yargıtay yakın tarihli bir kararında bu kez işçi yönünden değerlendirme yaparak, belirli süreli adı altında yapılan bir sözleşmede işçinin daha önce belirsiz süreli sözleşmeye bağlı ihbar tazminatı talepli bir dava açması halinde sonradan sözleşmenin belirli süreli olduğunu iddia ederek bakiye süre ücreti talebinde bulunamayacağına karar verdi.
Yargıtay kararının anlamı
Böylece Yargıtay’ın işveren tarafında aradığı tutarlılık, işçi tarafına da yansımış oldu.
İş Kanunu’na göre belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak belirli süreli sözleşme
İşsiz kalan bir kişinin ilk yapması gereken İŞKUR’a başvurmak. İşsizlik maaşı için E – devlet üzerinden başvuru hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Başvurudaki gecikme işsizlik parası alınabilecek süreyi düşürebiliyor. İşsiz kalan bir kişi bir an önce İŞKUR sistemine kaydolmalı ve hem işsizlik maaşı başvurusunu hızlıca yapıp hem de açık işleri oluşturacağı profille takip etmeli. Bu sayede yeniden iş bulması ya da kendine yeni meslek kapıları açması mümkün olabilecektir.
Nasıl başvuruluyor?
İşsiz kalan kişi İŞKUR’a hiç gitmeden de işsizlik parasına başvurabilir. E – devlet üzerinden İŞKUR sistemine erişilebileceği gibi www.iskur.gov.tr adresinden de işsizlik parasına başvuru yapılabilir. İnternet üzerinden yapılan başvuru sonrasında gerekli kontroller yapıldıktan sonra kişi işsizlik parasını hak etmişse kendisine işsizlik parası verilmeye başlanır.
Süreyi kaçırmayın
İşsizlik sigortasına başvuru yapmak için iş sözleşmesinin feshinden itibaren 30 günlük süreyi geçirmemek gerekiyor. Bu süre içerisinde yapılan başvurular İŞKUR tarafından
Küresel istihdamla ilgili bir rapor hazırlayan ILO, 2024 için endişeli. ILO G20 ülkelerinin çoğunda net gelirin azalmasına, küresel işsizliğe ve gelir eşitsizliğine dikkat çekiyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından her yıl düzenli olarak yayınlanan Dünyada İstihdam ve Sosyal Görünüm: Eğilimler Raporu’nun bu yılki versiyonu yayınlandı. Raporda, işgücü piyasalarının ekonomik koşullardaki bozulmaya rağmen şaşırtıcı düzeyde dayanıklılık gösterdiğinin altı çiziliyor. Ancak ortaya çıkan yeni kırılganlıklar ve peş peşe gelen krizler, sosyal adaletin daha fazla sağlanmasına yönelik umutları zayıflatmış durumda. Bu nedenle, pandemi sonrası toparlanmada iniş - çıkışlar görülmeye de devam ediyor.
ILO verilerine göre, işsizlik ve insana yakışır iş açığı, pandemi öncesi seviyelerin altında. Yüzde 5.1 çıkan 2023 küresel işsizlik oranı, 2022’deki yüzde 5.3’ün biraz altına inerek, sınırlı iyileşme göstermiş. Bununla birlikte, küresel iş açığı ve işgücü
İş ilişkisinin işçinin davranışları nedeniyle sona erdirilmesi noktasında davranışın ağırlığına göre farklı sonuçlar doğabilir. İşveren açısından objektif olarak iş ilişkisinin çekilmez hale geldiğinin, bu davranışların işverenden iş sözleşmesine devam etmesinin beklenemez olduğu durumlarda işverenin derhal fesih hakkı doğduğu kabul edilmektedir.
Bununla birlikte iş ilişkisinin devamının çekilmez hale gelmediği fakat işyerindeki çalışma düzeninin olumsuz olarak etkilendiği, davranışın işin gerektiği şekilde yürütülmesine engel olduğu durumlarda işverenin derhal değil ama bildirimli fesih hakkının doğduğu kabul edilmektedir.
Bu ikinci durumda işveren bildirim sürelerine uyarak veya buna ilişkin ücreti ödeyerek iş sözleşmesini sona erdirebilir. Ağırlık farklı denilen bu durum yargı kararlarında da vurgulanmakta hatta işverenin yanlış değerlendirmesi sonucu derhal fesih uyguladığı bir işçinin davranışının derhal değil ama bildirimli feshe sebep olabilecek ağırlıkta olduğunun tespiti halinde, fesih geçerli feshe dönüştürülür. İşçi bu durumda sadece
Kısa çalışmada kolaylaşmadan asgari ücret desteğine kadar pek çok konu torba kanunda yer almak üzere Meclis’e geliyor. İlave emekli zammı ve emekli aylığında alt sınırın yükseltilmesinin de torba kanuna eklenmesi söz konusu. İşte ayrıntılar...
Meclis gündemine bu hafta gelmesi beklenen torba kanun çalışma hayatında pek çok konu ile ilgili düzenlemeler içeriyor. Kısa çalışma uygulamasından yararlanmanın kolaylaştırılmasından asgari ücret desteğine, sigorta prim teşviklerinin süresinin uzatılmasından iş sağlığı ve güvenliğine kadar pek çok konu torba kanunda yer alıyor. Diğer yandan 5 puanlık ilave emekli zammı ve en düşük emekli aylığı miktarının 10.000 TL’ye çıkartılmasına ilişkin düzenlemenin de genel kurul aşamasında torba kanuna eklenmesi söz konusu.
Kısa çalışma son 3 yılda çalışma hayatının neredeyse en önemli enstrümanı haline geldi. Önce koronavirüs salgını daha sonra deprem nedeniyle uygulanan kısa çalışma, işçilerin çalışamadığı dönemlerde gelirlerinin en azından bir miktar korunması
6772 sayılı kanun kapsamında kamu işçilerine yılda 52 günlük ilave tediye ödeneceği hüküm altına alınmıştır. İlave tediye kanunla güvence altına alınmış bir haktır ve bütün kamu işçileri bu haktan yararlanmaktadır. Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde kadroya geçen işçilere, ayrı bir tüzel kişiliği bulunmaksızın devlet tüzel kişiliği içerisinde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine ait olan bir kurumlarda kadroya geçen işçilere yılda 52 günlük tediye ödenmesi gerekmektedir. Yani taşerondan kadroya geçenler de dahil olmak üzere bütün kamu işçilerine ilave tediye ödenir.
4 taksitte ödeniyor
Yıl içerisinde 52 günlük ilave tediye ödemeleri dört taksitte yapılıyor. İlave tediye ödemeleri genellikle ocak, haziran, ağustos ve aralık aylarında yapılıyor. Toplamda 52 günlük ilave tediyesi yıl içinde ödenmiş oluyor. 2024 yılında da kamu işçilerine dört taksit halinde toplam 52 günlük ilave tediyeleri ödenecek.
İlave tediyeye