Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işçiler çalışmaksızın bir günlük ücrete hak kazanırlar. Bu günlerde çalışma yasaklanmamıştır. Taraflar anlaşarak işçinin ilgili günlerde çalışacağına karar verebilirler. İşçiler bu günde çalışmaları halinde çalışmaksızın hak kazandıkları ücrete ek olarak, o günün ücretini de ayrıca alıyorlar. Bazı işverenlerse tatil gününde çalışmanın psikolojik yükünü öngörerek, daha yüksek ücret yerine, ücrete ek izin verme yoluna gidebiliyor. Bununla birlikte ek ücret ödenmeden izin verilmesi kabul edilmiyor.
Çalışanların aklında genellikle aynı soru bulunuyor. İşveren bayramlarda çalışmaya zorlayabilir mi? İş Kanununa göre çalışanların genel tatillerde izin kullanmaları bir zorunluluk değil. Kanun yapılan işlerin niteliğinin farklı olabileceğini, genel tatilde çalışmanın bir zorunluluk olabileceğini düşünerek genel tatil çalışmalarını serbest bırakmıştır. Fakat çalışanların genel tatillerde çalıştırılabilmeleri
Son yıllarda dayanıklılık (resilience) kavramı, bireylerin, toplumların ve ekonomilerin krizler karşısındaki direnme ve toparlanma kapasitesini ifade eden bir terim olarak popüler hale geldi. Özellikle pandeminin küresel ölçekte yarattığı sağlık, ekonomi ve sosyal alanda yarattığı şoklar, dayanıklılığın yalnızca bireysel bir yetkinlikten öte, sistemler ve organizasyonlar için de kritik bir gereklilik olduğunu ortaya koydu.
Dayanıklılık ya da esneklik veya zorlukları yenme gücü yahut değişimle başa çıkma (resilience), zorluklar karşısında sağlam durmakla kalmayıp, bu zorluklardan öğrenerek daha güçlü bir şekilde çıkmayı ifade eder. Günümüzde bu kavram, bireylerin zihinsel sağlıklarından iş dünyasındaki sürdürülebilir stratejilere ve küresel ekonomik politikalara kadar geniş bir yelpazede ele alınıyor.
Dayanıklılık, sadece kriz anlarında değil, belirsiz ve sürekli değişen koşullar altında da önemli bir kavram. Küresel salgınla birlikte iş dünyasında ve toplumsal yaşamda esneklik ve uyum yeteneği, yalnızca bir avantaj değil, hayatta kalmanın
Asgari ücrette maraton başladı. İkinci toplantı önümüzdeki pazartesi Türk-İş ev sahipliğinde yapılacak. Üçüncü toplantıya TİSK’in ev sahipliği yapması bekleniyor. Üçüncü veya dördüncü toplantıda rakamın netleşmesi söz konusu. Asgari ücret, çalışma hayatında işverenin işçiye ödeyebileceği en düşük ücreti ifade ediyor. Dolayısıyla işgücü piyasasına ilk kez girecek kişiler için asgari ücret çok önemli. Asgari ücret diğer çalışanlar için de çok önemli bir belirleyici. İlk kez çalışacak kişiye ödenecek ücret belirlendiğinden baz etkisi yaratıyor ve 3 - 5 yıldır aynı işyerinde çalışan kişiler de bu seviye üzerinden kendileri için ücret belirlemesi yapıyorlar ve yılbaşı zam beklentisi bu yönde oluşuyor.
Asgari ücrette denge
Asgari ücretin Ocak 2025’te ne kadar olacağından daha önemlisi, asgari ücretlilerin tüm yıl boyunca satın alma güçlerinin korunabilmesi ve refahlarının sağlanabilmesi. Dolayısıyla
İşçinin sağlık durumunun iş sözleşmesinin akıbeti konusunda birtakım sonuçları olmaktadır. Öncelikle işçinin sağlığına uygun olmayan işlerde çalıştırılması yasak olup, işverenin işçiyi koruma ve gözetme borcu kapsamında işçiye uygun iş verme yükümlülüğü bulunmaktadır. İşverenin işçinin sağlık durumuna bağlı fesih hakkı kanunda da bu yükümlülüğe uygun şekilde en son çözüm olarak benimsenmiştir. Sağlık nedeni ile iş ilişkisinin sona erdirilmesi salt işverene değil işçiye de fesih hakkı verebilir ve işçinin bu nedenle yapacağı fesihler, haklı nedene dayalı olarak kabul edildiğinden diğer koşulları varsa işçiye kıdem tazminatı alma hakkı tanır.
İş Kanunu’na göre işçinin sağlığının bozulması eğer işçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşantısından yahut içkiye düşkünlüğünden ise, bu durumda işveren iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. Böyle bir fesih için, kişinin anılan nedenlere dayalı olarak devamsızlığının ardı ardına 3 iş günü veya 1 ayda 5
Asgari ücret, yalnızca çalışanların gelirlerini etkilemez. Aynı zamanda sosyal adaletin sağlanması, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği ve toplumsal refahın artırılması açısından kritik bir araçtır. Bu nedenle, asgari ücret belirleme süreçlerinde yapılan değerlendirmeler, yalnızca bir ekonomik politika tercihi değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Özellikle son yıllarda artan küresel ekonomik belirsizlikler, enflasyon dalgalanmaları ve ücret eşitsizlikleri, ücret politikalarının dikkatle ele alınmasını zorunlu hale getirdi. Bu bağlamda, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından geçtiğimiz hafta yayımlanan Küresel Ücret Raporu 2024-25 önemli bir rehber niteliği taşıyor. Ücretlerdeki küresel eğilimlerin değerlendirildiği raporda, küresel düzeyde ortalama nominal ücretlerin enflasyondan daha hızlı büyümeye geri döndüğü ortaya koyulmuş.
ILO’nun bu kapsamlı raporuna göre, küresel düzeyde nominal ücretlerin yeniden enflasyonun üzerinde bir büyüme
Emekli aylıkları açısından yıl bitmeden dilekçe vermekle yeni yılda dilekçe vermek farklıdır. Enflasyon, büyüme ve o yılki emekli aylığı artışları ile alakalı olan hesaplama nedeniyle bazı yıllar yıl bitmeden bazı yıllarda ise yeni yılda dilekçe veren aylık açısından avantajlı olur. Ancak bu yıl geçtiğimiz yıl emekli aylıklarına verilen yüksek zam ve yüksek enflasyonun etkisiyle bu yıl emekli olacaklar ile yeni yılda emekli olacaklar arasındaki fark çok yüksek. Yeni yılda emekli olacakların aylıklarında yüzde 30’a varan kayıp olacak. Bu kaybın telafi edilmemesi halinde kamuda ciddi sıkıntılar yaşanabilir.
Ekim ayı enflasyonu açıklanınca 10 aylık enflasyon yüzde 39.7 olarak gerçekleşti. Son 2 aylık enflasyon bu rakama eklenip enflasyon yüzde 42 olursa bu yıl emekli olanla 2025 yılında emekli olacaklar arasında yüzde 32.8 fark olacak. Enflasyon yüzde 45’i bulursa yüzde 30.28, 50’yi bulursa yüzde 26 fark olacak.
Bu yıl ya da 2025 yılında emekli olmanın aylık açısından farklı olmasının temel nedeni güncelleme katsayısı. Güncelleme
Asgari ücret zammı aralık ayında belli olacak. 2025 yılında asgari ücret rakamı için aralık ayının ilk haftasında işçi işveren ve hükümet temsilcilerinden kurulu Asgari Ücret Tespit Komisyonu, birinci toplantısını gerçekleştirecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı geleneksel olarak ilk toplantıya ev sahipliği yapıyor. Daha sonra işçileri temsilen Türkiye İşçi sendikaları Konfederasyonu (Türk – İş) ve işverenleri temsilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) bu toplantılara sırasıyla ev sahipliği yapacaklar. Geçmiş yıllarda toplantıların sayısı artıyor ve yılın son günü açıklama yapılıyordu. Ancak son üç – dört senedir komisyon yeni rakamı aralık ayının ilk yarısında açıklıyor.
Türkiye’de oran yüksek
Asgari ücret rakamı ülkemiz çalışanları ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler açısından artık son derece önemli hale geldi. Çünkü asgari ücretle çalışanların toplam sigortalılara oranı oldukça yüksek. Gerçi 2000’li
Kadın çalışanların korunmasına yönelik haklar, kimi zaman kötü niyetli işveren veya vekillerinin kadın çalışanlara ayrımcılık uygulamasına sebep olabiliyor. Hakların temel düzenlenme nedeni kadınların üzerindeki biyolojik ve sosyal yüklerin, çalışma hayatında dengelenmesi olmakla birlikte, tam tersi yönde etki yaratıp kadınların üzerindeki baskının artmasına sebep olabiliyor. Kadın istihdamını artırmanın önünde engel olarak dahi gösterilebilen bu haklar, temel insan hakkı niteliğinde. Bu nedenle ilgili haklara bakış açımızı değiştirmek, kadın çalışanın bu haklardan dolayı görece verimsiz olduğu düşüncesinden sıyrılmamız gerekiyor. Bahsedilen bakış açısı sorunu çözmekten öte sorunu içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Sorunun çözümü iş mevzuatının sınırlarını aşmakla birlikte, yargı haksız uygulamaları yaptırıma bağlamak için birçok karar veriyor. Yargıtay önüne gelen bir olayda (Y9HD, 17.09.2015, 18355/26031), davacının 7 aylık hamile olduğu sırada işyerinde üretim elemanı olarak