Bir grup, bütün Avrupayı kat edip muhaliflerin desteğini alarak ilerlemekten yanaymış. Diğer grup ise "Acele edelim. Biz gidene kadar savaş patlayacak" diyormuş. Sonunda yolları ayırmışlar; ilk ekip kuzeye, diğeri derhal Bağdata gitmek üzere güneye yönelmiş.Bölünmek, muhalif olmanın kaderi galiba...Herkes her şeye tepki göstermek üzere koşullandığından, bir türlü görüş birliği sağlanamıyor. Sonuçta her farklı fikir, bir fraksiyon olarak örgütleniyor. Dolayısıyla hiçbir zaman muhalifler, saldırganlar gibi yekvücut olamıyor.***Türkiyede solun hali de bu değil mi?Kendisini solda gören herkes ayrı otobüste ayrı yönlere gidiyor.Halkın yüzde 90ı savaşa karşı... Ama bu potansiyeli örgütleyecek bir yapı oluşturulamadığından sesler cılız çıkıyor; Türkiye, "halkına rağmen" savaşa doğru koşuyor.Ana muhalefet partisi CHP meydanlarda yok. "Savaşa hayır" diyenlerin önünde, yanında görünmüyor. Meclis konuşmalarıyla işini yaptığını sanıyor.ÖDP, seçim hezimetinin ardından içine kapandı. Geçen hafta sonu toplanan kongrede Ufuk Urasın yerine yine bir iktisatçı olan Hayri Kozanoğlunu seçti.HADEP - SHP - ÖDP - EMEP ittifakı seçime 5 kala, bazı sivri akıllıların çabasıyla engellenince, birlikte Meclise girme ihtimali olan bu partilerin hepsi baraj altında kaldı.Tek başına barajı aşabileceğini sanan HADEP de şimdi kongreye giderken sesini duyuramamaktan yakınıyor.Kimse seçimden ve halkın tokadından ders almış görünmüyor. Hala bir birliktelik çabası gözlenmiyor.Tersine, SHPde Karayalçın - Sağlar ikilisi ayrılık sinyalleri veriyor.Kemal Dervişin kurbanları DSP ve YTPnin sesi duyulmuyor.Gürbüz Çapan, yeni parti kurma hazırlığı yapıyor.Çatısız kalan aydınlar, gençler, örgütler tek tek ses vermeye çalışıyor.***Bu darmadağın "yapboz"un kimi parçalarıyla konuştum.Çıkış için en akla yakın görünen formüllerden biri şu:Sandıkta partiler bazında kurulamayan ittifakı, önümüzdeki yerel seçimde kişiler bazında oluşturmak...Yukarıda saydığım bütün hareketler, belli ilkeler çerçevesinde bir yerel seçim mutabakatına varabilir ve kendi varlıklarını dağıtmadan, sandıkta birbirlerinin güçlü adayını destekleyebilirler.Murat Bozlak, Diyarbakırdan aday olabilir mesela ve diğer partililer de orada Bozlaka oy verir.Buna karşın Ankarada oylar - diyelim - Murat Karayalçına akıtılır. Aynı şemsiye altında Mersinde Fikri Sağlar aday olur... Muşta Sırrı Sakık... Kadıköyde Ufuk Uras...***Bu tür bir dayanışma, küskün seçmeni yeniden sandığa çekebileceği gibi, hiç olmazsa yerel yönetimde halkın tercihinin sandığa yansımasını sağlayabilir. Belki uzun vadeli bir ittifakın temelleri de orada atılabilir.Savaş yaklaşıyor. Güneydoğudan yeniden çatışma haberleri geliyor. Hükümetle devlet arasında ipler geriliyor. AB, Kıbrıs konuları çözüm bekliyor. IMF reçetesi halkı köşeye sıkıştırıyor.Ve soldaki "yapboz", bir türlü toplanamıyor.Bir çare bulamazlarsa, tarih bu dağınıklıktan hepsini birden sorumlu tutacaktır. can.dundar@e-kolay.net Bağdat bombardımanında canlı kalkan olmak üzere Londradan önceki gün yola çıkan ekip dün bölünmüş.