Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD, Irakta haksız bir gücü kullanıyor.Dünyanın merakla beklediği Birleşmiş Milletler denetçilerinin raporu, ABDye, umduğu "haklılık" kozunu vermiyor.Geriye kaba bir "güçlülük" kalıyor.Şimdi ne yapacak Amerika?"Denetçiler bulamadı ama bence bu silahlar var" deyip tek başına taarruza mı geçecek?***Bizim için daha önemlisi Türkiyenin tavrı...Türkiye, bu savaşta ABDnin yanında saf tutmak için Birleşmiş Milletler kararını koşul koymuştu.Şimdi silahlar bulunamamışken...Avrupa yan çizmişken......hem yurtdışında, hem yurtiçinde "Savaşa hayır" sesleri yükselirken...Türkiye, ABDnin harekatına katılabilir mi?***Bunun için önce Amerikanın eski Büyükelçisi Mark Parris gelip tehditler savurdu, "Savaşa katılmakta gecikirseniz, yarın barış masası kurulduğunda bir kenarda paltonuzla beklersiniz" dedi.Sonra elçilik Siyasi işler Müsteşarı John Kunstatderin Meclis Başkanvekili Sadık Yakutla görüşmesinde "Size ders vermeye gelmedim" dediği ve "Zaten Atatürkün makamında buna izin vermeyiz" cevabını aldığı basına yansıdı.Ardından da, yeni Amerikan Büyükelçisi Robert Pearson, diplomatik teamülleri çiğneyerek Meclis Başkanını ve partilerin grup başkanvekillerini makamına bilgi vermeye çağırdı.AKP ve CHPliler koşa koşa giderken, Meclis Başkanı Bülent Arınç, Büyükelçiye gereken cevabı verip "O buraya buyursun" dedi.Pearson, dün Meclisin ilgili ihtisas komisyonu üyelerine bilgi verecekti.Ancak BM raporunun açıklanacağı gerekçesiyle randevuyu son anda iptal etti. Görüşmeye katılacak 70 milletvekili de haklı olarak "Raporun bugün açıklanacağı önceden belliydi" diye tepki gösterdi.***Türkiyeyi "eli mecbur" gören ABD, kural tanımaz bir üslup ve günden güne artan bir dayatmayla bastırıyor.Öğrendiğimiz kadarıyla, hükümetin kurulmasından sonra Başbakan Abdullah Gülü arayan Başkan Bush, ABDnin taleplerini iletirken 125 bin Amerikan askerinin konuşlandırılmasını, özel kuvvetlerin Kuzey Iraka geçişine kolaylık sağlanmasını, Türk hava sahasının, havaalanlarının, limanların, demiryollarının kullanılmasına izin verilmesini istemiş, "3 gün içinde karar verin" demişti.Gülün ibretlik yanıtı şuydu:"Uluslararası meşruiyeti olmayan bir operasyona gözü kapalı giremeyiz. Burası çadır devleti değil. Kamuoyu var, Meclisi var."***Kamuoyu hafta sonu, son sözünü söyledi; "Savaşa hayır" dedi.Şimdi Meclisin, ağırlığını ortaya koyma zamanıdır.TBMM, yarın ağırlayacağı büyükelçiye Amerikanın insan haklarına bu kadar duyarlıysa niye daha önce Iraka bu silahları sattığını sorabilir.Tabii neden İsrail, Gazzeyi bombalayıp 12 Filistinliyi öldürürken aynı duyarlılığı göstermediğini ve Şaronu desteklemeye devam ettiğini de...Türkiye, ABDnin haksız savaşının değil, Avrupadan yükselen itirazların yanında saf tutmalıdır.Haksız güce direnerek kurulan Meclise düşen, bugün de "güçlü"nün karşısında "haklı"nın yanında yer almaktır. can.dundar@e-kolay.net Jean - Jacques Rousseau, "Toplum Sözleşmesi"nin girişinde şöyle yazar: "Güç, hak yaratmaz. İnsan ancak haklı güce boyun eğmelidir."