Adını, rahatsızlığın yaratıcısı komutandan alan bir hastalık bu...Neredeyse 50 yıllık bir tarihi var.Belirtileri, yüksek tansiyon, mütemadi gerginlik, uyum yetmezliği ve bunlara bağlı olarak müdahale gerektiren spazmlar... Pek sık nüksettiği halde fazla dillendirilmeyen bir hastalık bu...Adı, "Erdelhun Kompleksi"...***Hastalığın isim babası, Demokrat Parti döneminin Genelkurmay Başkanı Org. Rüştü Erdelhun'du.Org. Erdelhun, emir komuta zincirine bağlı, disiplinli bir askerdi. Hükümetle uyum içindeydi. Siyasi otoriteye sadakati, görüş açısını o kadar daraltmıştı ki, kışlasında nükseden rahatsızlığı ve ihtilal hazırlığını sezememişti.27 Mayıs ihtilaline 6 gün kala Harbiye öğrencileri Kızılay'da hükümeti protesto yürüyüşü yaptığında Org. Erdelhun yanında 20 generalle Başbakan Menderes'e çıkıp bağlılık bildirmiş, "Siz onlara bakmayın, biz yanınızdayız" mesajı vermişti. Menderes buna inanıp ordunun kendi safında olduğunu sandı ve bu yanılgı ona pahalıya patladı.Bir hafta sonra "rahatsız genç subaylar"ca devrildi.Yassıada'da yargılanırken yanında Org. Erdelhun da vardı.***Erdelhun'un kaderi, peşinden gelen askeri kadrolar üzerinde öyle derin bir iz bıraktı ki, sonraki komutanlar hükümete yakın görünmemeye ve genç subayların tepkisini es geçmemeye büyük özen gösterdi. Bu çaba, "Erdelhun kompleksi" tabiriyle psiko - politik literatüre kazındı.***Rahatsız edici bir örnek olduğunu biliyorum; bugünkü durumla bire bir benzerlik de kurmuyorum. Ancak Genelkurmay Başkanı'nın "Hükümetle uyum içindeyiz" açıklamasından sonra başlayan suçlayıcı yorumlara ve hemen ardından patlayan "Genç subaylar rahatsız" haberlerine bakınca ister istemez "Erdelhun kompleksi"ni hatırlıyorum.Belki de bu kompleksin sonucu olarak, asker - sivil cenah arasında gerginleşme sinyalleri artarak gelmeye devam ediyor.Komuta kademesi, eleştirilere yol açan "uyumlu" görüntüsünü bertaraf etmek için özel çaba içinde görünüyor."Hükümetin güdümünde" gibi bir görüntü vermemek uğruna her konuda ve her koşulda bir mesafe koymak, kışlanın nabzını dikkate almak ve arada ciddi çıkışlar yaparak muhtemel tepkiyi yatıştırmak neredeyse zaruri hale geliyor. Bu da ortamı gereksiz yere geriyor.***Hükümetin AB'ye tam üyelik için hazırladığı 7. uyum paketiyle bu gerginlik daha da tırmanabilir. Çünkü paket, Türkiye'nin en hassas kurumlarından MGK'nın konumunu tartışmaya açacak.Eğer "Erdelhun kompleksi" canlanır da bu tartışma bir "mevzi kaybetme / mevzi kazanma" yarışına çevrilirse bundan hem askerlerin, hem sivillerin, hem de ülkenin zararlı çıkacağını söylemek kehanet olmaz.Unutmamalıyız ki, - tarihte pek az yaşadığımız bir şey olmasına rağmen - hükümetle askerin "uyum içinde" olması, endişelenilecek değil, sevinilecek bir durumdur; hele AB gibi uzlaşma gerektiren konularda...50 yıllık bu kompleksi artık aşmak zorundayız.Çare, kompleksi kaşımak değil, üstüne gitmek ve üstesinden gelmektir.Çare, kışlayı, ülkenin emin ellerde olduğu garantisiyle siyasetin dışına çekmektir.Kimse kendi kompleksini ve rahatsızlığını asker üzerinden kaşımamalı. can.dundar@e-kolay.net Türk siyasi tarihine damgasını vurmuş bir psikolojik rahatsızlıktan söz edeceğim.