Hiç nostaljiye bulaşmadan, eski bayramlara tapınmadan, tatile kaçan gençlerden yakınmadan...Lafı dolaştırmadan, doğrudan, korkmadan dedi diyeceğini:"Gençliğin ilgisini çekmeyen bir toplum olayına bayram denemez."***Peki neden bu "toplumsal kutlama" gençliğin ilgisini çekmiyor?"İki nedenle" diyor Mete:Biri "tatil cazibesi"...Şimdiki çizgisiyle bayram zevkinin, insandaki tembellik geninden beslenen tatile rakip olması mümkün görünmüyor.Diğeri "ziyaret ödevi"...Eğlenmek için fazladan bulduğu birkaç günün tadını çıkarmayı tercih eden genç, gönülsüzce büyüklerin huzurunda boy göstermeyi, göreneğin dayattığı bir formalite ve ikiyüzlülük sayıyor; normalde saygı ve sevgi duyacağı akrabasını, bayramda "eğlencesini çalan kişi" olarak algılıyor.***Genç reklamcıların, duygu sömürüsü ve müşteri dürtüsüyle ebeveyn ziyaretini yağladığı, eski bayramlar muhabbetinin bitpazarına nur yağdırdığı bir dönemde "eski kuşak"tan Ömer Lütfi Metenin tespitleri gecikmiş bir "Kral çıplak" çığlığı gibi, "Evet... nihayet" dedirtiyor.Evet nihayet biri söyledi işte:Bayram bitti!İster üzülün, ister sevinin, ister kızın, ister yerinin; ama gerçek bu...Kaçamayanların katlanmak zorunda kaldığı bir doğal afet gibi, gösterişli et kesmeler, gönülsüz el öpmeler, heyecansız misafirleşmelerle bayram, yeni kuşağın zihninde bir yasak savma nöbetine, bir angaryalar silsilesine dönüştü.Arifede birbirlerine "iyi bayramlar" yerine "iyi tatiller" demeleri bundan...Bunu ister modern hayatın kaçınılmaz devinimiyle açıklayın, ister dünyevi zevklerin, manevi zaruretler karşısındaki yenilgisiyle...Bu böyle...Bayram, bir önceki kuşağa verdiği heyecanın yüzde birini vermiyor yeni yetmelere...***Zannetmeyin ki, "Ne yapalım, öyleyse öyle" deyip geçiyorum.Tersine, böyle olmasına üzülüyorum.Çünkü "resmi bayramlar"a göre "sivil bayramlar"ın daha kucaklayıcı olduğunu hissediyorum. Toplumları bir arada tutacak ortak paydaların, ulusça paylaşılacak renkli anların, "Biz düşman değil, aileyiz" duygusu yaratacak buluşmaların gerekliliğine yürekten inanıyorum.Ama bunun zorlamayla olamayacağını da biliyorum.Gereken şeyi Ömer Lütfi Mete "Geleneği geleceğe taşıyacak yenileyici irade" diye özetliyor:"Bayramı gerçekten şenlendirecek bir iksir lazım."***"Niye Batıda Noel eskiyeceğine yaygınlaşıyor?"Niye Türkiyede yılbaşı eğlencesi, bayram coşkusunun yerini alıyor?Niye eskiden bütün aileyi bir araya toplayan bereketli bayram sofraları, artık gençlere heyecan vermiyor?Daha genel soralım:Niye bu topraklarda "kutlama" deyince insanların aklına şenlikler, cümbüşler, şölenler, festivaller, karnavallar değil de "dini vecibe"ler ya da "resmi geçitler" geliyor?Mete, iki çare öneriyor:Ziyareti ödev olmaktan çıkarmak...Ve bayramı tatil cazibesiyle birleştirmek...Bayramı zoraki bir el öpme ritüeli olmaktan kurtarabilecek, dededen toruna herkesi aynı potada buluşturabilecek, hem dinlendiren, hem eğlendiren, renkli, sürprizli, hediyeli, yeni zeminlere, etkinliklere ihtiyacımız var.Mutlu bayramlar dileğiyle!.. can.dundar@e-kolay.net Son zamanlarda okuduğum en anlamlı bayram yazısını geçen bayram Ömer Lütfi Mete yazdı.