Çağdaş sanat dünyası uzun bir aradan sonra geçen yıl ilk defa fiziksel bir fuarda bir araya gelmiş, nisan ayında Art Dubai’de buluşmuştu.
Malum, Dubai, Louvre’dan Guggenheim’a birçok değerli müzeyi Ortadoğu’ya getiren Abu Dabi ve Doha’yla yarışıyor.
Art Dubai ile şehre farklı bir kitle çekiliyor, dünyanın dört bir yanından önemli koleksiyonerler güzel havayı da fırsat bilip soluğu Dubai’de alıyor.
Çağdaş sanat sezonuyla Dubai’de sadece kültür-sanata değil, turizme de büyük katkıda bulunuluyor.
Bizim de İstanbul için isteyip de henüz istediğimiz noktaya gelemediğimiz durum.
Art Dubai çağdaş sanat fuarında son yıllarda modern bölümü de yer alıyor.
Art Dubai’yi yıllar önce Contemporary Istanbul ekibiyle birlikte ilk gezdiğimde, fuar genelinde Arap kültürü öne çıkıyor diyemiyorum ama bu gerçekten öyle olmadığı için mi yoksa artık gözümüz çok alıştığı için mi, emin değilim demiştim.
O zaman beni en çok şaşırtan, fuarın halka açılışının ilk gününde bir kadınlar matinesi yapılıyor olmasıydı.
Galeri sahibi olan erkeklerin, standında duracak bir kadın görevli yoksa bile fuar alanından çıkması gerekiyor.
Kadın kadına fuar gezisi de tuhaf tabii.
Geçen yıl Art Dubai’nin önemli yeniliklerinden biri, açık hava heykel parkı ve video bölümlerinin olmasıydı.
Bu yıl ise Art Dubai 15. yılını kutluyor, 44 ülkeden 100 galeri fuara katılıyor.
Bu yıl Art Dubai’nin en önemli yeniliği Dijital bölümü.
Sanat ve kripto dünyasını bir araya getiren, dijital eserleri ve NFT’leri sergileyen bölümde Türkiye’den de katılan bir galeri var.
Pilevneli Refik Anadol eserlerinden oluşan bir seçkiyle yer alıyor Art Dubai Digital’da.
Sanatçının Boğaziçi, Melting Memories, Machine Hallucinations (Floral Pigmentations ve Perennial Pigmentations), Quantum Memories ve Symphony Dreams serilerinden eserleri seçkide yer alıyor.
Stantta Anadol’un 2018’den 2022’ye ürettiği eserleri bir arada sergilenerek sanatçının kariyerinden farklı dönemlere ışık tutan küçük bir kişisel sergi sunuluyor.
Hatırlatalım, dün VIP ön izleme günüyle başlayan, bugün VIP günü olan Art Dubai, 13 Mart’a kadar devam edecek ve yarından itibaren tüm ziyaretçilere açık olacak.
Dubai sanat dünyasında başka neler görülmeli?
Art Dubai sırasında şehrin farklı yerlerinde farklı sanat etkinlikleri de var.
Design Days adlı mobilya ve tasarım fuarı ve Sharjah’daki sergiler de etkileyici oluyor.
Dubai’de çağdaş sanat denince en çok öne çıkan ise Alserkal Avenue.
Burası Tophane, Dolapdere gibi galerilerin toplandığı bir bölge.
Kurucusu Alserkal, belli ki Türkiye’deki çağdaş sanat piyasasını yakından takip ediyor.
Buradaki galerilerde karşınıza Devrim Erbil gravürleri de çıkıyor, bir başka galeride İranlı erkek sanatçılar, kadın sanatçıların işlerine yer vermeyen galerileri protesto ediyor.
Her galerinin ve koleksiyonerin kadın sanatçı kontenjanının olması gerektiğini savunuyorlar.
Art Dubai’den hemen sonra ise 15 Mart’ta Sikka Art Fair var.
Sikka eski evlerin restore edilmesinden oluşan bir sanat merkezi olmuş.
Sikka’da daha önce gördüğüm ve hâlâ unutamadığım işlerden biri, Dubai’de çalışan işçilerin başlarını bağladıkları poşu benzeri ‘gamcha’ ile yapılan işçi portreleriydi.
Elise Vazelakis’in eserlerinin satışından elde edilen gelirin önemli bir kısmı da Dubai’de bitmek bilmez inşaatlarda çalışan işçilere bağışlanıyordu.
Peki ama ne için?
Korkunç sıcakta kan ter içinde çalışırken sadece su içebilmeleri için.
Dubai’nin zenginliğini düşününce Los Angeles’lı bir sanatçının Dubai’deki işçilere sanat eserleriyle su yardımı yapması ister istemez sarsmıştı bizi o zaman.
