Sanatçıların sanat koleksiyonları her zaman daha ilgi çekici oluyor.
Diğer koleksiyoner- lerden farklı bir bakış açıları olduğu için, çoğu zaman ticari bir kaygı taşımadan beğendiklerini ve arkadaşları olan sanatçıların eserlerini topladıkları için ve tabii daha farklı bir gözleri olduğu için.
Sotheby’s müzayede evi dün ve bugün Christo ve eşi Jeanne-Claude’un koleksiyonunu çevrimiçi satışa çıkardı.
İki ayrı açık artırmada satışa çıkan 400 parça arasında Marcel Duchamp, Lucio Fontana, Yves Klein, Claes Oldenburg ve Andy Warhol gibi sanatçı dostlarının eserleri de var.
Daha önce Andy Warhol’un sahip olduğu ve uzun yıllar Christo’nun stüdyosunda buzdolabının üzerinde sakladığı kurabiye kutuları da satışa çıkanlar arasında.
Sotheby’s bu açık artırmada 4 milyon dolarlık bir satış hedefliyor.
Sadece Andy Warhol imzalı 1964 Jackie portresinin 1 milyon dolara satılması bekleniyor.
Ama satışa çıkan eserlerin hepsi bu fiyatlarda değil tabii, aralarında 800 euro’ya da çok ilginç eserler var.
Günümüz çağdaş sanatının ikonik isimlerinden Grayson Perry.
Turner Ödülü sahibi.
2015’te Pera Müzesi’ndeki ‘Küçük Farklılıkların Kibri’ sergisiyle İstanbul’daydı. Grayson Perry’ye göre, “İçinde büyüdüğümüz sosyal sınıf, estetik zevkimizi şekillendiren en güçlü unsur.”
‘Küçük Farklılıkların Kibri’ sergisi de insanların birlikte yaşamayı, giymeyi, kulak vermeyi, okumayı seçtikleri şeylere yaptıkları duygusal yatırımı merkezine alıyordu.
Perry, bu halıları, 2012 yılında Channel 4 ile yaptığı, Grayson Perry ile ‘Her Şeyin En Zevklisi’ (‘All in the Best Possible Taste with Grayson Perry’) adlı BAFTA ödüllü belgesel serisi kapsamında tasarlamıştı.
Belgeselde, İngiltere’nin birbirinden çok değişik üç bölgesini ziyaret ederek, karşılaştığı farklı sosyal grupların zevklerini araştırıyordu.
2012 yılında ise sanatçı ve galerisi Victoria Miro ‘Küçük Farklılıkların Kibri’ adlı altı büyük
Gazetecilik ve senaryo yazarlığı geçmişi olan mimar Koolhaas, şimdi yaptığı en küçük tasarımıyla gündemdeTam 3 yıl önce Amsterdam’da World Architecture Festival’ı (Dünya Mimarlık Festivali) izlemiştim. The Architectural Review ve The Architect’s Journal’ın yayıncıları dünyanın dört bir yanından mimarları her yıl bir araya getiriyor, Design Council’ın da başkanı olan Paul Finch öncülüğünde. Bir yandan farklı alanlarda prjeler yarışıyor, bir yandan projeleri yarışan mimarlar jüride görev alıyor ve diğer projeleri değerlendiriyor. Hollandalı yıldız mimar Rem Koolhaas’ı da burada sahnede izlemiştim. Koolhaas, gazetecilik ve senaryo yazarlığı geçmişi olan bir mimar. Doğrusu, bu geçmişiyle de fazlasıyla övünüyor. Milano’daki Fondazione Prada’dan Katar’daki Milli Kütüphane’ye birçok projeye imza atmış. 2014’te Venedik Mimarlık Bienali’nin direktörlüğünü üstlenmiş.
İnsan sonrası mimari
“21. yüzyıl, insan sonrası mimariyi getirecek, sadece fonksiyon, data ve
Tam 30 yıl önce Londra’da bir kültür-sanat dergisi olarak başladı Frieze. Kısa süre sonra her yıl farklı zamanlarda Londra ve New York’ta düzenlenen çok önemli bir çağdaş sanat fuarı haline geldi.
Birkaç yıl önce fuarı Los Angeles’a da taşıdılar, 2022’de ise Güney Kore’nin başkenti Seul’de bir edisyonla Asya’ya açılmayı planlıyorlar. Fuarın bir de Frieze Masters bölümü var. Frieze Masters’ta sergilenen başyapıtların fiyatları 4 milyon ile 12 milyon euro arasında değişiyor çoğunlukla.
Tabii çok daha değerli olan eserler de var burada. En son 2019’da Londra’da Regent’s Park’ta gerçekleşen Frieze Masters’ta Ai Weiwei’den Hüseyin Çağlayan’a birçok ünlü ismin konuşmalarını da canlı izleme şansımız olmuştu.
Daha sonra ise River Café’nin fuar içinde yer alan pop-up restoranında sanatçılar, koleksiyonerler ve galeri sahipleri ile sosyalleşme fırsatı bulmuştuk.
Çevrim içi edisyonları
Pandemi sürecinde ise çevrim
Hiç tahmin edeme- yeceğiniz bir yerde, sadece bir kişinin çabasıyla neler yapılabildiğinin güzel bir örneği, Hüsamettin Koçan’ın Baksı Müzesi.
Hüsamettin Koçan’ın Bayburt’ta, doğduğu Bayraktar (eski adıyla Baksı) köyünde kurduğu Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü de kazanan müze 20. yıl kutlamalarına devam ediyor.
Baksı’nın 20. yıl programı çerçevesinde Depo Müze’de gerçekleşen sergilerden biri de ‘20. Yıl için 20 Yapıt’tı.
Pandemi sürecinde günlük yaşamımızın vazgeçilmezi haline gelen ‘Maske / Çağrışımlar’ı konu alıyordu.
İstanbul Modern’in gökkuşağı hareketini hatırlayacaksınız.
Sosyal medyada sık sık gökkuşağı resimleri görmüştük Mart 2020’de.
İngiltere’de sağlık çalışanlarına moral vermek amacıyla başlayan gökkuşağı çizip pencereye asma hareketini Türkiye’de İstanbul Modern başlatmıştı.
Amaç, hepimizin evlere kapandığı pandemi günlerinde sokağa yansıyacak gökkuşağı resimleri aracılığıyla umut aşılamaktı.
Müze, çocukları Sarkis’in “Gökkuşak” adlı yapıtından ilham alarak kendi gökkuşağını çizip evlerinin penceresine yapıştırmaya davet etmişti.
Üstelik ailelerden gelen fotoğrafları müzenin internet sitesi ve sosyal medya hesaplarından paylaşmıştı.
Şimdi ise İngiltere’de ‘The Great Big Art Exhibition’ (‘En Büyük Sanat Sergisi’) gündemde.
Geçen yaz Galataport için White Cube Galeri’nin kurucusu Jay Jopling ile birlikte İstanbul’a da gelen İngiliz heykel sanatçısı Antony Gormley açıkladı, bu yeni sergi girişimini.
Son zamanlarda aldığım en güzel kitaplardan biri ‘Perched’. Cam sanatçısı Felekşan Onar’ın İngiltere’de basılan ve satışa çıkan ilk kitabı. Konusu, sanatçının Victoria&Albert Müzesi’nde sergilediği camdan kanatsız kuşlardan oluşan ‘Perched’ enstalasyonu. Suriyeli göçmenlerin yaşadıkları sorunları anlatan ‘Perched’ için ilham aldığı ‘Birds Without Wings’in yazarı Louis de Bernieres’den de kitaba bir yazıyla katkıda bulunmasını rica etmiş Onar.
Yazar sadece enstalasyonla ilgili bir yazı yazmaktansa, ‘The Debt To The Birds’ başlıklı bir kısa hikaye yazmış, kitapta bu eser de yer alıyor.
Ayrıca Amerikalı küratör Glenn Adamson’ın Felekşan Onar’la yaptığı röportaj ve Bergama Müzesi İslam Sanatları Müzesi direktörü Prof. Dr. Stefan Weber’in yazısı da kitapta dikkat çekiyor.
Kitabın lansmanının eylülde Suriye’nin başkenti Şam konusunda Victoria & Albert ve Metropolitan Müzesi kadar iddialı olan Dresden Müzesi’ndeki sergide yapılması planlandı, ama tabii pandemi
Mediciler Floransa’nın en önemli ailesi, Floransa’yı uzun yıllar yönetmişler.
Hatta içlerinden 4 kişi Papa olmuş, 2 kişiyse Fransa Kraliçesi.
Rönesans’a ilham vermiş, Leonardo da Vinci, Michelangelo gibi sanatçıları ve Galileo Galilei gibi astronomları desteklemişler.
Galilei, Medici ailesinin çocuklarına ders verirmiş, Botticelli gibi Rönesans ressamları da Primavera gibi resimlerini yine Medici çocukları için yaparmış.