Hollywood yıldızları tiyatro sahnesinde

30 Mart 2025

Sinema ve TV dünyasında tanınan dünyaca ünlü yıldızlar bu sezon Londra ve New York’ta tiyatroda rol almayı tercih ediyor. İşte Londra ve New York’taki en iddialı prodüksiyonlar…

Bu yıl tiyatro dünyasında Hollywood yıldızlarının hakimiyeti dikkat çekiyor. Birçok ünlü oyuncu, sinema ve televizyon dışında, tiyatroda da yeteneklerini sergiliyor. Londra ve New York’un önemli sahnelerinde gösterime girecek prodüksiyonlar, yıldız oyuncuların gücünü ve tiyatroya olan bağlılıklarını da gösteriyor. 

Londra’da öne çıkan tiyatro oyunları 

Cate Blanchett “The Seagull/Martı” 

Cate Blanchett, altı yıl aradan sonra tiyatro sahnesine döndü, Londra’daki Barbican Tiyatrosu’nda, Anton Çehov’un ünlü eseri “Martı”nın yeni prodüksiyonunda Arkadina karakterini canlandırıyor. Blanchett’in yanı sıra, Tom Burke’ün Trigorin karakteri ile yer aldığı yapım, dram ve komediyi ustaca harmanlıyor. Dikkat eksikliğinin daha da arttığı bir dönemde Cate Blanchett bile sahnede olsa

Yazının Devamı

“Tekno-hümanist bir pusula kullanmalıyız”

27 Mart 2025

LinkedIn Kurucusu Reid Hoffman, ‘Süper Ajans: Yapay Zekâ Geleceğimizle Muhtemelen Doğru Gidebilecek Şeyler’ başlıklı yeni bir kitap yazdı, Greg Beato ile birlikte.

Üstelik bu sefer daha önceki kitabı ‘Impromptu’da olduğu gibi “Reid Hoffman tarafından ChatGPT-4 ile yazılmıştır” notu da yok ve chatbot ile yaptığı konuşmalar da belgelenmiyor.

Peki ama neden?

“Çünkü buradaki her kelime benim ve yazar arkadaşım Greg Beato’nun” diyor.

Ardından da ekliyor: “Elbette, yapay zekâdan faydalandık ama artık bunu söylemek gereksiz, bu kitap Mac bilgisayarda yazıldı demek gibi bir şey çünkü”.

Reid Hoffman’ı Intelligence Squared sahnesinde izleme şansım oldu, yapay zekânın geleceğimize etkisini anlattı.

Reid Hoffman, yapay zekânın en önemli fırsatlarını benimsememiz gerektiğini savunuyor: Her öğrenci için eğitimi kişiselleştirebilen yapay zekâ eğitmenleri, Alzheimer ve kanser gibi hastalıklara hızla çare bulabilen makineler, ve iklim felaketini önleyebilecek yapay zekâ yapımı icatlar gibi… 

Reid Hoffman,

Yazının Devamı

“Hep devam etmek gerekiyor”

25 Mart 2025

Sadece sanatçılığıyla değil, aynı zamanda örnek bir Cumhuriyet kadını olmasıyla da hepimize gerçek bir rol modeliydi Gülriz Sururi.

‘Gülriz gibi yaşlanmak’ başlığıyla paylaştığı bilgiler de, 90 yaşında elinde iPad’iyle aynadan kendi çektiği bikinili fotoğrafıyla da hepimize önemli dersler verdi.

Hem her yaşta çağa ayak uydurmak gerektiği konusunda hem de her yaşta bedenimize, sağlığımıza dikkat etmemiz, özen göstermemiz konusunda.

Her zaman zarif, bakımlı ve mükemmeliyetçiydi.

Sadece hayatı değil, vedası da kendisine yakışır şekilde oldu.

Birikimini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden Ali Nesin Matematik Köyü’ne, İKSV ile birlikte oluşturduğu tiyatro ödülüne ayırdı.

Kalabalık bir cenaze, şaşaalı bir tören de istemedi.

Daha önceki röportajlarında da söylemişti, “Cenaze töreni istemiyorum. Çünkü ben cami avlusu kokteyl partisi istemiyorum.”

Yazının Devamı

Altın çağın kitabını yazdı

23 Mart 2025

Dergicilikle ilgisi olmayanların bile adını bildiği, dünyaca ünlü sayılı yayın yönetmeni var: Anna Wintour, Tina Brown ve Graydon Carter gibi…

Vanity Fair’in 25 yıllık efsane yayın yönetmeni Graydon Carter, neye elini atsa yıldız yapabiliyor. Bkz: Ortak olduğu iki restoran, Waverly Inn ve bir süre önce kapatma kararı aldığı Monkey Bar.

Carter, Waverly Inn adlı restoran-bara ilk ortak olduğu zaman buraya rezervasyon yaptırmak bile büyük olaydı. Tanıdık olmadan rezervasyon da yapılamıyordu. Restoranın telefonu bile yoktu! Daha sonra “opentable.com”dan yapılabilir hâle geldi ama o da ancak çok erken ya da çok geç saatlerde yemek yemeyi kabul ederseniz. “Artık restoranlarda iyi yemek sunmak değil, olağanüstü yemek sunmak gerekiyor” diyordu Carter.

Eylül 2017’de Vanity Fair’de bayrak değişimi yaşandı. Graydon Carter’ın Vanity Fair’deki yayın yönetmeni görevini bırakacağını açıklaması büyük şaşkınlık yarattı. Tıpkı “Şeytan Prada Giyer”e konu olan Anna Wintour’un Vogue ile özdeşleşmesi gibi

Yazının Devamı

Osman Hamdi Bey, Londra’da gündemde

20 Mart 2025

Osman Hamdi Bey, sadece Türk sanatının değil, aynı zamanda dünya sanat tarihinin önemli figürlerinden biri.

Batı sanatını ve Doğu kültürünü birleştirerek oryantalist sanatı ile hem bir ressam hem de önemli bir kültürel figür olarak hatırlanıyor.

19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme süreci ile paralel olarak kariyerini şekillendiren Osman Hamdi Bey, hem sanatı hem de akademik çalışmaları ile dönemin önemli isimlerinden biri.

Osman Hamdi Bey’in en tanınan eseri, 1906 ve 1907 yıllarında iki versiyonunu yaptığı ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’.

Şu anda 1906 tarihli eser Pera Müzesi’nde, 1907 tarihli eser ise Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nde sergileniyor.

Şimdi ise Osman Hamdi Bey’in iki farklı eseri Londra’da müzayedede satışa çıkıyor.

‘Kahve Ocağı’ adlı eser Londra Bonhams’da 26 Mart’ta açık artırmayla satılacak.

Yazının Devamı

Sırada film değil, sergi var

18 Mart 2025

Tilda Swinton, sadece sinemada bol ödüllü bir oyuncu değil, aynı zamanda sanatın farklı alanlarında da aktif.

2008 yılında ‘Michael Clayton’ filmindeki rolüyle en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar’ını kazanan Tilda Swinton’ı 2005 Venedik Bienali’nde ise Hüseyin Çağlayan’ın ‘Olmayan Var Olma’ adlı video çalışmasında izlemiştik.

Daha o zaman Tilda Swinton henüz dünya çapında tanınan bir isim değildi ve Hüseyin Çağlayan ile gerçekleştirdiği bu proje, Swinton’ın sanat dünyasındaki yükselişine önemli bir katkı sağladı.

‘Olmayan Var Olma’, sanatçı ve izleyici arasındaki etkileşimi, zaman ve kimlik gibi derin konuları sorgulayan bir video eseriydi.

Bu projede Swinton, zamana ve varoluşa dair soruları kendine özgü bir şekilde sorgulayan bir figür olarak karşımıza çıkmıştı.

Tilda Swinton’ın Londra’da Serpentine Galerisi ile birlikte gerçekleştirdiği bir sanat projesi de çok ses getirmişti: ‘Belki’.

Swinton, önce Londra Serpentine Galerisi’nde, daha sonra

Yazının Devamı

Ölüm mü yalnızlık mı?

16 Mart 2025

Gene Hackman ve eşi Betsy Arakawa’nın ölümü spekülasyonlara neden oldu. Peki ama burada asıl gözden kaçırdığımız neydi?

Kötü haber çabuk duyulur derler ama işte her zaman öyle olmuyor. Bazen bir ölüm, bir kayıp ya da bir trajedi, o kadar uzun süre gizli kalabiliyor ki, sonrasında gerçeği şaşkınlıkla öğreniyoruz. Son örneklerden biri, Hollywood’un en büyük ikonlarından Gene Hackman ve eşi Betsy Arakawa’nın ölümü. Şubat ayında sessiz sedasız evlerinde hayatlarını kaybettiler, bir köpekleriyle birlikte, diğer köpekleri ise kurtuldu. 

Gene Hackman’ın ölümü, aslında sadece bir kayıp değil, aynı zamanda içinde yaşadığımız dijital çağda bile ne kadar yalnız olabileceğimizi ve toplumsal bağların ne kadar zayıf olduğunu gösteren bir hikâyeye dönüştü. Peki, Gene Hackman’ın ölümü neden bu kadar geç duyuldu?  

Öncesinde neler yaşandı? 

Sadece bizlerin değil, dünyaca ünlü yıldızların, hatta bir ikonun bile bu kadar “connected”

Yazının Devamı

Banksy’den toplumsal değişime dolaylı destek

13 Mart 2025

Banksy, sokak sanatı ile toplumsal eleştirilerde bulunan ve kimliğini gizlemeyi tercih eden bir sanatçı.  

Çevresel sorunlar, kapitalizm, savaş karşıtlığı, hayvan ve insan hakları gibi toplumsal meseleler üzerine derinlemesine düşündüren eserler yaratıyor.  

Anonim kalmayı tercih etmesi sayesinde sanatını değerlendirirken yalnızca sanatına ve mesajına odaklanıyoruz, kişiliğine değil. 

Banksy’nin sanatı, genellikle toplumun kalıplarını sorgulayan, sistem eleştirisi yapan ve çoğu zaman göz ardı edilen sorunları gündeme getiren eserlerden oluşuyor.  

Hatırlayacaksınız, 2018’de “Kırmızı Balonlu Kız” adlı eserinin Sotheby’s’de 1.1 milyon sterline satılmasının hemen ardından kendiliğinden parçalanması, sanat dünyasında büyük ses getirdi.  

Banksy, bununla ilgili olarak, “Eseri yok etmedim, yeni bir eser yarattım” dedi. 

Bu yaklaşım, sanatın statik olmadığını, tersine sürekli evrilen bir süreç olduğunu vurguladı ve bu yeni eserin adı ‘Love is in the Bin/Çöpteki Aşk’ oldu. 

Yazının Devamı