Salı günü Londra’da Mayfair Berkeley Square’e kurulan dev çadırda PAD London adlı tasarım ve mobilya fuarı açıldı.
Phillips Galeri’nin tam karşısında.
2007 yılında, dördüncü nesil Parisli antikacı Patrick Perrin tarafından kurulan fuar İngiltere’de 20. Yüzyıl ve çağdaş tasarıma adanmış tek fuar.
Her yıl Ekim ayında Frieze sanat fuarı ile eş zamanlı gerçekleşiyor.
Çağdaş sanat, tasarım ve koleksiyonluk mücevherleri bir araya getiriyor.
Bu yılki etkinlik, son teknoloji yaratıcılığın ve usta işçiliğin de bir örneği aslında.
PAD London, 1998 yılında başlatılan, her Nisan ayında Jardin des Tuileries’de gerçekleşen PAD Paris’in kardeş fuarı.
Milliyet Pazar’da dün Tyler Brule ile konuştum. Monocle’ın yaratıcısı Brule, 10-12 Ekim’de The Monocle Quality of Life Conference için İstanbul’da olacak.
Kendisi sadece bir dergici değil, aynı zamanda marka yaratma konusunda da çok başarılı. İşte o yüzden günümüzde marka yaratmak hakkında konuştuklarımızla devam ediyorum bugün.
Bir yaşam tarzı markası için şimdi ne daha önemli hâle geliyor? Bir arzu nesnesi oluşturmak için daha fazla neye odaklanmaları gerekiyor?
Sanırım beni her zaman en çok şaşırtan şey bu. Tamam, yeni bir marka olduğunu duydum ve en havalı sweatshirt’ü yapmaya odaklanacaklar. Ben de pamuğun kalitesi, sweatshirt’ün kesimi ve bunun arkasındaki ekip hakkındaki hikâyeyi duydum. Ve sonra internet sitesine girip markaya bakıyorum. Özellikle tasarım sektöründe yaşam tarzı hakkında konuştuğunuzda, sürdürülebilirliğe ve döngüselliğe olan bağlılıktan bahseden 3 veya 4 paragraf oluyor. Ama buna rağmen bu şirketin nereden geldiğini ve ürünlerin nerede yapıldığını hiç anlayamıyorum. Bu
10-12 Ekim’de İstanbul’da gerçekleşecek The Monocle Quality of Life Conference öncesinde derginin ve markanın yaratıcısı Tyler Brule ile konuştum
Tyler Brule, yıllar içinde yazılı basını her zaman savunmuş ve dijital yayıncılığa hep mesafeyle yaklaşmış efsane bir dergici. Kendisi aynı zamanda ajansıyla birçok global markayı baştan yarattı. İBB’nin desteğiyle düzenlenen The Monocle Quality of Life Conference Istanbul öncesinde bakın neler konuştuk?
Konferans ile başlayalım. Monocle’ı İstanbul’a getiren nedir?
Her yıl aklımızda şehirlerin kısa bir listesi olur. Bu yıl ya Avrupa’nın en doğusuna ya da en batısına gitmek istedik. Bu yüzden bir dizi farklı sohbet yaptık, farklı şehirler de teklif verdiler ya da ortak olmakla ilgileniyorlardı. Ve şunu söylemeliyim ki, İstanbul önde gelen bir şehirdi. İBB ile konuşmalar başladığında listemizde de olduğu için tercih ettik.
İstanbul’da yaşam kalitesi hakkında ne düşünüyorsun? Daha önce birçok kez İstanbul’da bulundun. Geçen yıllar içinde olumlu ya da olumsuz bir değişim
Güneri Bey benim için sadece Milliyet’in başyazarı değildi.
Çok sevdiğim, saygı duyduğum bir meslek büyüğüydü.
Tanıdığım tüm gazetecilerden farklıydı.
Hayatıyla, duruşuyla, etrafa saçtığı ışığıyla…
Ayrı bir aurası vardı, kendisi de bunun çok farkındaydı ama farkında olmasına rağmen bunu kimsenin gözüne sokmazdı.
İltifatları tatlı tatlı gülümseyerek kabul ederdi.
Gazetecilerin iyi para kazanması ve iyi yaşayabilmesi konularında bir şeyler yapmış az sayıda isimden biriydi.
Türkiye İş Bankası 100. kuruluş yıl dönümü nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenliyor.
“Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış” başlıklı uluslararası konferansta Malcolm Gladwell’den Aziz Sancar’a çok değerli uluslararası isimler konuştu.
Ben İş Kuleler’de Apple’ın kurucularından Steve Wozniak’ı izledim.
Harvard Business Review Yayın Yönetmeni Serdar Turan sordu, Steve Wozniak cevapladı.
Steve Wozniak, ‘Yeni Çağı Anlamak’ konulu konuşmada önce HP’de çalışırken PC yapmak için 5 kez teklif verdiğini ama 5 kez de reddedildiğini anlatıyor.
Sonunda sırf bu yüzden PC yapabilmek için Steve Jobs ile birlikte Apple’ı kuruyorlar ve Apple’ı bugüne getiren Steve Wozniak’ın yaptığı Apple II bilgisayarı oluyor.
Steve Wozniak, birçok şirketin CEO’sunun teknoloji çağında büyük değişimi yönetmeye çalışırken aynı zamanda şirkete para kazandırmakla meşgul olduğunu söylüyor.
Moda haftalarının hızıyla kreatif direktör değişikliklerinin hızı paralel gitmeye başladı. Bu baş döndüren tüketim sürecine karşı çıkan bir marka da oldu. İşte moda haftalarından geriye kalanlar…
Moda haftaları son hızla devam ederken moda dünyasında da taşlar yerinden oynuyor. Daha önce moda haftalarına karşı çıkanların başında Azzedine Alaia geliyordu; koleksiyonlarını kendisine dikte edilen zamanlarda değil, hazır olduğunda göstermeyi tercih ediyordu. Şimdi ise Gucci’den sonra Valentino’nun kreatif direktörü olan Alessandro Michele, erkek ve kadın hazır giyim defilelerini ayrı ayrı sergilemeyi bırakarak karma defileleri tercih edeceğini ve couture koleksiyonunu yılda yalnızca bir kez sergileyeceğini açıkladı.
Valentino, yılda iki kez düzenlenen erkek giyim defilelerinin yanı sıra ilkbahar-yaz haute couture defilelerini de iptal etti. İtalyan modaevi, artık Paris kadın giyim sezonunda karma hazır giyim defileleri yapacak ve yılda bir kez couture defileleriyle yetinecek. Valentino’nun özel erkek giyim defilelerinin geleceği, Alessandro Michele’nin mart ayında
Dün akşam İstanbul’da beni çok heyecanlandıran bir sergi açıldı.
Uzun zamandır işlerini çok beğenerek takip ettiğim, ABD’de son yıllarda en öne çıkan fotoğrafçı Pari Dukovic’in Türkiye’deki ilk kişisel sergisi ‘İstanbul’dan New York’a: Bir Fotoğrafçının Yolculuğu’ Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda.
1984’te İstanbul’da doğup büyüyen Yunan asıllı ödüllü fotoğrafçı Dukovic’in fotoğraf merakı İstanbul’da 8 yaşındayken babasının kendisine hediye ettiği fotoğraf makinesiyle başlıyor.
TIME dergisinin ve The New Yorker’ın en genç kadrolu fotoğrafçısı ünvanına sahip olan Dukovic, İstanbul ve New York’un yanı sıra tanıştığı insanları ve yakaladığı anları tüm gerçekliğiyle anlatıyor.
Kariyeri boyunca Barack Obama, Donald Trump, Prens Harry ve Meghan Markle, Kim Kardashian, Taylor Swift, Jon Bon Jovi, Lionel Messi, Mark Zuckerberg, Karl Lagerfeld, Jeff Bezos, Pharrell Williams, Stevie Wonder, Scarlett Johansson, Cate Blanchett, Marion Cotillard, Lebron James, Kobe Bryant,
Londra’yı bir tasarım başkenti hâline getiren isimlerin başında geliyor Ben Evans.
21 yıldır düzenlediği Londra Tasarım Festivali’ne bir de Londra Tasarım Bienali’ni ekledi.
2019’da Ayşegül Yürekli Şengör’ün Marka Konferansı’nda bir araya gelmiş ve Türkiye’nin tasarımdaki yerini uzun uzun konuşmuştuk.
“Çok üzücü, Türkiye’deki tasarımcılar Londra’da yeterince tanınmıyor. Belki birkaç moda tasarımcısı sayabilen olur ama o kadar” demişti Ben Evans, Hüseyin Çağlayan dışında bir isim vermemişti.
“Tasarımcılarınızı uluslararası sahnede daha iyi tanıtmalısınız” diye başlayıp “Kreatif ekonomi yumuşak güç” diyerek, arzu edilen destinasyon olmak için ne kadar önemli olduğunu anlatmıştı.
“İstanbul’un bir tasarım başkenti olmak için potansiyeli var mı?” sorusuna “Her şehrin potansiyeli var” diye cevap vermişti.
“İstanbul coğrafya ve tarihiyle büyük ve önemli bir şehir. Daha önce İstanbul tasarım haftaları yapılmış, umarım başarılı olur. Dün