İlk periyot bittiğinde 24 - 15 Türkiye idi skor. Ömer Onan müthiş bir 10 dakika oynamış, her yeri dağıtıp birbirine katmış, Brezilya kadar da sayı atmıştı. Nereye sürtünse alev çıkartıyordu. Hani benzetmek yerindeyse ya da değilse veya her neyse kibritin ucu gibiydi. Mirsad’ın yokluğunda Mirsadvari bir oyuncu tipiydi. Veya sanki Mirsad’ın kısası gibiydi. Niye durup dururken Mirsad peki. Üstelik dün sahada yokken. Bu takımı saha dışında hazırlayanlar Örs ve ekibi. Ama saha içinde ateşleyenler ve gaza getirenler de Mirsad ve Ömer. Veya kavgaya sokan veya diyelim fitili çeken. Anladınız değil mi? Bu takımın ruhu Mirsad ve Ömer kim ne derse desin. 12 Dev Adam onlarla takımlaşıyor. Bu da kesinoğlu kesin.
Hido’nun yanında Stojakovic ve Divac’ı araması, bulamayınca da beşe bir zorlaması, Detroitli Mehmet’in üç periyot NBA hayallerine dalması, içerinin bir tek takımsız Asım garibine kalması filan falan. Üstelik içerde problem çok. Hem Hüseyin, hem Mirsad yok. Dışarıdan atarak kazanmaya alışmışız. Atarsak bizim için ne ala. Ama atamazsak ya da atıp da sokamazsak rakip için oh ne ala. Futboldan sonra basketbolda da her yol Brezilya’ya çıkıyor galiba. Üstelik birer değil ikişer kez oynadık ikisinde de. Yenildik ama ezilmedik dersem eğer biliyorum dersiniz ki sen de değişmişsin haberimiz yokmuş meğer. Demeyeceğim onun için. Hazır değiliz. Peki hazır olur muyuz? Kimbilir belki Örs ve Yılmaz belki de Allah bilir. Dün dediğimi bugün de demem lazım. Ne değişti ki 24 saat içinde. Hido, Stojakovic ve Divac yokken de onlar varmış gibi oynamalı. Sacramento’daki performansı İndianapolis’e de taşımalı. Ve tabii İbo. O da dün yoktu ama döndüğünde Bodiroga ile nasıl paylaşıyorsa, Hido ve diğerleriyle de aynı şekilde paylaşmalı. Niye peki yalnız bu ikisi. Yok mu bu takımın Kerim’i, Haluk’u, Harun’u, Ömer’i, vesaire veya gerisi. Ben de derim ki İbo ve Hido iki fenomen. İkisinin başlatması olay ki ne olay. Zaten gerisi gelir, vallahi billahi çok kolay. Şöyle bağlayalım; İndianapolis’teki kavgaya hazırız, mücadeleye de, itmeye - kakmaya, hatta koşmaya veya topsuz coşmaya. Ama derseniz ball veya basketbol nerede, bu ne biçim yorum hadi canım sende. Eksikler bir tamamlansın veya sakatlar iyileşsin bakarız derim ben de.
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024