Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Büyük bir aile onlar. Sanki Sicilyalı Don’lar. Don Bilgili, Don Yıldırım, Don Albayrak (Not: Özhan Canaydın konuşmadığı ve yeni olduğu için pas geçilmiş, yerine eski yönetimi temsilen bilhassa Albayrak seçilmiştir.) Hatta maaile oluyorlar bile.
Mesela Don Cavcav, Don Doğan ve tabii ki en büyük Don, Don Ulusoy ile. Bence hepsi dostlar. Ak gün dostları da olsalar, kara günde birbirlerine de sulansalar dost onlar. Bütün Don’lar. Kamera önünde değişseler de, düşman gibi gözükseler de evet, dost onlar. Hani Genco Erkal’ın tek kişilik müthiş bir oyunu vardı. Bir Deli’nin Hatıra Defteri miydi, neydi. Bu da çok kişilik bir oyun. Bir Lig’in Hatıra Defteri belki de. Evet, bir oyun bu. Arkalarındaki milyonlara oynanan. O garibanlar da bu oyuna kanan, inanan. Yenilenin dili kemiksiz oluyor, yenenin diline hemen kemik doluyor. Hepsi işadamı, akıllı, zeki, cin gibi. Her gün birbirlerini arıyorlar, tarıyorlar. Hani kadının olursa üç - beş dostu önemlidir birbirlerini bilmemesi, görmemesi. Aksi halde olan kadına olur, hepsi birden dostken, vallahi aniden düşman olur.
İşte neymiş, Don Yıldırım aramışmış, Sinyor Yavuz’u mu neyi, o da Don Ulusoy’u. Onun yanında da Kartal’ın sopu, soyu. Yani muhabbet de koyu. İşte yıkarız mıkarız başınıza falan filan demiş biri. Yok hakem Ersoy’muş. Sonra Boşat demiş bir kuş. Garantiler verilmiş. Bunlar perşembe olmuş. Don Bilgili pazartesiye kadar dolmuş. 2 - 0 bitince de Kartal’a olanlar olmuş. Her zamanki gibi bir ara başlık verelim. Hem siz, hem köşe rahatlasın.

Sonra basın toplantıları. Önce Don Bilgili, sonra Don Yıldırım esip gürlemiş. Don Demirören, Don Ulusoy ile akraba imiş. Hepsi birleşip taraftarın kalan beynini de yemiş. Miş miş de miş miş.
Ve tabii cumartesi günü, yani derbinin dünü, bir önceki günü. Erdemir’le, İstanbulspor, Lucescu’yla Galatasaray dokuz kişi kalmış. Maçı Saffet’in kendi kalesine golüyle ve bir penaltıyla Galatasaray 2 - 0 almış. Dedikodulara göre Erdemir ile Don Albayrak Palet’e aynı kapıdan dalmış. Ama söylenenler yalanmış. Mış mış da mış mış. Sulandırıyorum gibi gelse de size yazıyı ve de köşeyi, boşverin, sırılsıklamız zaten. Bu kadar saçmalığı nasıl yorumlayacağız aksi halde. Devam edelim.
Cezalanan prim yapmış, cezalandıran çıkmaz sokağa sapmış, yok yumurtanın, pardon tribünün yarısı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün, yani Sayın Fikret Ünlü’nün, diğer yarısı Federasyon’un, sarısı kulübün, yok Ünlü ile Ulusoy sorunluymuş. Yok Sayın Mesut Yılmaz’ın el koyması zorunluymuş. Şeref Tribünü’nün önünden iki Başkanlı naklen yayınlar canlı canlı. Tabii Balat’taki Şeref’in kahvesinde çıkan olaylar da kanlı kanlı. Sanki seksen öncesinin siyasi kampları spora bulaşmış, stadyuma ulaşmış. Ama kimin umurunda. Evet pes, vallahi pes. Belki biraz kaba olacak ama yuh be ! Vallahi de yuh ! Yukarıdakiler kısa bir özetti. Bence artık burada keselim. Biraz da farklı bir şekilde eselim.

PARAYI veren sizsiniz. Ama düdüğü çalan onlar. Yani Sicilyalı Don’lar. Olur mu böyle ? Mal sizin, görüntüler yani. Satmanız lazım bize ki para geriye dönsün size. Kim alır peki ? Her saat, her dakika lekelenen, lekelendirilen ligi ? Hani malın tanıtımını yapsanız şöyle olacak belki de. Haftanın maçları, şibesi maibesi, tehdidi maşası, şikesi tetikçisi, gaspedilen puanlar, gaspedenler, işlenen suçlar, işleyenler, perde arkası, Palet’teki yemek, bütün bunlar ne demek ? Merak ediyorsanız eğer, Dıgıturk’e üye olmaya değer. Hemen 473 73 73’ü arayın....

KENDİNİZİ yenileyin. Kampanyanızı günümüze ve ligimize uyarlayın. Güncel olsun. İşte bir - iki örnek size. Deliden, Delice. 1) Pepsi maçın gaspçısını siz seçiyorsunuz. Hemen arayın... 2) Pepsi maçın tetikçisini siz seçiyorsunuz. Hemen arayın... Kısaltıp birkaç seçenek daha sunalım. 3) Maçın maşası, 4) Haftanın şaibesi, 5) Haftanın suçu. Evet, yukarıdakilerden birini seçin. Siz de ligimizle dalganızı geçin.

SEVGİLİ Don’lar. Yarın öbür gün, hadi diyelim belki bir gün. Mesela Dıgıturk’le anlaşma bittiği gün. Derlerse size Dıgıturk veya diğerleri, bu lig sizin dediğiniz gibi şaibeli, maibeli. Şike de var, tehdit de. Gasp da, suç da. Şu da, bu da. Para etmez. Ederse de şu kadar eder... Ne yapacaksınız ? Hiç düşündünüz mü ? Belki de iyi olacak. Üstelik hayırlı da. Paraya yorgan diyelim, hadi öyle izah edelim. Yorgan gitti, kavga bitti. Unutmadan. Basketbol Ligi için tatsız, tuzsuz, keyifsiz diyoruz ya. Veya Efes, Ülker ve diğerleri. Düşme de yok, üstelik finali de belli. Evet, basketbol liginde de sorun çok oğlu çok. Ama hiç olmazsa yukarıdakiler yok.

SÜTTEN çıkmış ak kaşık değilsiniz. Hatta çoğunuz olmasa da bir kısmınız karasınız da. Hatta kapkara. Ama yine de bu acaipliklerin içinde en az acaip olan sizlersiniz. Hatta bence en dürüstü de, en temizi de. Ve tabii en garibanı da.
Önce içinizdeki kara, kapkara olanları atın. Sonra çıkın, tavır koyun. Bir hafta yok olun. O zorsa eğer hiç olmazsa bu hafta, mesela on beş dakka, hani men dakka dukka. Protesto edin. Nasrettin Hoca’yı bilirsiniz. Eşeğini kaybedip bulmuştu ya, Allah birini sevindirmek isterse bir şeyini kaybettirir, sonra buldururmuş. Kaybedelim sizi, hiç olmazsa onbeş dakika. Sonra bulalım. Sevindirin bizi.

18 kulüp başkanı ve eşi, Futbol Federasyonu genel kurul üyeleri, Don Ulusoy’un davetiyle Kore - Japonya yolunda. Yani ilk seçimde yine hepsi Don Ulusoy’un sağında, solunda...

BU kaosu ancak siz çözersiniz gibi geliyor bana. Hani IMF - Derviş gibi. IMF dayattı, sayın Derviş ayarttı. Hükümet de yaptı. Evet, UEFA ve siz. Belki yanılıyorum ama, başka çıkış yok galiba. UEFA bastırırsa olur bu iş. Federasyonun olmasa da onların var yaptırım gücü. Hem zaten Şampiyonlar Ligi. Ona babamızınki diyelim. Anamızın ligini üç büyükler için sanki bitirdi gibi. Baksanıza, Beşiktaş ne diyor. Hem 5 - 6 milyon dolar kaybettik, hem de Şampiyonlar Ligi’ni. Demeseler de şunu demeye getiriyor. Anamızın liginde oynasak ne olur, oynamasak ne olur ?
Unutmadan. Don Ulusoy’un finişi müthişti. Üç büyüklerden ikisine babalarının ligini, analarının liginde kalana da dedelerinin yıldızını verdi. Böylece de hesapta hidayete erdi. Saygılarımla. Köyün Delisi

SAYIN Turizm Bakanı’na 52 haftada 52 cümle kampanyasında bu hafta. Aile ve sülale:
• Anne - Mother.
• Baba - Father.
• Büyükanne - Grandmother.
• Büyükbaba - Grandfather.
• Erkek evlat - Son.
• Kız Evlat - Daughter.
Her dersten sonraki klasik cümlemizle bitirelim. Turizme olmasa da Sayın Bakan’ına ufak da olsa bir katkımız olsun.
Haftaya Lesson XV.

SERİ İLANLAR
Pazartesi - Çarşamba 09.30 - 10.00 Radyo D’de
Cuma’ları ise Milliyet’teyiz (Başka şubemiz yoktur.)
İmza: Köyün Delisi