Adı dörtlü final, ya da son dört. Hangisi uyarsa... Ligin ilk dördü, kupanın da son dördü olmuş... İyi de olmuş... Yani dört iyi onlar. Bundan iyisi yok mu? Var hem de çok... Üç tane veya tane tane... Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş... Hiç olmazsa üçünden biri Abdi İpekçi’de olsaydı, keşke salon da dolsaydı. Türkiye Kupası bu sene sanki daha farklı katılanlar için... Acaba niçin? Darüşşafaka ve Telekom’un açlığı, Efes ve Ülker’in Eurolig hüsranı... Evet... Bu sene kupa onlar için daha anlamlı...
Ülker ile başlayalım...
Sıkıntı hep aynı. Bir de beş rakamından nefret ediyor Didin belli ki... Bir veya beş nolarından biri iyi oynarsa gerçek bir basketbol takımı oluyorlar. Oynamazsa veya oynayamazsa da çabucak soluyorlar. Lollis yine hem kendisi hem de beş nolar için oynayandı. On bir ribaund kapan, yine çok atan ve en çok atan Goljovic ile beraber Daçka’ya tek kafa tutandı. Tutku’nun Hakan’ın karşısında yok olması, uzunlarının sanki şoklanıp çaresiz kalması, hem Ülker’i bitirdi. Hem de Efes - Ülker finali umanların hayallerini... Halil Üner ve Murat Didin... Ne kadar saklasalar da, ne de takmasalar da, ezeli rakip onlar. İkisi de iyi coach, ikisi de hakiki coach, üstelik beyinlerinde saklı bir sürü daha coach... Hem sahada kazanmak istiyorlar hem de coach tahtasında. Over coaching denen şey bu işte. Üner belli ki, Didin’e iyi çalışmış, Darüşşafaka’ya alışmış. Oyunu hızlandırıp, hatta çok hızlandırıp, karıştırıp, sulandırıp, hatta biraz da bulandırıp Ülker’i, Ülker gibi oynayıp yendiler.
Efes, Telekom için birkaç cümle yeter de artar bile... Geçen hafta Telekom’un Efes’i ligde yenmesi, belki kupada da yener denmesi Efeslileri hırslandırmış. Telekom dünkü maçı bence ligde Efes’i yenerken kaybetti. Üçüncü periyodun sonu 70 - 34’tü. Şöyle bağlarsak, mesela 34’e bir ekleyip 35 yapalım. Hani derler ya 35 yolun yarısı eder. Veya maçın yarısı eder. Onlar yolun yarısındayken, yaş, pardon Efes 70, yani iş bitmişti. Böyle basketbol kritiği olur mu derseniz eğer, ben de derimki, "Böyle maça, böyle kritik değer"....
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024