Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Böyle başlamak tuhaf mı olacak bilmiyorum. Hoş olsa da olmasa da böyle başlamak istiyorum. Daçka’nın fendi, diğerlerini yendi. 800 bin dolarlık takımla dün Ülker’i kupanın dışına itmek, bugün de Efes ile sonuna kadar itişmek az şey mi? Hedefleri finalmiş belli ki. Sokak basketbolcuları onlar. Zaten de sokak basketbolu oynuyorlar. Ama aralarına Halil’in kimlikleri serpiştirilmiş. Sokakların kuralları neredeyse, kupanın kralları yapacaktı onları. Hakan Köseoğlu’nun Kerem’e kafayı takması, milli takımda rakibi olması hem onu bozdu, hem de takımını. Evet, Daçka çok heyecanlı, Efes de onlardan daha canlıydı. Efes Pilsen’in başında Murat Didin olsa, Halil belki biraz daha motive olup dolsa, kısaca halamın bıyıkları olsa diyelim. Şenol Güneş, yanlış yerde, yanlış zamanda söylemişti, ama ne kadar ekmek, o kadar köfte belki de bu Daçka’nın ikinciliği için söylenmeli.
Ve Efes. Hani ister Bologna nire, İstanbul nire deyin, ister niyet Bologna’yaydı kısmet İstanbul’a. Kısaca ne derseniz, deyin. Oradaki Final - Four’a kalamadılar, o hırsla ve o hızla İstanbul’daki dörtlü finale daldılar. Hiç zorlanmadan da kupayı aldılar. Sonuçta kupa kupadır derseniz eğer, ben de derim ki haberimiz yokmuş, Efes hedefi küçültmüş meğer. Mesela hiç oynamayan Ömer Onan ve Arda’yı Daçka alsa, ikisi 40 dakika sahada kalsa ne olurdu acaba ?
Amacımız tabii ne Efes’i, ne de aldığı kupayı küçültmek. Dört takım arasında en iyisi onlardı. En basketbol oynayanlar da, en hücüm eden de, en müdafaa yapan da. Kısacası Eurolig’de kısa da kalsalar, Türkiye’de herkese tepeden bakıyorlar.